hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, haczin İİK'nın 99. maddesine göre olduğunun tespiti gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Müdürlükçe verilen 07/01/2021 tarihli İİK'nun 97.maddenin uygulanmasına dair kararın şikayeti üzerine İstanbul 25.İcra Mahkemesinin 2021/66 Esas sayılı dosyasında 09/02/2021 tarihli karar ile şikayetin kabulüne davalı-alacaklıya İİK'nun 99.madde uyarınca istihkak davası açmak üzere süre verilmesine karar verildiği, kararın istinaf edildiği, davacılar vekilinin 28/04/2022 tarihli dilekçesi ekinde dairemize sunduğu BAM 21.Hukuk Dairesinin 2021/1726 Esas 04/03/2022 tarihli kararı ile ilk derece mahkemesi kararına istinafın esastan reddine Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildiği, 21 Hukuk Dairesine yazılan tezkere üzerine alınan cevapta kararın taraflara tebliği ve temyiz dilekçesi verilmemesi üzerine ilk derece mahkemesine iade edildiğinin bildirildiği, dolayısıyla kararın kesinleştiği ancak şeklen kesinleşme şerhi verilmediği anlaşılmaktadır....
Hukuk Dairesi'nin 2020/4210 esas ve 2020/11240 karar sayılı kararının aynen "İcra müdürlüğünce İİK m. 96 ve 99 maddelerine göre işlem yapılıp yapılmayacağı hususu ancak evrak araştırması sonucunda netleşmektedir. Gerek İİK'nın 96. Ve 99 maddeleri şikayeti ve gerekse istihkak iddiası ayrı dava konusu olduğundan hali hazırda borçluya ait olduğu iddia edilen yerde evrak araştırması yapılması usul ve yasaya aykırı değildir." şeklinde olduğunu, yukarıda açıklandığı gibi evrak araştırma talebi reddedilemeyeceğinden ve evrak araştırmasının da, haciz ve istihkak prosedürünün bir parçası olduğundan İİK gereğince icra memurunun işleminin hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay 12....
. maddesine göre işlem yapılması gerekirken İİK.nın 97. maddesine göre işlem yapılmasına yönelik şikayeti incelendiğinde; Bakırköy 14....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hem usulsüz tebliğ şikayeti hem de gecikmiş itirazın aynı anda yapılamayacağını, tebliğin usulüne uygun olduğunu, davacının yasal süresi içerisinde gecikmiş itirazda bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda; borçluya gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iadesi üzerine TK'nın 21/2. maddesine göre yapılan tebliğin usulüne uygun olduğu, tebliğ tarihinde davacı yurt dışında olmasına karşılık 26.11.2020 tarihinde yurda girdiği tarihten sonra 14.12.2020 tarihinde yaptığı gecikmiş itirazın yasal süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, yabancı para alacağına dayalı genel haciz yoluyla ilamsız takipte usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte gecikmiş itiraza ilişkindir....
Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/05/2019 NUMARASI : 2019/99 ESAS 2019/251 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Adana 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09/05/2019 tarih 2019/99 esas 2019/251 karar sayılı kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine Adana 9.İcra Dairesi'nin 2018/11902 esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte müvekkiline ait İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, Erenköy Mahallesi, 1248 ada, 27 parsel, 4. kat, 5 nolu bağımsız bölümün haczedildiğini, müvekkilinin sosyal statüsü dikkate alındığında söz konusu evin haline münasip evi olduğundan haczedilemeyeceğini beyan ederek İcra İflas Kanunu'nun 82. maddesi gereğince haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
nin kürtaj yapamayacağını belirtmesi üzerine kadın doğum uzmanı olan inceleme dışı sanık Temel'in muayenehanesine giderek orada kürtaj yaptırdıkları, mağdurenin şikayeti üzerine sanık hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan soruşturma başlatılıp şikayetten vazgeçme nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşıldığından, mevcut haliyle mağdurenin reşit olmayanla cinsel ilişki suçu neticesinde hamile kalması, hamilelik süresinin yirmi haftadan fazla olmaması, rızası doğrultusunda ve uzman hekim tarafından gebeliğin sonlandırıldığı gözetilerek 5237 sayılı Kanun'un 99 uncu maddesinin altıncı fıkrası uyarınca atılı suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığının anlaşılması karşısında sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur. 2. Yukarıda açıklanan bozma sebebine istinaden Tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir. V....
ın 20.10.2005 ve 18/06/2015 tarihli keşiflerde ve vermiş olduğu dilekçe ile dava konusu 112 ada 99 parsel maliki ... hakkındaki davasından vazgeçtiğini beyan ettiğinden davanın feragat nedeniyle reddine, dava konusu 112 ada 99 parselin kadastro tutanağındaki diğer özellikleri ile davalı ... adına tarla vasfı ile kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm asli müdahil Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1949 yılında orman kadastrosu, 1978 yılında aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması, daha sonra 1989 yılında 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması yapılmış, 23.03.1990 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir....
Mahkemece İİKnun 170/3. maddesi gereğince imzaya itirazın kabulü halinde takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken iptaline karar verilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenlerle bozulması gerekir ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bakırköy 5.İcra Hukuk Mahkemesinin 24.02.2015 tarih ve 2014/68 E. - 2015/204 K. sayılı kararının hüküm hüküm bölümünün 2. bendinde yer alan; "takibin davacı yönünden iptaline" sözcüklerinin karar metninden çıkarılarak, yerine "takibin durdurulmasına" sözcüklerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....