İcra Müdürlüğü'nün 2016/2427 esas sayılı dosyasında borçlu olan ... ...'ın babası olduğunu ve kendisine ait konutta haciz işlemleri yapılırken takip borçlusunun icra kefili olarak haciz zaptına imzasının alındığını, icra kefili olduğuna ilişkin yazılı beyanı, usul ve yasaya aykırı bir şekilde sadece imzası alınarak imzaladığını ve icra kefili olduğu gerekçesiyle kendisine icra emri gönderildiğini, kefalete ilişkin olduğu öne sürülen kısımda kendi el yazısı ile herhangi bir yazı yazmadığını sadece şurayı imzala denilmesi üzerine tutanağı imzaladığını, eşinin rızası da alınmadığından icra kefaletinin geçersiz olduğunu belirterek icra kefilliğinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
A.Ş. ile müvekkili arasında imzalanan kredi sözleşmelerine kefalet ettiğini ve ayrıca kefaletinin teminatını teşkil etmek üzere de ipotek verdiğini, kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihtarname keşide olunduğunu, kefaleten sorumlu olunan alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibine itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında kullanılan kredinin taksitlere bağlandığını, bankanın henüz vadesi gelmemiş kredileri talep ettiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, icra takibinin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapıldığını ve davanın hem asıl borçlu hem de ipotek verene karşı birlikte açılması gerektiği, bu nedenle sadece ipotek borçlusuna karşı tek başına itirazın iptali davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı banka ile dava dışı ......
Dairemizin 2007/4019 esas, 2007/8589 karar sayılı ve 19/09/2006 tarihli bozma ilamında sözleşmelerde kefil olunan tutar veya sözleşme limitinin yazılı olmadığı, bu durumda geçerli bir kefaletten söz edilemeyeceği, ne var ki davalının itirazında ve cevap dilekçesinde kefaletinin 300.00 YTL olduğunu kabul ettiğinden bu tutar yönünden kefaletinin geçerli olduğunun kabulü gerektiği, mahkemece bu limit gözetilmeden ve takipten sonra davadan önce yapılan ödemeler dikkate alınmadan karar verildiği gerekçesiyle hüküm davalı yararına bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davalının borcun 300.00 TL’lik kısmını kabul ettiği, bu miktar yönünden icra takibinin devam ettiği, kalan kısma yönelik olarak ise davacının davasında haksız olduğu gerekçesiyle davanın ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
ın ... ile imzaladığı 16.05.2006 tarihli sözleşmede kefaletinin bulunduğunu ,bunun dışında başka kefaletinin bulunmadığını belirtmiş, menfi tespit isteminde bulunmuştur.Banka icra dosyasında 26.11.2009 tarihli kredi sözleşmesine dayanarak alacak talebinde bulunmuştur. Davacı kefilin, kefaleti bulunmayan sözleşmeden sorumluluğu olmayacaktır.Mahkemece bankacılık konusunda uzman bir bilirkişiye banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak, icra takibinde dayanılan 26.09.2009 tarihli sözleşmede davacının kefil sıfatı ile imzasının bulunup bulunmadığı tespit edilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken , bilirkişi raporuna göre eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış,mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü’nün 2008/232 E. sayılı takip dosyasına vaki itirazının 15.288,75 TL asıl alacak, 3.676,85 TL işlemiş faiz, 183, 85 TL BSMV olmak üzere toplam 19.149,75 TL üzerinden iptali ile takbin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 52.50 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 6.115,50 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle, Genel Kredi Sözleşmesi aslında ve limit artırım sözleşmesinde davalının kefil sıfatı ile imzasının bulunduğunun anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 29/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Bu nedenle de icra emri tebliği üzerine İİK'nun 16. maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK'nun 581 ve devamı maddeleri kapsamında icra kefalet işleminin İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceği değerlendirilmelidir. İcra kefaletinin Borçlar Kanunu'na göre geçerli olmadığından icra emri gönderilemeyeceği şikayeti, takip konusu belgenin ilam hükmünde belge olmadığı şikayeti olup, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabidir. 6098 sayılı TBK ise 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. TBK'nun 583. maddesinin birinci fıkrasına göre; "Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz....
nin imzaladığı genel kredi sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefaletinin bulunduğunu, ancak kredinin teminatı olarak ipotek verilen taşınmazın değerinin fahiş bir şekilde yüksek gösterilmek suretiyle hile ile müvekkili hataya düşürülerek krediye kefil olmasının sağlandığını iddia ederek icra takibine konu alacaktan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., Haydar Kılıç vekili cevabında davacının, müvekkiline karşı dava açmakta menfaati bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi icra kefili, icra mahkemesine başvurusunda, icra kefilliğine ilişkin işlemin yasaya uygun yapılmadığını ve asıl borçlu hakkında takip kesinleşmeden kendisine icra emri gönderilemeyeceğini ileri sürerek icra kefaletinin ve icra emrinin iptalini talep etmiş, mahkemece, istemin süreden reddine karar verilmiştir. İİK'nun 38. maddesi gereğince, icra dairesindeki kefaletler ilâmların icrası hakkındaki hükümlere tâbi olup, icra kefaletine ilişkin başvurular, ilama aykırılık iddiası niteliğinde olduğundan, İİK'nun .../.... maddesi uyarınca süresiz şikayete tâbidir....
İcra Müdürlüğünün .... Esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, takibe dayanak bononun kooperatif hisse devir sözleşmesi kapsamında verildiğini, bir kısım bedelinin ödendiğini, ancak hisse devrinin yapılmaması nedeniyle bedelsiz kaldığını, haciz baskısı altında diğer müvekkilinin ise icra kefili olduğunu belirterek müvekkillerinin icra takibi nedeni ile davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, kötüniyet tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava, Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup yasal sürede açılmıştır. Deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmıştır. Davaya dayanak Ankara ...İcra Müdürlüğü'nün ......