İhtiyati tedbire veya ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verirken hakim dava hakkındaki kanaatini yalnız ihtiyati tedbir talebi ile sınırlı olarak -kanunen gerektiği için- açıklamak durumundadır. Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebilir....
Ayrıca dava tapu iptal ve tescil olup davacı tarafça da bu taşınmaz üzerine tedbir konması istenmekle taşınmaz üzerine tedbir konmasının davanın konusuz kalmasını önlemesi açısından önemli olduğu da bir arada düşünüldüğünde HMK 389 ve devamı maddeleri gereği ihtiyati tedbir şartları oluştuğundan ayrıca HMK 392 maddesi gereği hakim teminat almadan tedbir kararı verebileceğinden , mahkememizce konulan tedbirin yerinde olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbire itiraz eden vekilinin talebinin reddine karar vermek gerekmiş; -İhtiyati tedbir kaldırılması talebinin REDDİNE," karar vermiştir....
Mahkememizce konulan tedbirin, taşınmazın üçüncü kişilere devrini önler nitelikte olduğu, cebri icrayı engeller mahiyette olmadığı, üçüncü kişinin de taşınmazı cebri icra yoluyla satın aldığı anlaşılmıştır. Ayrıca taşınmazın mülkiyetinin ihale alıcısına( üçüncü kişiye ), dava açılmadan ve tedbirin konulmadan önce yapılan 18.08.2020 tarihli ihale ile geçtiği görülmüştür. Açıklanan bu durumlar karşısında, tedbir konulan taşınmazın mülkiyetinin davalıya dava açılmadan ve tedbir konulmadan önce geçmesi ve tedbirin cebri icra yoluyla satışı engellememesi nedenleriyle, tedbirin kaldırılması talebinin kabulüne karar verişmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. " gerekçesiyle; "1- Üçüncü kişinin talebinin kabulü ile taşınmaza konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, karar kesinleştiğinde tedbirin kaldırılması için tapu müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, " şeklinde karar verilmiştir....
Davacı vekilinin 08/06/2021 tarihli celsede dava konusu taşınmaz üzerine yeniden ihtiyati tedbir konulması talebinin, tedbir için gereken koşulların oluşmadığı, kaldırma kararındaki koşulların değişmediği, talebin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla HMK'nun 389 ve devamı maddelerine uygun görülmeyen ihtiyati tedbir talebinin reddine" şeklindeki gerekçe ile ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir....
Yerel mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin ara kararına itiraz üzerine duruşma açılmadan ve taraflar usulüne uygun duruşmaya davet edilmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 05/04/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılması talebinin reddine ilişkin verilen ara kararı emredici yasa hükümlerine, usul ve yasaya açıkça aykırı olup; ortada HMK 341 maddesi uyarınca istinaf kanun yoluna tabi usul ve yasaya uygun verilmiş bir karar bulunmamaktadır. Yerel mahkemenin 05/04/2022 tarihli ara kararı istinaf kanun yolu açık usul ve yasaya uygun karar olmaması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Şti.’nin günlük işleri dışında, borçlanması, bu sınırı aşan nitelikte kredi çekilmesi ve borçlandırılması, kambiyo senedi düzenlemesi şirket faaliyeti kapsamındaki malların satışı dışındaki malvarlığının satılması işlemlerinin ve şirketin banka hesaplarından tarafların şahsi hesaplarına yapılacak her türlü,havale ,ödeme ve bankacılık işemlerinin denetim kayyımının onayına tabi tutulmasına karar verilmiştir. Davalı vekili 16/11/2022 tarihli denetim kayyumu atanmasına ilişkin ara kararının kaldırılması talebinin reddine ilişkin karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dairemizin denetim kayyumu atanmasına ilişkin 16/09/2022 gün ve .... Esas .... Karar sayılı karar HMK'nın 362/1-f. maddesi gereğince kesindir....
Diğer taraftan, ihtiyati tedbir kararının kabul edilebilmesi bakımından yasanın 390/3. maddesi hükmünde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüştür. Usul ve yasaya uygun olduğu görülen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine karar vermek gerekmiş; -Davalının ihtiyati tedbire yapmış olduğu itirazın REDDİNE, " karar verilmiştir....
Davalı Büyük Motor T6 ve San A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesine verdikleri dilekçe ile dava konusu icra dosyalarının mesnedi olan senetlerin vade tarihinden itibaren müvekkilin alacağının %500'den fazla değer kaybettiğini, davalıdır şerhi ile ihtiyati tedbirin kaldırılması, davanın ayrılması ve duruşma günü verilmesinin talep edildiğini, ilk derece mahkemesi tarafından redde ilişkin ara karar yazma gereği dahi duymadan dilekçe üzerine "tedbire ilişkin ara kararın aynen devamına" yazmak suretiyle davalıdır şerhi ile ihtiyati tedbirin kaldırılması taleplerinin 40 gün sonra reddedildiğini, üzerine el yazısı ile not yazılan dilekçenin ilk sayfasının "Talebinize ilişkin mahkememiz başkanı derkenarı eklidir" açıklamasıyla 06.06.2023 tarihinde kendilerine tebliğ edildiğini, mahkemenin derkenar adı altında taraflarına tebliğ ettiği davalıdır şerhi ile ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine dair ara kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkilin davacılardan alacaklı...
SONUÇ: Yukarıda açıklanan davalı vekilinin temyiz talebinin REDDİNE, 10/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Zira ihtiyati tedbir kararının kaldırılması halinde ileride giderilmesi ve telafisi imkansız zararların doğabileceği ihtimali bulunduğu anlaşıldığından yerel mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi, davalının ihtiyati tedbir kararına itirazlarının ve tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararının HMK 389 ve devamı maddelerinde yazılı hükümlere, dosya kapsamına, mevcut delil durumuna, hak ve yarar dengesine uygun olduğu, somut olayda HMK'nun 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbirin şartları oluştuğundan yerel mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve davalının ihtiyati tedbir kararına itirazının ve ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup doğru görülmüştür....