Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

maddesine muhalefet edilmesi, Adli para cezasının gün karşılığının 25 TL yerine 250 TL olarak gösterilmesi ile kısa kararda adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında 120 eşit taksit, gerekçeli karardaki hüküm fıkrasında ise 20 eşit taksit olarak gösterilmesi suretiyle çelişkiye düşülmesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu cihetler yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasında yer alan ".......

    nun 88. maddesine göre "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz." ve 120. maddesine göre "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa,faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur. Ancak, bilirkişi raporunda, 818 sayılı BK.'nun 72. ve 103. (6098 sayılı TBK.'...

      Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında 2001 yılında bireysel bankacılık sözleşmesi imzalandığı, davacıya kredi kartı verildiği, davacının ödemeleri aksatması üzerine noterden ihtar gönderildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ve taraflar arasındaki sözleşme ile faiz oranının kararlaştırılmamış olması da dikkate alınarak, davaya konu kredi kartı borcuna 6101 sayılı kanunun 7. maddesi gereğince, TBK 88. ve 120. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiği kanaatine varıldığı, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu' nun 141.maddesi gereğince zamanaşımının gerçekleşmediği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile, davacının zamanaşımı nedeniyle borçlu olmadığının tespitine dair ve takipte faiz ve avukatlık ücretinin 6502 sayılı TKHK. 5.maddesine aykırılık olması sebebiyle geçersiz sayılmasına dair taleplerinin reddine, İzmir 2....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle yaralama Hüküm : TCK'nın 89/1, 89/3-b, 62, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine, kusur durumuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- TCK'nın 61/8. maddesi uyarınca, adli para cezası hesaplanırken, temel para cezasının gün olarak belirlenmesi, arttırma ve indirimlerin gün üzerinden yapılması, aynı Kanun'un 52/3. maddesi gereğince, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısının kararda gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2- Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine karar...

          K A R A R 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin tüm, davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava; davacının davalı ... nezdindeki ve davalı Kurum'a bildirilmeyen 2000 yılı için 270 günlük, 2001 yılı için 180 günlük, 2002 yılı için 120 günlük çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece; davacının 01.04.2000 – 31.12.2000 tarihleri arasında 270 gün, 01.01.2001 – 31.12.2001 tarihleri arasında 180 gün, 01.01.2002 – 31.12.2002 tarihleri arasında 120 gün davalı ... Belediyesinde hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının ve toplam 570 günlük hizmetinin tespitine dair verilen karar Dairemizin 17.09.2012 Tarih ve 2012/1159 E, 2012/14619 K sayılı kararı ile eksik inceleme yapıldığından bahisle bozulmuş, bozma kararına uyan mahkemece son olarak; davacının 01.01.2002 – 30.04.2002 tarihleri arasında ......

            Mahkemece, davacı tarafından davanın açılabilmesi için yetkili İcra Hakimliğinden yetki alınması gerekirken İcra Müdürlüğü'nden alınan yetkiye dayanılarak dava açılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Elbirliği mülkiyetinde borçlu ortağın alacaklısı icra hakimliğinden İİK'nun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir. İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir....

              nun 120/2 maddesine göre icra müdürlüğünden aldığı yetkiye istinaden açtığı alacak davası olduğu, bu davalarda görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın esastan reddi ile yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, İ.İ.K.'nun 120/2 maddesine göre icra müdürlüğünden alınan yetkiye istinaden 3. kişiye karşı açılan alacak davasına ilişkindir. Yerel mahkemenin gerekçesinde yer verdiği emsal içtihatlarda da belirtildiği üzere bu davalarda görevli mahkeme genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesidir. İtiraz yersizdir. Bu sebeple aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere; 1- Bursa 2....

              Ancak; Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Mudurnu Asliye Ceza Mahkemesinin 30/09/2009 tarih, 2008/150 Esas ve 2009/120 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK'nun 142/1-a maddesine konu hırsızlık suçundan dolayı verilen 2 yıl hapis cezasının, kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28/12/2016 tarih, 2015/16765 Esas ve 2016/14055 Karar sayılı kararı ile eski hale getirme talebinin kabul edilerek bozulmasına karar verildiğinden tekerrüre esas alınamayacağının ancak sanığın Bolu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/01/2009 tarih, 2007/172 Esas ve 2009/7 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 142/1-a maddesine konu hırsızlık suçundan dolayı almış olduğu 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile mükerrir olduğunun gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'...

                ibaresi çıkartılarak yerine “120” ibarelerinin yazılması ve sonuç olarak sanık ...’ın 4.500 TL. hapisten çevrili adli para cezası ve 120 TL. tam gün karşılığı doğrudan adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  nin, İİK'nun 120. maddesine dayalı yetkisi nedeniyle, şikayet konusu edilen takipte taraf sıfatı ve menfaati bulunduğu anlaşıldığından, mahkemenin gerekçesi bu nedenle doğru bulunmamıştır. Öte yandan şikayetçi ....'nin, Şanlıurfa 3. İcra Müdürlüğü'nün 2014/8829 Esas sayılı dosyasında, aynı yer 2. İcra Müdürlüğü'nün 2011/1703 sayılı dosyasını haciz koyduğu miktar kadar takip ve tahsil yetkisi aldığı görülmektedir. Adı geçenin anılan bu yetki belgesinde geçen alacak yönünden takibe devam etme yetkisi bulunduğundan, dosya alacaklısının ibranameye dayalı yaptığı feragat, bu miktar için .... yönünden bağlayıcı kabul edilemez. Bu nedenle şikayetin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir....

                    UYAP Entegrasyonu