İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı vekili tarafından 05/10/2020 tarihinde, ihtiyati haciz kararı ile borçlu olarak görünmeyen ve borçlularla ilgisi olmayan müvekkili firmanın bulunduğu adrese gelinerek müvekkiline ait menkul mallara haciz işleminin yapıldığını, yapılan haciz esnasında mülkiyetinin müvekkili firmaya ait olduğu mallar yönünden istihkak iddiasında bulunduklarını, İİK 99. maddesi gereği alacaklıya istihkak davası açması için süre verilmesinin talep edildiğini ancak icra müdürlüğünce sadece İİK 97. maddesine göre işlem yapıldığını, mahkeme tarafından hukuka aykırı bir şekilde istihkak taleplerinin reddi ve haczedilen menkuller yönünden takibin devamına karar verildiğini, İİK madde 99. hükmü uygulanarak alacaklıya 3. kişi aleyhine istihkak davası açmak için süre vermesi gerekirken İİK madde 97. hükmü uygulanarak taraflarına istihkak davası açmak için süre verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek öncelikle takibin/müvekkil yönünden dava sonuna...
olmayıp da üzerinde mülkiyet veya diğer bir ayni hak iddia eden üçüncü kişi nezdinde bulunursa, bu kişi yedieminliği kabul ettiği takdirde bu mal muhafaza altına alınmaz." hükmüne aykırı olduğunu beyan ederek şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün "İİK md.99 prosedürü uygulanması talebimizin reddi'ne dair 11/08/2022 tarihli kararının" ve "hacizli malların muhafaza altına alınmasına dair 11/08/2022 tarihli kararının" kaldırılmasına ve İİK md.99 gereği istihkak davası açması için alacaklı tarafa süre verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak iddiasının reddi davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, ... 13. İcra Müdürlüğünün 2008/656 Esas sayılı dosyasından, borçlu şirketin işyerinde yapılan haciz sırasında 3.kişinin istihkak iddiasında bulunduğundan, İİK”nun 99 maddesine dayalı olarak 3.kişinin istihkak iddiasının reddi ile davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir Davalı 3.kişi vekili, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkına dayalı olarak ileri sürdüğü istihkak iddiasına, alacaklı tarafın itiraz etmesi üzerine takibi yapan İcra Müdürlüğü’nce icra dosyası takibin devamı veya ertelenmesi konusunda karar verilebilmesi için hemen bağlı bulunduğu İcra Mahkemesine gönderilir. İcra Mahkemesince, dosyada ki mevcut duruma göre İcra Müdürlüğünün İİK 97. maddesi uyarınca, prosedürün işletilmesi talebinin reddi ile, İİK 99. maddesine göre işlem yapılması gerektiğinden bahisle dosyayı İcra Müdürlüğüne gönderilmesine dair karar verilmesi mümkündür....
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayete konu haczin borçlu şirketle ilgisi olmayan müvekkillerinin adresinde yapıldığını, istihkak iddiası üzerine Eskişehir 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/648 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, dosyanın derdest olduğunu, açtıkları istihkak davasında mülkiyet karinesinin müvekkili olan 3. şahıs lehine olduğunu, mahkemece karar verilmediğinden İİK 97 hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını, bu aşamada satış işlemi yapılmasının mümkün olmadığını, haciz adresi ile borçlu şirket adresinin farklı olduğunu, her ne kadar istihkak davası kendileri tarafından açılmış ise de İİK m.99 hükmünün uygulanması gerektiğini, dava sonuçlanıncaya kadar haczedilen malın satışının yapılmaması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; şikayetin kabulüne dair karar verilmiştir....
Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, dava konusu 11.11.2015 tarihinde yapılan haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan....’ın üçüncü kişi şirkete bağlı alt taşeron şirketin çalışanı olduğu, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK'nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır. O halde davacı alacaklının İİK 99.maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı olmadığından, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği ayrıca davanın usulden reddi halinde davalı yararına da Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/2. maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekir....
İstihkak davacısı malı ne suretle iktisap ettiğini ve borçlunun elinde bulunmasını gerektiren hukuki ve fiili sebep ve hadiseleri göstermek ve bunları ispat etmekle mükelleftir." hükmünü içermektedir. 13.03.2017 tarihli müdürlük kararında ve 18.01.2017 tarihli haciz tutanağında belirtilen haciz adresinin, İTO kayıtlarına göre, borçlu şirketin resmi faaliyet adresi olduğu, haciz talimatında borçlu şirket dahil, tüm borçluların adının yer aldığı, haciz işleminin tüm borçlular yönünden yapıldığının kabulü gerektiği, haciz borçlu şirketin adresinde yapıldığı için İİK. 97/a maddesinde yer alan mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı lehine olduğu, icra müdürlüğünce İİK.97 maddesine göre işlem yapılması gerekirken, İİK.99'a göre alacaklıya dava açması için süre verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne,13.03.2017 tarihli müdürlük kararının iptaline, icra müdürlüğünce İİK.97 maddesindeki...
Mahkemece, haciz tarihinin 04.06.2012, dava tarihinin ise 20.06.2012 olduğu, davacı alacaklıya İİK'nin 99. maddeye göre dava açması için verilen sürede dava açılmadığı gerekçesi ile davanın süre yönünden reddine karar verilmiş, karar davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nin 99. maddesine dayalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. İİK’nin 99. maddesinde: “Haczedilen şey, borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya diğer bir ayni hak iddia eden üçüncü kişi nezdinde bulunursa, …icra müdürü, üçüncü kişi aleyhine icra mahkemesinde istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verir. Bu süre içinde icra mahkemesine istihkak davası açılmaz ise üçüncü kişinin iddiası kabul edilmiş sayılır…” düzenlemesi yer almaktadır....
Mahkemece iddia, toplanan delillere göre; dava konusu ev eşyalarının davacı 3.kişinin adresinde ve huzurunda haczedildiği,İİK 97/a maddesindeki karinenin davalı 3.kişi yararına olup aksinin davacı alacaklı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 99. madde gereğince alacaklı tarafından 3. kişinin istihkak iddiasının reddi istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı alacaklı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1,55 TL kalan onama harcının temyiz eden davacı alacaklıdan alınmasına 23.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; haciz yapılan adres ile borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin farklı adresler olması nedeniyle haczedilen eşyaların 3.kişinin elinde haczedildiğinin kabülü gerektiği, bu durumda alacaklı vekiline İİK 99 madde gereğince süre verileceği, ancak İcra Müdürlüğünce alacaklıya dava açması için süre verilmediği, bu durumda alacaklı tarafından açılan davanın İİK 99 madde gereğince süresi içinde açılmış bir dava olarak kabülü gerekeceği, istihkak iddiasında bulunan 3.kişinin ayrı bir tüzel kişiliği bulunan şirket olduğu, borçlunun bu şirketteki hissesini hacizden önce devrettiği, haczin 3.kişinin elinde yapılmış olması nedeniyle ispat külfetinin alacaklı tarafta olduğu, ancak alacaklı tarafça haczedilen eşyaların borçluya ait olduğuna dair herhangi bir delil ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına alacaklının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından tazminata yer olmadığına karar verilmiş; hüküm...