Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-İİK'nın 333/a maddesine ilişkin olarak kurulan hükme yönelik incelemede, Eyleme ve yükletilen suça yönelik şikayetçi vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 2-İİK'nın 337/a maddesine ilişkin olarak kurulan hükme yönelik incelemede, Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih, 2011/505, 509, 513 E, 21/02/2012 tarih, 2011/506, 510, 511, 621 E sayılı kararlarında açıklandığı üzere “tacir sayılan limited şirketlerin, temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, sorumlu oldukları şirketlerin ticareti terk etmeleri halinde; İcra İflas Kanunu'nun 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisnaya yer verilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Kanun'un 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına bir engel bulunmadığı “ yönündeki ulaşılan...

    nin, İİK'nun 120. maddesine dayalı yetkisi nedeniyle, şikayet konusu edilen takipte taraf sıfatı ve menfaati bulunduğu anlaşıldığından, mahkemenin gerekçesi bu nedenle doğru bulunmamıştır. Öte yandan şikayetçi ...'nin, ... 18. İcra Müdürlüğü'nün 2012/9802 Esas sayılı dosyasında, ... İcra Müdürlüğü'nün 2011/1121 Esas sayılı dosyasında haciz koyduğu miktar kadar takip ve tahsil yetkisi aldığı görülmektedir. Adı geçenin anılan bu yetki belgesinde geçen alacak yönünden takibe devam etme yetkisi bulunduğundan, dosya alacaklısının yaptığı feragat, bu miktar için ... yönünden bağlayıcı kabul edilemez. Bu nedenle şikayetin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir....

      İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli ... fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli 120 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, krokide (A) harfi ile gösterilen 12.437,88 m² bölümü dışındaki kısmının orman sayılan yerlerden olduğu, (A) ile gösterilen 12.437,88 m² bölümünün ise orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, mahkemece, davanın kısmen kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

        İİK’nın 120/2. maddesi “Aynı suretle hacze iştirak edenlerin hepsi veya içlerinden birisi borçlunun üçüncü bir şahıstaki alacağının tahsilini veya böyle bir şahsa karşı haiz olduğu dava hakkının kullanılmasını, masraf kendilerine ait olmak ve fakat haklarına halel gelmemek şartiyle üzerlerine alabilirler” hükmünü içermektedir. İİK’nın 120/2. maddesinde, özellikle alacaktan bahsedilmiş olup, İİK’nın 94 /2. maddesindeki tapu ya da gemi siciline tescil edilmiş haklardan bahsedilmemiştir. Bu belirlemeye göre, İİK’nın 120/2. maddesine dayalı olarak başlatılacak takip ya da davanın, borçlunun üçüncü kişideki alacağına ilişkin olması gerekir. Davacının İİK'nın 120/2. maddesi uyarınca icra müdürlüğünden aldığı yetkinin adı; alacağın tahsil için devridir. (Prof. Dr. Baki Kuru İcra İflas Kanunu El Kitabı) Bu durumda davalının dava dışı yüklenici şirkete para borcunun bulunması gerekir....

        mahallesi, 120 ada 1 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden, davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Mahkemece, dava konusu taşınmaz İstasyon mahallesi, 120 ada 1 parsel olduğu halde, maddi hata sonucu 210 ada 1 parsel olarak yazılması, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; 1 nolu bendinde yer alan (210 ada 1 parsel) ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine (120 ada 1 parsel) ibaresinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 25/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Limited Şirketinin davacı ...den aldığı kredi kefilliğinden dolayı 13.07.2010 tarihinde borçlandığını, alacağın sebebi olan hukuki ilişkinin tasarrufların yapıldığı tarihten öncesine dayalı olduğunu, 13.07.2010 tanzim, 10.05.2012 vade tarihli 100.000,00 TL.bedelli bonoya dayalı olarak 15.500,00 TL. asıl alacak için ... 7.... Müdürlüğünün 2012/3676 sayılı dosyasında 17.05.2012 tarihinde yapılan takipte ödeme emrinin 18.05.2012 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiğini, takibin kesinleştiğini ve borcun ödenmediğini, ... 7.... Müdürlüğünün 2012/120 esas sayılı dosyasından davalı ... tarafından 39.000,00 TL. bedelli 30.12.2010 tanzim, 30.12.2011 vade tarihli bonoya dayalı olarak davalı ve öz dayısı ... aleyhine takip başlattığını, alınan ihtiyati haciz kararı ile ... ... Müdürlüğünün 2012/3 talimat dosyasından 06.01.2012 tarihinde davalı borçlu ...'nin canlı hayvanlarının haczedildiğini, davalı borçlu ...'...

            Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; alınan kararlarda anasözleşmeye, iyiniyet kurallarına aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 16.10.2012 tarih, ve 2012/4032 esas, 2012/6054 karar sayılı ilamı ile onanmıştır. Bu kez, davacı karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. maddesine dayalı olarak kooperatif genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir....

              karar verilirken adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK'nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi; Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 3. paragrafının hükümden çıkarılarak yerine “Sanığın sosyal ve ekonomik durumu göz önüne alınarak sanığa verilen hapis cezasının TCK'nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine, sanığa verilen adli para cezasının TCK'nın 52/3. maddesi gereğince 120 tam gün karşılığı adli para cezası olarak belirlenmesine, TCK'nın 52/2. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve şahsi halleri gözönünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL olarak hesabıyla 2400 TL adli para cezası...

                Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/08/2014 tarih ve 2014/120 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararı ile takibe başlamış ise de, yukarıda açıklandığı üzere ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yer, icra takibi için yetkili hale gelmez. Bu durumda, yetki itirazının İİK'nun 50. maddesi atfı ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun genel yetki kuralları kapsamında incelenmesi gerekir. İİK'nun 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK'nun 447/2. maddesi atfıyla HMK'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Ayrıca, takip dayanağı olan akdin yapıldığı icra dairesi de takipte yetkilidir. Buna göre, çeke dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK 6. md.), muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK l0. md.) ve ayrıca İİK'nun 50/1. maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklının, kefil olarak ödediği miktarın rücuen tahsili için dekonta dayalı olarak borçlu ... hakkında, genel haciz yolu ile ilamsız takip başlattığı, itirazsız kesinleşen takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; yasal faiz oranı üzerinden faiz hesaplanması gerekirken yüksek oranda faiz uygulandığını belirterek fazla hesaplanan faizin iptaline karar verilmesini istediği mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde; “Uygulanacak yıllık temerrüt...

                    UYAP Entegrasyonu