Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

H.U.M.K’nun 76.maddesinin kapsadığı bu ilke ışığında uyuşmazlığın 3.kişinin istihkak davasına ilişkin olduğunun kabulü ile İİK’nun 97/11.maddesi hükmünce genel hükümler ve basit yargılama usulü uygulanarak duruşma açılması tarafların delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. Öte yandan, İİKnun 97. Maddesine göre, istihkak davaları takip alacaklısı ile istihkak iddiasına karşı çıkan borçluya yöneltilir. Dava dilekçesinde, alacaklının davalı olarak gösterilmemesi tamamlanabilecek maddi hata olup dairemizin giderek Yargıtay’ın uygulamasına göre alacaklının daha sonra davaya katılmasını sağlanarak taraf teşkilinin tamamlanması olanaklıdır.(HUMK.80) Somut olayda, borçlu haciz sırasında dava konusu malların davacılara ait olduğunu ileri sürdüğüne göre hasım olmasına gerek yoktur....

    Sanayi Bölgeleri Kanunu'nun 15/3. maddesi gereğince kurum alacağı dikkate alınmadan alacaklıya yapılan ödeme işleminin kaldırılmasına, öncelikle OSB alacağının ödenmesine ve icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılması gerektiğine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece şikayetin reddine karar verilmiştir. İİK'nun 140. maddesi gereğince; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.” Sıra cetvelini düzenleme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine aittir. İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. Somut olayda, üçüncü kişi .... ........

      İİK.nun 140. maddesi gereğince, “satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.” Sıra cetvelini düzenleme yetkisi ilk haczi koyan İcra Dairesine aittir. İİK.nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. Somut olayda, ... Organize Sanayi Bölgesi, ihale konusu taşınmazın kendi bölgesinde olduğunu, takip borçlusunun da kendilerine ihale tarihi itibariyle doğalgaz borçlarına ilişkin olarak, 927.245,95 TL, aidat borçlarına ilişkin olarak da 16.157,21 TL borcu olduğunu bildirmiştir. İcra Müdürlüğü, şikayete konu, 25.03.2014 tarihli kararında, asgari ihale tutarına ......

        H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Dava konusu taşınmazın satış bedelinden davalının payına isabet eden miktar üzerinden binde 11,38 oranında hesaplanacak esastan ret harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL'nin mahsubu ile bakiyesinin davalıdan alınmasına, 3- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmının mahkemesince resen yatıran taraflara iadesine, 5- HMK'nın 359/4. maddesi gereğince kararın tebliği, 302/5. maddesi gereği ise harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK'nın 362/1- b maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİKnun 366. ve 6100 sayılı HMKnun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMKnun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; taraflarca İİKnun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 27.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİKnun 366 ve 6100 sayılı HMKnun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMKnun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİKnun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 27.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Taşınmaz malların satış bedelinden payına düşecek bedelin binde 11.38'i oranında hesaplanacak esastan ret harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye harcın istinaf başvuru talebinde bulunan davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3- Davalının sarf ettiği istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, gider avansından arta kalanın yatırana iadesine, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Kararın tebliği ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, 6- HMK. 27. maddesi gereği, tarafların hukuki dinlenilme hakkı nedeniyle ve 04/08/2017 tarihinde yürürlüğe giren 7035 sayılı Yasanın 27. maddesi ile HMK'nun 302. maddesine eklenen 5.fıkrası uyarınca hükmün ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine, Dair, dosya üzerinde...

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/806 KARAR NO : 2021/160 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/02/2020 NUMARASI : 2018/382 ESAS - 2020/34 KARAR DAVA KONUSU : Ortaklığın Giderilmesi (Miras Nedenli) KARAR : Doğanhisar Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 21.02.2020 tarihli karara karşı, davalı tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Konya ili Doğanhisar İlçesi Mehmet Akif Ersoy Mahallesi Köyiçi Mevkii 134 ada 36 ve 16 parsel sayılı taşınmazlarda birlikte paydaş olduklarını, taşınmazların taraflar arasında rızaen paylaşımının mümkün olmadığını belirterek mümkünse aynen taksimi, olmazsa satış usulü ile ortaklığın giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            İİK'nın 127. maddesi gereğince satış ilanının borçluya tebliği zorunlu olup, satış ilanının borçluya tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olmakla yukarıda açıklandığı şekilde satış ilanının davacı borçluya tebliği usule uygun olmadığından, ihalenin feshine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Öte yandan davalı T5 vekilinin istinaftan vazgeçme beyanı ilk derece mahkemesince kabul görmemiş ve dosya mahkememize gönderilmiş olmakla; istinaftan vazgeçen vekilin vekaletnamesinde açıkça istinaf kanun yolundan feragat yetkisi bulunmasa da davadan ve temyizden feragat yetkisinin bulunduğu görülmektedir. Davadan tümüyle feragat yetkisi bulunan vekilin istinaf yolundan da feragat yetkisinin bulunduğu kabul edilmelidir. Bu durumda davalı T5 vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 349/2. maddesi gereğince feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir....

            Mahkemece davaya, konu edilen taşınmazların gerçek değeri ile tapu kaydında gösterilen satış bedeli arasında fahiş fark bulunması nedeniyle davanın kabulüne, davalılar arasındaki tasarrufların iptaline ve takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere davacıya haciz isteme yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, alacağın dayanağı olan bononun tanzim tarihinin, tasarruf tarihinde olduğunun davalılar tarafından kanıtlanamamasına, tasarrufa konu taşınmazların tapuda gösterilen satış bedeli ile bilirkişiler tarafından belirlenen gerçek değerleri arasında bir mislinden fazla fark bulunmasına, 3. kişi davalı ...'...

              UYAP Entegrasyonu