WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 114. maddesi gereğince, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değildir. Ancak icra müdürlüğünce verilen satış kararında aksi yönde bir karar verildiği takdirde tebliğ işleminin geçerli olup olmadığının araştırılması gereklidir. Yani, icra müdürünün menkul ihalelerinde zorunlu olmamasına rağmen satış ilanının tebliğine karar vermesi halinde artık borçluya satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi ihalenin geçerlilik şartı olacaktır. Somut olayda, 19.11.2014 tarihli satış kararında “yeteri kadar satış ilanının hazırlanarak ilgililere bilgi mahiyetinde tebliğine” karar verilmiş olup, tebligatın bir amacının da bilgilendirme olduğu düşünüldüğünde, satış kararındaki “bilgi mahiyetinde” ifadesinden tebligatın yapılıp yapılmamasının ihaleye etkisi bulunmadığı sonucu çıkarılamaz....

    İİK’nun 134/7. maddesi gereğince; satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet müddeti öğrenme tarihinden başlar. Aynı maddede, bu müddetin ihale tarihinden itibaren bir seneyi geçemeyeceği açıklanmıştır. Maddeye göre, satış ilanı, borçluya usulüne uygun tebliğ edilmemişse, ihalenin feshi, ihale tarihinden itibaren bir seneyi geçmemek üzere, ihalenin öğrenilmesinden itibaren yedi günlük süre içinde icra mahkemesinden istenebilecektir. Şikayetin süresinde olup olmadığının belirlenmesinde, öncelikle satış ilanı tebligatının usulüne uygun yapılıp yapılmadığının tespiti gerekir....

      Aynı Yasanın 283.maddesi uyarınca davanın sabit olması halinde 3.şahıs adına oluşturulan kaydın tashihine gerek olmadan dava konusu malın alacak ve ferileri ile sınırlı olarak haciz ve satış yetkisi tanınmak üzere tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekir. Somut olayda sacede tasarrufun iptaline ilişkin hüküm kurulması doğru olmamış, bu nedenle hükmün bozulması gerekmişse de bu yanlışlığın düzeltilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nun geçici 3/2.maddesi göndermesiyle HUMK'nun 438/7.maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....

        SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMKya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMKnın 428.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, taraflarca İİKnun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 29,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 20.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalılar tarafından davalı müvekkili Salih'e verilen vekaletnamenin" babadan kalan bir arsanın satışı ile alakalı" olmadığını, tam tersine ''bilcümle murislerimizden ve murisi evvellerimizden intikal etmiş ve intikal edecek'" diye başlayan ve "Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilinde vaki ve kain, tapulu ve tapusuz, hisseli ve hissesiz, takyitli ve takyitsiz, bilcümle gayrimenkullerdeki miras hak ve hisselerinin tamamı..." diye devam eden ve her türlü işlem yetkisi veren genel bir vekaletname olduğunu, davalı müvekkilinin babalarından kalan davaya konu taşınmazda davacıların ve annesinin miras paylarını rızaen taksim yoluyla ödediğini, bu nedenle de taraflar arasında bugüne kadar hiçbir sorun yaşanmadığını, davalı müvekkili Salih'in kardeşlerine karşı kötü niyetli bir yaklaşım içinde olmadığından ve davacıların haklarını rızaen taksim yoluyla ödemiş olduğundan, vekaletname düzenlenir düzenlenmez hemen işlem yapma ihtiyacı...

          İcra dosyaları incelendiğinde şikayetçi tarafından bedeli paylaşıma konu taşınmazlar üzerine ... tarihinde haciz konduğu ve ... tarihinde taşınmazların satışını talep ederek satış avansı yatırdığı anlaşılmaktadır. Bu durumda şikayetçinin haczinin ayakta olup olmadığı uyuşmazlığın çözümü için halledilmesi gereken meseledir. Borçlu tarafından .... tarihinde iflas erteleme talebinde bulunulmuş mahkemece... tarihinde İİK 179/b maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı ile borçlu aleyhine takip yapılmaması ve mevcut takiplerin durdurulmasına karar verilmiştir. Bu durumda İİK 106. maddesi gereğince gayrimenkul için 2 yıllık satış isteme süresine mahkemece verilen tedbir kararlarının ayakta kaldığı sürenin eklenmesi gerekir. İhtiyati tedbirlerin .... tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile kaldırıldığı bu durumda 29.03.2010 satış isteme tarihinin 2 yıllık satış isteme süresi içinde kaldığı anlaşılmaktadır....

            İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 15/12/2014 NUMARASI : 2014/1204-2014/1036 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklının talebiyle, borçlunun arsa sahibi ile 17.06.2011 tarihinde yaptığı düzenleme şeklinde arsa payı karşılığında inşaat yapım ve satış sözleşmesi gereği borçluya gelecekte isabet edecek hisse üzerine icra müdürlüğünce haciz konulduğu, haciz konulan taşınmazın maliki olan 3. kişi H.. Yapı İnş. Ve Tur. Ltd....

              İİK'nun 114. maddesi uyarınca, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değil ise de, borçluya tebliğine karar verilmesi halinde, tebliğ edilmemesi Dairemizin süregelen içtihatlarına göre ihalenin feshi sebebidir. Çorlu İcra Müdürlüğü'nün 2014/305 ve 306 talimat sayılı dosyalarındaki 11.11.2014 tarihli satış kararlarında; satış ilanının borçluya tebliğine karar verilmediğinden satış ilanının tebliği zorunluluğu bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, borçlunun ileri sürdüğü diğer fesih nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                İİK'nun 140. maddesi gereğince; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar”. Sıra cetvelini düzenleme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine aittir. Haczin talimatla uygulanması halinde sıra cetvelinin esas icra dairesince düzenlenmesi gerekir. İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. Açıklanan maddelere göre, birden fazla alacaklının bulunduğu böyle durumlarda, icra müdürlüğünce, öncelikle İİK.nun 140.maddesi gereğince sıra cetveli yapılmalı ve alacaklılara, diğer alacaklara yönelik itirazlarını ileri sürme imkanı tanınmalıdır....

                  İİK'nun 140. maddesi gereğince; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar”. Sıra cetvelini düzenleme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine aittir. Haczin talimatla uygulanması halinde sıra cetvelinin esas icra dairesince düzenlenmesi gerekir. İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. Açıklanan maddelere göre, birden fazla alacaklının bulunduğu böyle durumlarda, icra müdürlüğünce, öncelikle İİK.nun 140.maddesi gereğince sıra cetveli yapılmalı ve alacaklılara, diğer alacaklara yönelik itirazlarını ileri sürme imkanı tanınmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu