Borçlunun, takipte ilama aykırı olarak faiz ve alacak kalemlerinin bulunduğu yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olup, bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak İcra Mahkemesi önüne getirilebilir. (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı Kararı) Somut olayda, hükme esas alınan 10.02.2014 tarihli bilirkişi raporunda; ilk takip tarihi 14.02.2012 ile ikinci icra emri düzenleme tarihi 07.05.2013 arasında %18 faiz oranı üzerinden hesap edilen kıdem tazminatı, fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacakları için talep edilen faiz miktarının herhangi bir itiraz olmaması nedeniyle kesinleştiği kabul edilerek incelemenin bu kabule göre yapıldığı anlaşılmaktadır. İcra takibinde ilama aykırı faiz ve alacak kalemlerinin bulunduğu yönündeki iddiaların süresiz olarak İcra Mahkemesi önüne getirilebileceği ayrıca takibin ve ilk icra emrinin dayanağı olan, ilam 24.09.2012 tarihli Yargıtay 22....
Borçlu vekilinin başvurusu faiz hesaplamasının ilama aykırı yapıldığına ilişkin olup, ilama aykırılık nedenine dayalı yapılan bu başvuru süreye tabi değildir. Kaldı ki, takip kesinleşmiş olsa bile, takibin kesinleşmiş olması borçlunun icra müdürlüğünce yapılan hesap tablosuna itiraz etmesine engel olmaz. Anayasanın 4709 sayılı yasa ile değişik 46/son maddesi hükmüne göre kesin hükme bağlanan (kesinleşmiş) kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi halinde 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacaklı için öngörülen en yüksek faizin uygulanması talep edilebilir. Bir başka anlatımla, henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedeli için 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacaklı için öngörülen en yüksek faiz oranı uygulanmaz. Bu oran kararın kesinleşme tarihinden sonrası için hesaplamada dikkate alınacaktır....
Alacaklının sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla faiz talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup, İİK'nun 17. maddesinin 1. fıkrası gereği şikayetin icra mahkemesince kabulü halinde icra emrinin düzeltilmesi gerekmektedir. Dosya içerisinde mevcut 03.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda; icra emrinde istenebilecek asıl alacak miktarının, 1 parsel için 28.816,02 TL, 3 parsel için 192,86 TL, 5 parsel için 1844,72 TL, 6 parsel için 10.692,97 TL olduğu ve ilam vekalet ücretinden bakiye 120 TL alacak bulunduğu, ilam vekalet ücretinin işlemiş faizinin de 18,78 TL olarak düzenlenmesi gerektiği, faize faiz talep edilemeyeceği için, ilam sonucu hesaplanan faiz alacağına yeniden faiz hesaplanmadığı belirtilmiştir....
(HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının Tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme İsteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir....
DAVA KONUSU : İlama Aykırılık Şikayeti KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından Trabzon 4. İş Mahkemesinin 2020/734 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamaya istinaden verilen karar uyarınca müvekkili aleyhine Trabzon İcra Müdürlüğünün 2022/8578 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamlı icra takibine başlandığını, takip sırasında mahkemece brüt olarak hükmedilen işçilik alacaklarının nete çevrilmediği gibi işlemiş faiz oran ve miktarlarının da hatalı talep edildiğini ileri sürerek ilama aykırılık şikayetinin kabulü ile icra takibinin iptaline, aksi halde icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı vekili dava dilekçesinde, CMK'nın 142. maddesi uyarınca davalı idareye başvurulmadan takibe geçildiği iddiasıyla takibin iptali istemi yanında, ilama aykırılık şikayetinde de bulunmuş, kararda ilama aykırılık şikayeti hakkında olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmamış ve hüküm kurulmamış olup, davacının tüm talepleri değerlendirilmeden karar verilmesi nedeniyle karar, usul ve yasaya aykırıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin, kabulü ile HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....
Mahkemece birleşen dosyalara ilişkin verilen kararların ayrı ayrı takibe konulmasında yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Mahkemece, aynı ilamdan kaynaklı alacakların birden fazla takibe konu edilemeyeceği şikayeti dışındaki diğer şikayet nedenleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu durum 6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesine aykırı olduğundan mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 24.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bakanlığı'na talepte bulunduğu, idarenin 30 günlük yasal ödeme süresinin takip tarihi olan 17.04.2013 itibariyle geçtiği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Borçlu vekilinin sair temyiz itirazları, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından yerinde değildir. 2-Borçlunun şikayet nedenleri arasında bulunan haciz ihbarnamesi ile talep edilen miktarın fazla olduğu yönündeki şikayeti hakkında İcra Mahkemesince olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu konuda bir karar verilmesi için mahkeme kararının bozulması yoluna gidilmiştir....
Mahkemece, takibin 13.11.2013 tarihinde başlatıldığı, 6552 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 11.09.2014 tarihinden önce yapılmış takipte usuli işlemlerde aykırılık bulunmadığı, kamuya tahsisli olanlar dışındaki hesaplara haciz konulduğu, bu yönü ile de aykırılık bulunmadığı; aşkın haciz iddiasıyla ilgili yeterli belge sunulmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Borçlu vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, Borçlu Belediye vekili uygulanan tüm haciz işlemlerinin usulsüz ve açıkça yasaya aykırı olduğunu bildirerek hacizlerin kaldırılmasını istediğinden, haczedilmezlik şikayeti yönünden de işin esası incelenerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile sonuca gidilmesi doğru değildir....
için) faizin fazla hesaplanması ilama aykırılık teşkil edip yine süresiz şikayete tabi olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir....