Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a ihale edildiği ve ihalenin kesinleşmesinden sonra, taşınmazın ihale alıcısı tarafından 28.11.2012 tarihinde üçüncü kişi ...' a satıldığı, şikayetçi borçluya icra müdürlüğü tarafından 14.12.2012 tarihinde İİK' nun 135.maddesine dayalı olarak tahliye için 15 günlük süre verildiği, şikayetçi borçlunun yasal süre içerisinde icra mahkemesine başvurusunda, tahliyeye ilişkin icra müdürlüğü işleminin, malik sıfatı bulunmayan ihale alıcısının talebi ile yapıldığını ileri sürerek işlemin iptalini talep ettiği görülmektedir. İİK 135. maddesine göre; “Taşınmaz alıcıya ihale edilip bedeli alındıktan sonra alıcı namına tescil edilmesi için 134. maddede yazılı müddete riayet edilerek tapuya müzekkere yazılır. Taşınmaz borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akte dayanmayarak başkaları tarafından işgal edilmekte ise onbeş gün içinde tahliyesi için borçluya veya işgal edene bir tahliye emri tebliğ edilir....

    Davalılardan ... ve ..., dava konusu 135 ada 33 parsel ile 91 parsel sayılı taşınmazın 1500 metrekarelik kısmının kök muristen kalmadığını, kendi miras bırakanı ...tarafından satın alındığını, diğer dava konusu taşınmazların ise kök muris ...’tan geldiğini ve ...in terekesinin taksim edildiğini, taksim sonucu kendilerine kaldığını, taksimde davacıya verilen taşınmazların tarla olarak kullanılmaması nedeniyle üzerinde çamların yetiştiğini bu sebeple orman vasfı ile Hazine adına tescil edildiğini, öte yandan kadastro sonucu davacı adına 135 ada 70 parsel sayılı taşınmazın tescil edildiğini yine 135 ada 99 parsel sayılı taşınmazın davacıya verilmesi gerekirken sehven kadastro sırasında ..., adına tespit ve tescil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır....

      İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman ... bilirkişisi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada temyize konu 135 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ... sayılmayan yerlerden olduğu, ayrıca temyize konu taşınmazın güneyinde bulunan 135 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kişi adına ...ırlık niteliğiyle tescil edildiği Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda onanarak kesinleştiği, diğer komşu parsellerin ise kişiler adına yapılan tescillerinin itirazsız kesinleşmiş olduğu anlaşıldığına ve davacı ... Yönetiminin davasının kısmen kabulü yolunda hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

        Davalı tarafça gönderilen Noter ihtarnamesinden iş sözleşmesinin özetle “davacının, eski eşinin kardeşi olan işçi Ali Patat’ın verdiği 03/12/2015 tarihli şikayet dilekçesi çerçevesinde yapılan incelemede tarafların savunmalarının alınıp, tanıklarının dinlendiği ve 07/12/2015 tarihli disiplin kurulu kararı uyarınca 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-d maddesine göre feshedildiği” anlaşılmaktadır. Davacı tarafın yargılamada dinlettiği tanık babası olup olaya dair görgü ve bilgi sahibi değildir. Dinlenen 2 davalı tanığından bir tanesi görgüye dayalı bilgi sahibi olmamakla birlikte, diğer davalı tanığı sataşma eylemine maruz kalan dava dışı işçi Ali Patat olup beyanına göre davacının kendisini ve ailesini tehdit ettiğini ifade etmiştir....

        HMK'nın 357. maddesine göre "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." şeklinde belirtilmiş olup, davacı borçlu vekilin istinaf dilekçesinde şikayete konu taşınmaz için yeni açtıkları zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasının (Ferizli Asliye Hukuk 2020/202 Esas ) bekletici mesele yapılması gerektiği ileri sürülmüşse de; İlk Derece Mahkemesi'nde yapılan yargılama sırasında süresinde ileri sürülmeyen iş bu husus hakkında inceleme yapılamayacağından istinafında isabet bulunmamaktadır....

        İcra Müdürlüğü'nün 2018/9040 Esas sayılı dosyasından, taşınmaza yönelik olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını ve bu takip sonucunda taşınmazın T3 tarafından satın alındığını, müvekkiline mecurda işgalci olduğu gerekçe gösterilerek İcra İflas Kanununun 135. maddesine istinaden tahliye emri gönderilmiş ise de müvekkilinin mecurda fuzuli şagil konumunda bulunmadığını, İİK'nın 135/II maddesi hükmü uyarınca kabul edilen kira sözleşmesi gereğince kiracı konumunda bulunduğunu, İİK'nın 135. maddesine istinaden tahliyesinin mümkün olmadığını, İİK'nın 135/2 maddesi gereğince haciz tarihinden önceki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş akde dayanarak kiracı konumunda olunması durumunda bu hükme dayanarak tahliye istenmesinin mümkün olmadığını, 11/11/2019 tarihli kira sözleşmesinin haciz tarihinden önce olduğunu, işgalci durumunda olmadığını belirterek, tahliye emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

        Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı 135 parsel sayılı taşınmazın malikinin dava dışı ... olduğunu, bu kişinin 135 sayılı parselden 2522 m2 yüzölçümündeki alanın 21.04.1964 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle ... ’a satışını vaat ettiğini, ... ’ın da 20.10.1970 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle aynı yeri ... vd. satış vaadinde bulunduğunu, satış vaadi borçlularının 19.12.1994 tarihli taksim sözleşmesiyle satış vaadine konu yeri ...’ya bıraktıklarını, kendisinin 25.02.2003 tarihli adi yazılı sözleşmeyle bu hakkı temlik aldığını, 135 sayılı parseldeki 2522 m2 yerin adına tescilini olmadığı takdirde Türk Medeni Kanununun 724. maddesine göre temliken tescilini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Davada bidayetteki 21.04.1964 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanılmaktadır....

          Yönetimi temyiz dilekçesinde çekişmeli taşınmazın 135 ada 35 parsel olduğu belirtmiş olup, Dairemizin 18.09.2008 tarih ve 2008/7359 -11317 sayılı iade kararı üzerine dosyaya gönderilen 135 ada 35 parsele ilişkin kadastro tesbit tutanaklarının davalı ... adına tesbit edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, husumetin doğru kişiye yöneltildiği, ancak, maddi hataya dayalı olarak parsel numarasının yanlış yazıldığı anlaşılmaktadır. Yargıtay HGK'nun 24.12.1997 tarih 1997/17-846-1085 sayılı kararında kabul edildiği gibi davalı taşınmaz ile ilgili olarak ortada maddi hata bulunmaktadır ve mahkemece yapılacak iş, çekişmeli taşınmazla ilgili olarak uyuşmazlığın esastan incelenerek ihtilafın çözümlenmesi, davalı olmadığı anlaşılan 135 ada 135 parselin ise kadastro tesbit tutanaklarının kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesi...'' gereğine değinilmiştir....

            Mahkemenin, 2014/953 Esas ve 2015/398 Karar sayılı, 07/05/2015 günlü ilamı ile verilen tahliye kararı onanarak kesinleşmiş olup mahkemece bozmadan sonra yeniden tahliyeye karar verilmiş olması yeni hüküm anlamına gelmeyeceğinden İİKnun 4949 sayılı Kanun'la Değiştirilen 363/1. maddesinin son cümlesindeki kesinlik sınırının aynı Kanunun Ek 1. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 01.01.2016 tarihinden itibaren artırılan miktarı dikkate alındığında temyize konu değerin 6.310,00 TL'yi geçmediği anlaşıldığından mahkeme kararının temyiz kabiliyeti yoktur. SONUÇ: Temyiz isteminin miktar itibarıyla REDDİNE, taraflarca İİKnun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 01.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Hukuk Dairesi         2015/135 E.  ,  2015/222 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih ve 2014/1 sayılı Kararı'nın dayanağı olan 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 14. maddesini değiştiren 6110 sayılı Yasa'nın 8. maddesinde, daireler arası iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirmenin esas alınacağı öngörülmüştür. Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; TBK'nın 69. maddesine dayalı olarak yapı malikinin sorumluğundan kaynaklanan tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 16.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu