Ancak; ATK raporu için bilirkişiye ödenen 100 TL ve Sosyal inceleme raporu için bilirkişiye ödenen 120 TL'nin harcaması zorunlu kamu masrafları niteliğinde bulunması nedeniyle suça sürüklenen çoçuklara yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi suretiyle Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'ye aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından hüküm fıkrasının yargılama giderleri ile ilgili bölümden çıkarılarak ''ATK raporu için bilirkişiye ödenen 100 TL ve sosyal inceleme raporu için bilirkişiye ödenen 120 TL'nin 5271 sayılı CMK'nın 324/4. maddesi gereğince Devlet hazinesine yüklenilmesi" cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul...
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada 120 ada 14 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile işaretli 1778,00 m²'lik kısmının orman sayılan yerlerden olduğu, çekişmeli 120 ada 7, 9, 10 ve 13 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 120 ada 14 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile işaretli 44463,48 m²'lik kısmının ise orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına, adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlendiğine ve Hazine bu tür davalarda kanuni hasım durumunda olup mahkemece bu yön gözetilerek hüküm kurulmuş olmasına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine...
halde davalı T4'in devralan kişi olarak davacı yerine geçeceği, bu halde mahkemece duruşma gün ve saati ile diğer tebliğlerin T4 adına "davacı " sıfatıyla tebliğ edilmesi gerekirken kaldırma kararına rağmen adı geçen dava ve duruşmalara davacı sıfatıyla çağrılmamış, bunun yerine HMK'nın 125/2.maddesine ve Dairemiz kaldırma kararına aykırı olarak halen davalı sıfatıyla huzurunda dava yürütülmüş, sonuç olarak devralan T4 adına davacı sıfatıyla duruşma gün ve saati tebliğ edilmediğinden davada taraf koşulu oluşturulmaksızın karar verilmiştir....
İİK’nın 120/2. maddesi “Aynı suretle hacze iştirak edenlerin hepsi veya içlerinden birisi borçlunun üçüncü bir şahıstaki alacağının tahsilini veya böyle bir şahsa karşı haiz olduğu dava hakkının kullanılmasını, masraf kendilerine ait olmak ve fakat haklarına halel gelmemek şartiyle üzerlerine alabilirler” hükmünü içermektedir. İİK’nın 120/2. maddesinde, özellikle alacaktan bahsedilmiş olup, İİK’nın 94 /2. maddesindeki tapu ya da gemi siciline tescil edilmiş haklardan bahsedilmemiştir. Bu belirlemeye göre, İİK’nın 120/2. maddesine dayalı olarak başlatılacak takip ya da davanın, borçlunun üçüncü kişideki alacağına ilişkin olması gerekir. Davacının İİK'nın 120/2. maddesi uyarınca icra müdürlüğünden aldığı yetkinin adı; alacağın tahsil için devridir. (Prof. Dr. Baki Kuru İcra İflas Kanunu El Kitabı) Bu durumda davalının dava dışı yüklenici şirkete para borcunun bulunması gerekir....
nin, İİK'nun 120. maddesine dayalı yetkisi nedeniyle, şikayet konusu edilen takipte taraf sıfatı ve menfaati bulunduğu anlaşıldığından, mahkemenin gerekçesi bu nedenle doğru bulunmamıştır. Öte yandan şikayetçi ...'nin, ... 18. İcra Müdürlüğü'nün 2012/9802 Esas sayılı dosyasında, ... İcra Müdürlüğü'nün 2011/1121 Esas sayılı dosyasında haciz koyduğu miktar kadar takip ve tahsil yetkisi aldığı görülmektedir. Adı geçenin anılan bu yetki belgesinde geçen alacak yönünden takibe devam etme yetkisi bulunduğundan, dosya alacaklısının yaptığı feragat, bu miktar için ... yönünden bağlayıcı kabul edilemez. Bu nedenle şikayetin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 26.05.2011 gün ve 108-172 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - İİK'nın 94. maddesine göre alınan yetkiye dayalı olarak açılan davada kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 23.Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 23.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 29.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli ... fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli 120 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, krokide (A) harfi ile gösterilen 12.437,88 m² bölümü dışındaki kısmının orman sayılan yerlerden olduğu, (A) ile gösterilen 12.437,88 m² bölümünün ise orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, mahkemece, davanın kısmen kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 02/10/2014 NUMARASI : 2014/120-2014/480 Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/08/2014 tarih ve 2014/120 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararı ile takibe başlamış ise de, yukarıda açıklandığı üzere ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yer, icra takibi için yetkili hale gelmez. Bu durumda, yetki itirazının İİK'nun 50. maddesi atfı ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun genel yetki kuralları kapsamında incelenmesi gerekir. İİK'nun 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK'nun 447/2. maddesi atfıyla HMK'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Ayrıca, takip dayanağı olan akdin yapıldığı icra dairesi de takipte yetkilidir. Buna göre, çeke dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK 6. md.), muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK l0. md.) ve ayrıca İİK'nun 50/1. maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir....