Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 16/11/2021 tarihli karara karşı, davalı T14 tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Aksaray İli Merkez İlçesi İncesu Köyü 1950, 2004, 2117, 2180, 2165, 2167, 2168 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde müşterek malik olduklarını, tarafların taşınmazların rızaen taksim edemediklerini belirterek dava konusu taşınmazlardaki ortaklığın aynen taksimini, mümkün olmadığında satış suretiyle giderilmesini talep ve dava etmiştir....
Başvuru, İİK.nun 134.maddesi kapsamında ihalenin feshi istemine ilişkindir. Takip dosyasının incelenmesinde; kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte davalının temlik alacaklısı olduğu, 27/03/2019 tarihinde yapılan kıymet takdir işlemi ile taşınmaza 454.212,80 TL değer biçildiği, 25/06/2019 tarihinde "İsmailbey Mahallesi" adresinde muhatabın çarşıya gittiği belirtilerek, aynı konutta ehil reşit gelini Perihan Karabacak’a tebliğ edildiği, aynı adreste satış ilanının bizzat borçluya 09/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, birinci artırmada alıcı çıkmayan taşınmazın 02/10/2019 tarihli ikinci artırmada 237.000,00 TL bedelle davalı alacaklıya ihale edildiği görülmüştür. İİK.'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmelidir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, dava dışı borçlu şirket hakkında yaptıkları takip kapsamında borçluya ait araç üzerine haciz konulduğunu, ancak şikayet olunanın aynı araca kendilerinden sonra haciz koymasına rağmen aracı satarak satış parasını garameten paylaştırdığını, bu işlemin yanlış olduğunu ileri sürerek, sıra derece kararının iptalini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, müvekkilinin alacağının 6183 sayılı Kanun'un 21. maddesi gereğince öncelikli olması sebebiyle garameten taksim işleminin doğru olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir....
Borçlu tarafından feshi talep edilen 02.09.2015 tarihli ihaleye ilişkin satış ilanı tebligatının borçluya 14.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği, bu tebligatta ''Muhatabın çarşıda olduğunu komşusu Bülent İmmet'in beyan etmesi üzerine tebligatın mahalle muhtarına teslim edildiği, haber kağıdının kapıya yapıştırıldığı, haber bırakılan komşu ismi yazılmadan imzadan imtina ettiği kaydı ile tebliğ edildiği görülmekte olup, haber verilen kişinin açık kimliğinin tebligattaki meşruhatta yazılmadığı, haber bırakılan komşu isminden imtina edilemeyeceği, bu haliyle, satış ilanı tebligatının TK'nun 21/1.maddesine aykırı tebliğ edilmekle usulsüz olduğu anlaşılmıştır. İİK'nun 127. maddesi gereğince; taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi ise başlı başına ihalenin feshi sebebidir....
Somut olayda borçluya, 08.07.2015 tarihinde, yapılan satış ilanı tebliğine ilişkin tebliğ belgesinin incelenmesinde; "….muhatap kırda olduğu komşusunun beyanı ile anlaşılmış olup. Muhtar .... imzasına tebliğ edilerek 2 nolu ihbar muhatabın kapısına yapıştırılıp komşusu ...’a haber bırakıldı. İmzadan imtina etmiştir.” şeklinde şerh düşülerek yapıldığı görülmüştür. Tebligatta, muhatabın tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği, araştırılmadığı gibi bilgi alınan komşunun isminin de yazılı olmadığı anlaşıldığından yukarıdaki yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekir. İİK.nun 134/2. maddesi hükmü gereği ihalenin feshini ilgililer ihale tarihinden itibaren 7 gün içinde isteyebilirler. Öte yandan, aynı maddenin 6. fıkrası hükmüne göre satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet süresi ıttıla tarihinden başlar....
Sıra cetvelini düzenleme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine aittir. Haczin talimatla uygulanması halinde sıra cetvelinin esas icra dairesince düzenlenmesi gerekir. İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. Açıklanan maddelere göre, birden fazla haciz ve dolayısıyla alacaklı bulunduğu durumlarda, icra müdürlüğünce, öncelikle İİK'nun 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılarak alacaklılara, diğer alacaklara yönelik itirazlarını ileri sürme imkanı tanınmalıdır....
İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. Açıklanan maddelere göre, birden fazla alacaklının bulunduğu böyle durumlarda, icra müdürlüğünce, öncelikle İİK'nun 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılmalı ve alacaklılara, diğer alacaklara yönelik itirazlarını ileri sürme imkanı tanınmalıdır. Somut olayda, ihale konusu aracın kaydında birden fazla haczin bulunduğu ve şikayetçi banka lehine 18.06.2007 tarihli rehin şerhi olduğu görülmektedir. Şikayetçinin alacağının rüçhanlı olup olmadığı, sıra cetveli yapıldıktan sonra itiraz halinde tartışılacak bir husus olup, bu aşamada icra müdürlüğü sıra cetveli düzenlemekten imtina edemez....
Maddesi uyarınca iptale tabi olduğunu, dava konusu satış işlemi, borcun doğumundan sonra yapılmış olup, taşınmazlar gerçek değerinin oldukça altında bir fiyatla satıldığını, taşınmazın rayiç piyasa koşullarında kabul edilemeyecek kadar düşük bir bedel ile satışının yapılmış olması hayatın olağan akışına aykırı olup devrin muvazaalı olduğu ve iptali gerektiği sabit olmasına karşın yerel mahkemece dinlenilen tanık beyanları uyarınca satış bedelinin 56.000,00 TL olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğunu, taraflarca satış bedeli tapu resmi satış senedi ile 15.000,00 TL olarak belirlenmiş olup tapuda belirtilen resmi satış bedelinin üzerinde bir paranın ödendiğini ispat külfeti davalılar üzerinde olduğunu, davalı bu iddiasını da senede karşı senetle ispat kuralı gereğince ancak ve ancak senetle eşdeğer banka dekontu, makbuz vb....
-2- 2009/4809 2009/7648 Davacı 3.kişi, dava konusu araçları yurt dışından ithal eden yetkili firmadan fatura ile satın aldığını ve bu firmanın bayii olduğu, sadece satış için davalı borçluya gönderdiğini, mülkiyetin borçluya geçmediğini ileri sürmüş ve buna ilişkin belgelerini ibraz etmiştir. Gerçekten dosya içerisinde mevcut belgelerden; araçların dava dışı yetkili şirket tarafından yurt dışından ithal edildiği ve davacıya fatura ile satılmış olduğu sabittir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6085 sayılı Yasanın 3.maddesinde tescilsiz araçlarda araç sahibi “....adına sahiplik belgesi düzenlenmiş kişi....” olarak tarif edilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 35/c maddesi hükmünce de hiç tescil edilmeyen; tescil belgesi bulunmayan araçların satış ve devirlerinin sahiplik belgesi esas alınarak noterlikçe yapılması zorunlu tutulmuştur. Somut olayda; davacı 3.kişi yetkili firmadan araçları fatura ile satın aldığından bu satış geçerlidir....
Satışına karar verilen taşınmaz; a)Paylı mülkiyet hükümlerine konu ise satış bedelinin ve harcın paydaşların tapudaki payları oranında, b)Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması halinde satış bedelinin ve harcın mirasçılık belgesindeki paylar oranında, c)Hem paylı, hem de elbirliği mülkiyeti halinin bir arada bulunması halinde ise satış bedelinin ve harcın tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına ve tahsil edilmesine karar verilmesi gerekir....