tescil edildiği anlaşılmıştır. 1-Davalının öncesinde 32.50 m²'lik yeri varken uygulamanın iptali ile 23,18 m²'lik dava konusu taşınmazın tahsis edildiği dikkate alınarak kalan 9.32 m²'lik kısmının DOP payı olarak kesilip kesilmediği, imar uygulamasının iptali sonucunda iş bu 9.32 m²'lik bölüm için başka parselde yer verilip verilmediği davalı idareden sorularak varsa tapu kayıtları ilgili Tapu Müdürlüğünden getirtildikten, 2-Samsun 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/46-507 sayılı dosyası mahkemesinden istendikten, 3-Dava konusu taşınmazın öncesinde 168 ada 6 parsel iken üzerinde mevcut binaya ilişkin inşaat ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi vs.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-ESKİ HALE GETİRİLMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, 3960 sayılı parselde 210/3840 payın miras bırakan ... adına kayıtlı olduğunu, taşınmazın imar uygulaması sonucu 4 imar parseli olarak adlarına tescil edildiğini, imar uygulamasının idari yargıda iptal edilip, kesinleştiğini ileri sürerek, tapunun iptali ile eski kadastral hale getirilmesi isteğinde bulunmuşlar; daha sonra davalarını atiye terk ettiklerini belirtmişlerdir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Karar verilmesine yer olmadığına şeklinde verilen karar Dairece; “…Davacılar vekili, taşınmazla ilgili olarak yeni bir imar uygulaması yapıldığını ileri sürüp, davalarını atiye terkettiğini bildirmelerine karşın davalılar bu beyana muvafakat etmediklerini ve davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. HUMK:'nun 185.maddesi hükmü gereğince davacı davalının rızası olmaksızın davasını takipten kaçınamaz....
O halde, dava konusu taşınmazların bulunduğu alanda ikinci bir imar uygulamasının yapıldığı açık olup, dava konusu 1443 ve 1445 parsellerin bulunduğu alanda 2001 yılında yapılan ikinci imar uygulamasına dair tüm kayıt ve belgelerin eksiksiz olarak merciinden teminini ile evrakına eklenmesi, ayrıca, ikinci imar uygulamasına dair işlemin tapu siciline yansıyıp yansımadığı belirlenerek, taşınmazların son halini ve mülkiyet durumunu gösterir çap (tapu) kayıtlarının merciinden istenilerek evrakına eklenmesi için dosya birden çok iade edildiği halde mahkemece istek yerine getirilmeden evrak dairemize gönderilmektedir....
Davalının temyiz sebeplerine gelince, iptali istenilen imar parsellerine ait tapu kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlem imar planından sonra 10.05.1996 tarihinde İmar Kanunun 18. maddesi uyarınca yapılan imar uygulamasıdır. İmar uygulamasına ilişkin idari işlem ayakta durduğu sürece de tapu iptali ve tescil isteğinin dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Somut olayda, dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede yapılan imar uygulamasına karşı iptal isteğinde bulunulup bulunulmadığı belli değildir. O halde, mahkemece 10.05.1996 tarihinde yapılan imar uygulamasının geçerli ve halen ayakta olup olmadığının araştırılarak, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRAL PARSELİN İHYASI Taraflar arasında görülen davada; Davacı Kooperatif; kayden maliki bulunduğu 438 parsel sayılı taşınmazın yer aldığı çalışma alanında davalı ... tarafından yapılan imar uygulamasının İdari Yargı yerinde iptal edildiğini, tescilin dayanağının kalmadığını ileri sürerek, 438 sayılı kadastral parselden imar uygulaması sonucu oluşan tüm imar parsellerin tapularının iptali ile kadastral parselin ihyasına karar verilmesini istemiştir. Davalı ...; kooperatif adına kayıtlı taşınmaz bakımından bir iptal kararı bulunmadığını, diğer davalı Hazine ise; imar işlemine bir dahli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır....
Bundan ayrı tahsise konu yerde 3194 Sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca imar planı veya 3290 Sayılı Yasa ile değişik 2981 Sayılı Yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması zorunludur. Bilirkişilerce düzenlenen 09.10.2006 günlü raporda, dava konusu yerin imar affından faydalanan çok sayıda gecekondunun bulunduğu büyük bir kamu taşınmazı olmadığı, çekişmeli taşınmaz ile çevresindeki tüm taşınmazların imar parseli niteliğinde olduğu, ıslah edilmesi gereken bir yapı topluluğunun bulunmadığından imar uygulamasının yapılmadığını, ıslah-imar planı yapılmasına da ihtiyaç bulunmadığından söz edilmiştir. Mahkemece, taşınmazın bulunduğu yerde ıslah-imar uygulamasına ihtiyaç bulunmadığından imar uygulamasının yapılmadığı, düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmasına gerek bulunmadığı, taşınmazın tamamının imar parseli olduğu, arsa bedelinin davacı tarafça yatırıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....
Davalılardan T5 vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili T5 Emlak ve İstimlak Müdürlüğünün 12.01.2017 tarihli yazısında Kurtpınarı Belde Belediyesinden 1998 yılında imar uygulamasının yapıldığını ve bu uygulamadan sonra tescil işleminin gerçekleştiğini ve herhangi bir dava konusu edilmediğini, 2003 yılında imar planlarında yapılan değişikliğe istinaden yeniden imar planı yapıldığını, yapılan imar uygulamasının Maliye Hazinesi tarafından açılan davalar neticesinde iptaline karar verildiğini, ancak devreden Kurtpınar Belediyesinin 03.08.2015 tarih ve 10.08.2005 tarih ve 17.08.2005 tarih ve 10 sayılı encümen kararı ile yaptığı imar planını Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının söz konusu bölgenin enerji ihtisas bölgesi olarak ilan edilmesine müteakip enerji ihtisas bölgesindeki planlama yetkisinin bakanlıkta olduğu Kurtpınar Belediyesinin yaptığı imar uygulamasının dayanağı olan imar planına yok hükmünde olacağı iddiası ile Maliye Hazinesi her bir ada parsel için ayrı ayrı Adana 1 ve 2...
Böyle bir durumda da dayanıksız kalan kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Somut olayda; dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptali nedeniyle imar parsellerinin yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle tapu iptali ve tescil kararı verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin tamamen yerine getirildiğinden söz edilemez. Zira, dava konusu 7527 ada 3 ve 4 sayılı imar parsellerinin tapu kayıtlarının iptali ile 433 sayılı kadastral parselin ihyası ve davacı adına tesciline hükmedilmesi gerekirken, sicil kayıtları yolsuz tescil durumunda bulunan imar parselleri üzerinden tescile karar verilmesi doğru görülmemiştir....
İdare Mahkemesi’nin 22.07.2007 tarih ve 2005/2415 esas, 2007/156 karar sayılı ilamıyla iptal edildiği ve bu kararın 28.07.2009 tarihinde kesinleştiği; iptal kararından sonra davalı ... tarafından geri dönüşüm ve yeni şuyulandırma işlemlerinin yapıldığı ve 19.08.2008 tarihinde 1330 sayılı parsel önce imar iptali ile tescil edilip, sonra imar uygulamasıyla sayfası kapatılarak 941 ada 3 ve 982 ada 1 sayılı imar parsellerinin meydana getirildiği, daha sonra 11.05.2010 tarihinde imar iptali ile yeniden 1330 sayılı parsele dönülüp yapılan şuyulandırma işlemi ile de 1207 ada 3, 1199 ada 9 ve 1248 ada 2 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğu ve 1248 ada 2 parsel sayılı taşınmazın da 07.01.2011 tarihinde imar düzenlemesi ile 1458 ada 1 sayılı imar parseline dönüştüğü dosya kapsamıyla sabittir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.12.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Davacı vekili; davacının, davalı ... Belediyesiyle kayden paydaş oldukları 2303 ada 7 ve 8 sayılı imar parsellerinin dayanağı olan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil istemiştir....