WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müdürlüğünün ...Esas dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak davalının icra dosyasına dilekçe ile başvurarak tüm borca ve fer' ilerine itiraz ederek takibin durmasına neden olduğu... Hususları belirtilerek Ankara ... Müdürlüğünün ... Esas dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ve borçlu aleyhine icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle ; Müvekkili davalı tarafından Ankara ... Müdürlüğü ... sayılı dosya alacağına, tüm borca ve ferilerine itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, müvekkili ...'...

    ileri sürerek müvekkilinin davalı ... lehine olan kredi kefaletinin davalı bankadan alınan teminat mektubu tutarıyla sınırlandırılmasına, teminat mektubunun ibraz edildiği dosyanın Yargıtay'dan dönüşü akabinde davalı bankaya gönderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      -KARAR- Davacılar vekili, müvekkillerinin bir zamanlar ortağı bulunduğu dava dışı ...... ile banka arasında akdedilen 18.08.2004 tarihli sözleşmenin kefilleri olup, bu sözleşmeden kaynaklanan hiç bir alacak borç ilişkisinin kalmadığını, müvekkillerinin ve diğer ortakların hissesinin devrinden sonra davalı banka ile adı geçen dava dışı şirket arasında 30.10.2007 tarihinde ikinci bir sözleşme imzalandığını bu sözleşmede müvekkillerinin kefaletinin bulunmadığını, davalının söz konusu 2. sözleşmeden doğan alacağı için müvekkilleri aleyhine icra takibi yaptığını, takibin kesinleştiğini, icra takibine itiraz eden takip borçluları aleyhine açılan itirazın iptali davasının reddedildiğini, bu dosya ile birleşen menfi tespit davasının kabul edildiğini, müvekkillerinin takip dayanağı sözleşmede imzaları olmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....

        Mahkemece; davalının sürekli müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı ve sözleşmenin 20.maddesi uyarınca kefaletinin bir yıl değil, sözleşme devam ettiği sürece olduğu ve yine aynı koşul uyarınca kiracının yüklendiği tüm parasal ve ayni vecibelerin yerine getirilmesinden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı ile dava dışı kiracı arasındaki sözleşme 21/02/2005 başlangıç tarihli olup, üç yıl sürelidir. İcra takibi ise; 17/06/2009 tarihinde başlatılmış olup, 2005 yılı Ağustos- Aralık arası beş aylık kira bedelinin faiziyle birlikte tahsili istenilmiştir.Kira sözleşmesinin başlangıç ve bitiş tarihi belli olduğuna göre kefilin kefaletinin belirli süreli olduğunun kabulü gerekmektedir. Sözleşmede her ne kadar kefilin sözleşme uzadığı takdirde sorumluluğunun süreceği kararlaştırılmış ise de; HGK'nun 13/11/1996 tarih ve 1996/12-589 sayılı kararı uyarınca kefaletin süresiz olduğuna dair bu koşul geçersizdir....

          İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu sözleşmenin kefalet beyanı kısmında kefalet tarihi bulunmadığından davalının kefaletinin geçerli olmadığı, bu sözleşmeden kaynaklanan borç sebebiyle davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, davalının süresinde kötüniyet tazminatı talebinde bulunmamış olması ve davacının kötüniyetli olarak icra takibi yaptığı hususu ispat edilemediğinden davalının da kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinafa başvurulmuştur....

            sadece davacının kefaletinin bulunduğu 17.01.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan davalı alacağının tespitine ilişkin 26.05.2014 tarihli hesap bilirkişi raporunun hükme esas alınması da bozmayı gerektirmiştir....

              Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, davalı borçluların davaya konu olan 23.11.2011 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladıkları, davacının davalıların kefaletinin müşterek ve müteselsil olduğunu iddia ettiği, dava konusu genel kredi sözleşmesinde ''Kefalet Limiti'', ''Kefalet Türü'', ''Kefalet Tarihi'' bölümleri el yazısıyla yazılmış ise de Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinin düzenlemiş olduğu raporda, bu bölümlerin davalıların el ürünü olmadığının tespit edildiği, bu nedenle davalıların kefaleti geçerli olsa da müşterek ve müteselsil kefalet olarak kabulünün TBK'nın 583. maddesi gereğince mümkün bulunmadığı, bu halde davalının kefaletinin TBK'nın 585. maddesinde düzenlenen adi kefalet olarak kabul edilmesi gerektiği, adi kefalette alacaklının borçluya başvurmadıkça kefili takip edemeyeceği, somut olayda asıl borçlu şirket hakkındaki icra takibinin devam ettiği ve TBK'nın 585. maddesinde belirtilen ve doğrudan kefile başvurabilmek...

                -TL'lik kredi kullandırıldığı, 25/12/2008 tarihinde de 25.000,00 TL limit artışı yapıldığı, davacıların kefaletinin 20/11/2006 tarihli kredi sözleşmesi için olduğu 25/12/2008 tarihli kredi artırım sözleşmesinde davacıların imzası bulunmadığından kefil olarak sorumlu tutulamayacakları, davalı bankanın ilk borç bitmeden ipoteği fek ettiği ve ipoteğin fekkinden de davacı kefillerin haberdar olmadığı gerekçesiyle, davacıların, ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2015/3725 sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının tespitine, yasal şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

                  İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan kredi sözleşmesinde diğer davalının kefil olarak yer aldığı, kefaletinin geçerlilik koşullarının bulunduğu ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının 147.527,13 TL asıl alacak, 1.090,08 TL takip öncesi işlemiş faiz, 54,49 TL banka ve sigorta muameleleri vergisi olmak üzere toplam 148.671,70 TL üzerinden iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine ve icra inkâr tazminatına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

                    İcra Müdürlüğü'nün 2014/13853 sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, davacının icra takibine konu borçlu şirket ile ilgili herhangi bir kefaletinin ve sözleşme üzerinde imzasının bulunmadığını, davacı ve eşinin birlikte yaşadığı mesken üzerine davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin geçersiz olduğunu, davacının eşi tarafından Mersin 5 Aile Mahkemesi'nin 2014/488 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin fekkinin talep edildiği, tüm bu hususlara rağmen davalı banka tarafından haksız ve kötüniyetli olarak eşi tarafından açılan davayı konusuz bırakma amacı ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, ipotek resmi senedi ve ekte sunulan sözleşmenin kefalet sözleşmesi olarak kabul edileceği düşünülse dahi bu sözleşmenin 6098 sayılı TBK'nın 583 ve 584. maddelerine göre yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, ... , ... , ... 18.I.III. Pafta, ......

                      UYAP Entegrasyonu