Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Alacaklının sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla faiz talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup, İİK'nun 17. maddesinin 1. fıkrası gereği şikayetin icra mahkemesince kabulü halinde icra emrinin düzeltilmesi gerekmektedir. Dosya içerisinde mevcut 03.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda; icra emrinde istenebilecek asıl alacak miktarının, 1 parsel için 28.816,02 TL, 3 parsel için 192,86 TL, 5 parsel için 1844,72 TL, 6 parsel için 10.692,97 TL olduğu ve ilam vekalet ücretinden bakiye 120 TL alacak bulunduğu, ilam vekalet ücretinin işlemiş faizinin de 18,78 TL olarak düzenlenmesi gerektiği, faize faiz talep edilemeyeceği için, ilam sonucu hesaplanan faiz alacağına yeniden faiz hesaplanmadığı belirtilmiştir....

    DAVA KONUSU : İlama Aykırılık Şikayeti KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından Trabzon 4. İş Mahkemesinin 2020/734 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamaya istinaden verilen karar uyarınca müvekkili aleyhine Trabzon İcra Müdürlüğünün 2022/8578 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamlı icra takibine başlandığını, takip sırasında mahkemece brüt olarak hükmedilen işçilik alacaklarının nete çevrilmediği gibi işlemiş faiz oran ve miktarlarının da hatalı talep edildiğini ileri sürerek ilama aykırılık şikayetinin kabulü ile icra takibinin iptaline, aksi halde icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Davacı vekili dava dilekçesinde, CMK'nın 142. maddesi uyarınca davalı idareye başvurulmadan takibe geçildiği iddiasıyla takibin iptali istemi yanında, ilama aykırılık şikayetinde de bulunmuş, kararda ilama aykırılık şikayeti hakkında olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmamış ve hüküm kurulmamış olup, davacının tüm talepleri değerlendirilmeden karar verilmesi nedeniyle karar, usul ve yasaya aykırıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin, kabulü ile HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....

    Mahkemece birleşen dosyalara ilişkin verilen kararların ayrı ayrı takibe konulmasında yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Mahkemece, aynı ilamdan kaynaklı alacakların birden fazla takibe konu edilemeyeceği şikayeti dışındaki diğer şikayet nedenleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu durum 6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesine aykırı olduğundan mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 24.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Bakanlığı'na talepte bulunduğu, idarenin 30 günlük yasal ödeme süresinin takip tarihi olan 17.04.2013 itibariyle geçtiği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Borçlu vekilinin sair temyiz itirazları, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından yerinde değildir. 2-Borçlunun şikayet nedenleri arasında bulunan haciz ihbarnamesi ile talep edilen miktarın fazla olduğu yönündeki şikayeti hakkında İcra Mahkemesince olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu konuda bir karar verilmesi için mahkeme kararının bozulması yoluna gidilmiştir....

        Mahkemece, takibin 13.11.2013 tarihinde başlatıldığı, 6552 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 11.09.2014 tarihinden önce yapılmış takipte usuli işlemlerde aykırılık bulunmadığı, kamuya tahsisli olanlar dışındaki hesaplara haciz konulduğu, bu yönü ile de aykırılık bulunmadığı; aşkın haciz iddiasıyla ilgili yeterli belge sunulmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Borçlu vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, Borçlu Belediye vekili uygulanan tüm haciz işlemlerinin usulsüz ve açıkça yasaya aykırı olduğunu bildirerek hacizlerin kaldırılmasını istediğinden, haczedilmezlik şikayeti yönünden de işin esası incelenerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile sonuca gidilmesi doğru değildir....

          için) faizin fazla hesaplanması ilama aykırılık teşkil edip yine süresiz şikayete tabi olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir....

          İİK'nın 149/a maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı yasanın 33. maddesi gereğince, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, limit aşımı ve ilama aykırılık şikayeti dışındaki şikayetler yedi günlük hak düşürücü süreye tabidir. Somut olayda, davacının limit aşımı ya da ilama aykırılık şikayeti bulunmadığı, diğer şikayetlerin icra emrinin tebliği tarihine göre 7 günlük yasal süreden sonra yapıldığı anlaşılmakla şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddine karar verilmesi isabetli değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekmiştir....

          Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre ilama dayalı olarak ilamsız takip yapılamayacağından, ilamda yer alan alacak kalemlerinin ilamsız takibe konulması elbette ki mümkün değildir. Fakat ilam dışında kalan alacak kalemleri için genel haciz yolu ile takip yapılmasında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır. Alacaklı, ilamsız takipte ilamlı takibe konu yapmadığı yani ilama bağlanmamış olan alacağını takip konusu yapabilir. Somut olayda iptali istenen ilamsız icra takibine konu alacak eda hükmü içeren bir ilama bağlanmadığı için bu alacağın ilamsız takip ile istemesine yasal bir engel yoktur. Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece şikayetin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Yargıtay'ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin REDDİNE, 2-Meskeniyet şikayeti yönünden, temyiz edenin sıfatına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun Mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 0,90 TL'nin temyiz edenden alınmasına 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu