ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/197 Esas KARAR NO : 2018/120 DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Kazası Sonucu Oluşan Cismani Zarar Nedenine Dayalı) DAVA TARİHİ : 14/03/2016 KARAR TARİHİ : 13/02/2018 Davacı tarafından açılan ve H.M.K.'nun 150/1 maddesine göre birinci kez işlemden kaldırılan dava dosyasının incelenmesi sonunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı tarafından davalı aleyhinde mahkememizde açılan Maddi Tazminat (Trafik Kazası Sonucu Oluşan Cismani Zarar Nedenine Dayalı) davasının yapılan yargılaması sırasında, davacının .../.../... tarihli duruşma gün ve saatinden haberdar olmasına rağmen duruşmaya mazeretsiz olarak katılmadığı ve dosyanın H.M.K. 150/1 maddesi gereğince yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, dosyanın işlemden kaldırıldığı .../.../... tarihinden itibaren 3 aylık yenileme süresi içerisinde yenilenmediği anlaşıldığından davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-5237 sayılı TCK'nın 61/2. maddesine aykırı olarak, 5237 sayılı TCK'nın 22/3. maddesinin aynı Kanunun 89/1. maddesi gereğince belirlenen temel cezadan sonra uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, 2-5237 sayılı TCK nın 89/1. maddesi gereğince belirlenen temel cezadan aynı maddenin 2. fıkrası gereğince yarı oranında arttırım yapılması sırasında hesap hatası yapılarak neticeten sanık hakkında fazla cezaya hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 2, 3...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.09.2004 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; 120 ve 115 parsel malikleri aleyhine açılan davanın kabulüne dair verilen 12.04.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalı 120 sayılı parsel maliki ... mirasçısı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayalı geçit hakkı istemiyle açılmıştır. Mahkemece 115 ve 120 parsellerin ortak sınırından geçit tesis edilmiş, hükmü ... mirasçısı olan ... temyiz etmiştir. Mirasçılık belgesine göre 120 parselin maliki dava tarihinden önce 01.10.1995 tarihinde ölmüştür. 04.05.1978 gün ve 4/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ölü kişi aleyhine dava açılamaz....
Dosyada bulunan şerefiye bedeli ile ilgili listede davalı kooperatifin karşısında 42.117,66 TL şerefiye bedeli alacağı bulunduğu yazılı olup yönetim kurulunun ....08.2006 tarihli kararında Birliğin ....07.2006 tarihli olağan genel kurulda alınan kararla verilen yetkiye dayalı olarak ekli listede belirtilen şerefiye bedellerinin dağıtım işlemlerinin tamamlanmasına karar verildiği görülmüştür. Mahkemece, yönetim kurulu kararında sözü geçen olağan genel kurul kararı ile yönetim kurulu kararının ekindeki liste getirtilip kendisine tahsis edilen taşınmazın istifadan sonra davalı kooperatif tarafından iade edilip edilmediği de araştırılarak takas koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, soyut gerekçelere dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
Ancak taraflar, uygulanacak faiz oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadır. Somut olayda, davalı kooperatifin 23.06.2012 tarihli genel kurul gündeminin 6. maddesinde alınan karar ile ''Kooperatif alacakları ile ilgili gecikme cezalarının % 5 olarak uygulanmasına'' şeklinde karar alınmış olup, söz konusu faiz oranının aylık faiz olarak belirlendiği kabul edilmelidir. Bu durumda, mahkemece, anılan yasal düzenleme ve açıklamalar çerçevesinde, genel kurul toplantısında belirlenen faiz oranının 6098 sayılı ...'nın 120. maddesine aykırı olması sebebiyle davalı kooperatifin 23.06.2012 tarihli genel kurul toplantısında alınan 6. no'lu kararın iptal edilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır....
Sonuç olarak, davacı kooperatif genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır. Belirtilen açıklamalar ve mevzuat hükümleri doğrultusunda; mahkemece, bilirkişiden hüküm kurmaya ve denetime elverişli ek rapor alınarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak, takip tarihine kadar işlemiş faiz ile takip tarihinden sonra işleyecek faiz oranının aylık %10 (yıllık %120) olarak hesaplanması yasaya aykırı olmuştur....
Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davacı idareden peşin alınan temyiz ve taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nun 120/2 maddesine göre icra müdürlüğünden aldığı yetkiye istinaden açtığı alacak davası olduğu, bu davalarda görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın esastan reddi ile yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, İ.İ.K.'nun 120/2 maddesine göre icra müdürlüğünden alınan yetkiye istinaden 3. kişiye karşı açılan alacak davasına ilişkindir. Yerel mahkemenin gerekçesinde yer verdiği emsal içtihatlarda da belirtildiği üzere bu davalarda görevli mahkeme genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesidir. İtiraz yersizdir. Bu sebeple aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bursa 2....
Davalılar, murislerinin ölümünden sonra 21.10.2003 tarihinde mirasçılar olarak davacıya vekalet verdiklerini,ancak davacının dosyaya ibraz etmediğini ve davayı takip etmediğini belirterek davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece davacının vekilliğinin haklı nedenle sona erdiği kabul edilerek avukatlık ücret sözleşmesi hükümlerine göre davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı ,avukat olarak davalıların murisleri olan ... Gezici ile yapılan vekalet sözleşmesi kapsamında ... Gezici'nin taraf olduğu Çatalca 2. Asliye Hukuk Mah.1991/120 Esas sayılı dava dosyasında vekil olarak temsil etmiş olup,bu husus taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir.Davalılar savunmalarında murislerinin ölümünden sonra davacıya vekalet verdikleri halde, davacının vekaletnameleri ilgili dosyaya intikal ettirmediği ve davayı takip etmediğini savunmuşlardır. Bu savunmaya ilişkin olarak dosya kapsamı itibariyle;davacının, ... Gezici vekili olarak Çatalca 2....
Ancak; Sosyal inceleme raporu sarf kararı tutarı olarak harcaması zorunlu kamu masrafı niteliğinde bulunması nedeniyle bilirkişiye ödenen 120 TL'nin suça sürüklenen çocuğa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi suretiyle Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye aykırı davranılması, bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen bilirkişi ücreti 120 TL’nin yargılama giderleri ile ilgili bölümden çıkarılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....