Dava İİK'nun 169. ve 170. maddeleri uyarınca açılmış imzaya ve borca itiraz davasıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte borçlu tarafından açılan imzaya itiraz davasına ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacının imzaya itirazı üzerine mahkemece huzurda imza örnekleri alındıktan ve ilgili kurumlardan davacının imzasının bulunduğu belge asılları celp edildikten sonra, aldırtılan Merkez Jandarma Kriminal Laboratuvar amirliğince düzenlenen rapora göre; imzanın davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiği, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olması ile kesin kanaat içermesi nedeniyle ATK'dan rapor alınmamasının usul ve yasaya uygun olduğu, rapor içeriğine göre ilk derece mahkemesince davacının imzaya itirazının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
KARŞI OY Davalı Banka tarafından kambiyo senetlerine dayalı haciz yoluyla takipte bulunulmuş, davacının İİK 170. maddesi uyarınca imzaya itirazı ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talebi üzerine, mahkemece imzaya itirazın kabulüne, kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiş, itiraz eden borçlu vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece borçlu lehine kötü niyet tazminatına da karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur. Uyuşmazlık, temlik cirosu suretiyle hamil olduğu çeki kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe koyan bankanın aleyhine, borçlunun imzaya itirazının kabulü hâlinde kötü niyet tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Takibe konu çeke davalı banka, imzaya itiraz eden borçlu Çakıcı Kap Kalıp ve Plastik A.Ş’nin temlik cirosuyla hamil olmuş ve çeke karşılıksız şerhi verilmesi üzerine icra takibinde bulunmuştur....
Davalı, takibe konu senet altındaki imzaya herhangi bir itirazı olmadığını, davacıdan borç alıp, senet verdiğini, daha sonra senet bedelini ödeyip, iade edilen senedi yırtıp attığını ancak bu senedin davacıya verdiği senet olup olmadığını bilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının takibe dayanak yapılan senet altındaki imzaya herhangi bir itirazının bulunmadığı, ödeme iddiasında bulunan davalının, ödemeyi yasal delillerle ispatlayamadığı, senedin, kambiyo senedi vasfını yitirdiği, davacı tarafça davalının icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir kayıt ve belge sunulmadığı, öte yandan takibe konu alacağın varlığı ve miktarının yargılama yapılmasını zorunlu kıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Somut olayda; İlk derece mahkemesince 15.04.2021 tarihli 1. duruşmada Yapıkredi Bankası Yıldız Şubesine müzekkere yazılarak belge asıllarının istendiği ancak 2 nolu 01.07.2021 tarihli duruşmada bu hususta yazılan müzekkere sonucunun tespit edilmediği, davalının 06.05.2021 tarihinde delil avansını yatırdığı, celse talikine neden olmadığı, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda imza itirazı ile ilgili henüz deliller toplanmadan, borçluya ait incelemeye esas olacak imza örnekleri getirilmeden, gerekirse borçlunun imza örnekleri alınmadan, bu aşamada takip alacaklısı tarafından bilirkişi ücretinin verilen süreden sonra yatırıldığından bahisle imza itirazının kabulüne karar verilmesi yasaya uygun olmadığı, borçlu tarafından açıkça imza itirazından feragat edilmediği sürece borcun ödenmesi imzaya itirazı konusuz kılmayacağı anlaşıldığından, davalının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, deliller toplanılarak karar verilmek üzere HMK 353/1a-6 maddesi gereğince...
Somut olayda, mahkemece, borçlunun imzaya itirazı hakkında bir bilirkişi incelemesi yapılmamış ve sadece ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/4569 Soruşturma sayılı dosyasından dava konusu senetle ilgili aldırılan rapora itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Bu durumda, alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de; anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından Dairemizce kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......
Diğer taraftan, İİK'nun 170/4. maddesinde, icra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edileceği düzenlemesi öngörülmüştür. Bu durumda, mahkemece, borçlunun imzaya itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, icra takibi, bonoyu ciro yolu ile eline geçiren yetkili hamil ... tarafından keşideci hakkında yapılmaktadır. Bu durumda, hamil ile keşideci arasında doğrudan ilişki bulunmadığından adı geçen hamil, takibe dayanak bonodaki imzanın keşideciye ait olup olmadığını bilebilecek durumda değildir....
O halde; mahkemece, borçlunun imza itirazının sürede olduğuınun kabulü ile esasının incelenerek karar verilmesi yerinde olup, alacaklının sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 170/3. maddesine göre imzaya itirazın kabulü kararı ile takip durur. Somut olayda; imza itirazı kabul edildiğine göre; mahkemece, "takibin durdurulması" yerine "takibin iptaline" karar verilmesi isabetsizdir. Ancak anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzelterek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......
Diğer taraftan, İİK'nun 170/4. maddesinde, icra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edileceği düzenlemesi yer almaktadır. Bu durumda, mahkemece, borçlunun imzaya itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, icra takibi, bonoyu ciro yolu ile eline geçiren yetkili hamil ... tarafından keşideci hakkında yapılmaktadır. Bu durumda, hamil ile keşideci arasında doğrudan ilişki bulunmadığından, adı geçen hamil, takibe dayanak bonodaki imzanın keşideciye ait olup olmadığını bilebilecek durumda değildir....
İİK'nun 170/4. maddesine göre; imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, icra mahkemesi, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın % 10’u oranında para cezasına mahkum eder. Somut olayda, takip dayanağı çekte, muteriz borçlunun lehtar, alacaklının ise çeki lehtardan alan ciranta olduğu görülmektedir. Bu durumda alacaklı, borçlu ile doğrudan ilişki içinde olduğundan imzanın adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Çekteki imzanın lehtar borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan senedi alan alacaklının, imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte en azından ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesi gerekirken, bu yöndeki talebin reddi isabetsizdir....