İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı takip dosyasında iflas ödeme emrinin ve de mahkemece depo emrine esas tebligatın tebliğinde, yukarıdaki açıklamalara uygun bir araştırma yapılmadan ödeme emrinin ... ve depo emrinin .... imzasına tebliğ edildiği, bu tebligatların da usulüne uygun olmadığı, Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. ve Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı takip dosyalarının usulüne uygun kesinleşmediği anlaşılmıştır. Mahkememizce usulüne uygun olarak kesinleşen Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı takip dosyası yönünden depo emrine esas miktarın tespiti ile bu dosya yönünden davalıya depo emri çıkarılmasına karar verilmiş, depo emrinin usulüne uygun olarak tebliğine rağmen yasal süresi içerisinde borcunu ödemediği, iflas ilanlarının yapıldığı ve iflas koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, davanın kabulü ve davalının iflasına karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur....
dayanak belgesinin ödeme emrine eklenmemesinin yasaya aykırı olduğunu, icra takibinin Kaş İcra Müdürlüğünde başlatılması gerekirken yetkisiz Senirkent İcra Müdürlüğünde başlatılmasının da yasaya aykırı olduğunu, ödeme emrine takip dayanağı belgenin eklenmemesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğundan ödeme emrinin iptaline, icra takibinin yetkisiz yerde başlatılmış olması nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, borçluya ilk kez gönderilen ödeme emrinin 06.10.2015 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı tarafından 28.10.2015 tarihinde icra müdürlüğüne yapılan başvuru ile, borçluya tebliğ edilen ilk ödeme emrinin kaybolduğu belirtilerek, borçluya tekrar ödeme emri çıkartılmasının istendiği, icra müdürlüğünce talebin kabulüne karar verildiği anlaşılmakla birlikte, borçluya ikinci kez gönderilen ödeme emrine ilişkin tebliğ mazbatasının dosya arasında bulunmadığı, mahkemece yapılan incelemenin ise 06.10.2015 tarihinde tebliğ edilen ilk ödeme emri tebligatına ilişkin olduğu görülmüştür....
İcra Müdürlüğünün 2018/... E. Sayılı dosyası kapsamında 126.320,18 TL alacak iddiası ile takip başlattığını, davalıya böyle bir borcu olmayan müvekkilin ödeme emrine itiraz etmişse de itirazın süresinde olmaması nedeni ile itirazın reddedildiğini, bu nedenlerle müvekkil şirketin davalıya borcu olmadığının tespitine, davalının haksız ve kötü niyetli takip olması nedeni ile alacağın %20'sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İİK'nun 274/1. maddesinde; "İtiraz etmek isteyen kiracı itirazını tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya şifahen icra dairesine bildirir. Bu suretle itiraz tahliye takibini durdurur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan yasa maddesine göre; itirazın, tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerekir. Bu hüküm uyarınca borçlunun süresinde tahliye emrine itiraz etmesi halinde takibin icra müdürlüğünce durdurulması gerekir. Aksi yönde verilen karar, bir hakkın yerine getirilmemesi niteliğinde olup, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süreye tâbi olmaksızın şikayet konusu yapılabilir. Somut olayda, tahliye emrinin 22.10.2015 tarihinde tebliği üzerine borçlunun 28.10.2015 tarihinde, yasal itiraz süresi içerisinde, tahliye emrine itirazı üzerine takibin icra müdürlüğünce 28.10.2015 tarihinde kesin olarak durdurulmasına karar verildiği görülmüştür....
Mahkememizce dosyadaki deliller incelenmek suretiyle depo emrine esas gelecek duruşma tarihi itibariyle alacağın miktarı konusunda rapor düzenlenmesi için dosya resen seçilen mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiş olup, dosya kapsamına alınan 19/04/2021 tarihli rapor ile davalının yasal süre içerisinde mevzuata uygun bir biçimde itiraz etmemesi nedeniyle icra takibinin kesinleştiği, takip tarihi itibariyle davalının 1000,00 TL borcu bulunduğu bildirilmiştir. 17/05/2021 tarihli ek bilirkişi raporu ile 30/06/2021 tarihli duruşma günü itibariyle depo emrine esas alacak tutarının 1974,71 TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir. Davacı vekili katıldığı 4 no'lu celsede; "depo emrine ve icra takibine konu alacak tarafımıza ödenmiştir, davanın konusu kalmamıştır, depo emrine konu vekalet ücreti icra takibinden kaynaklanmaktadır, bu nedenle mevcut davada vekalet ücreti ve yargılama giderini müvekkil lehine hükmedilsin," şeklinde beyanda bulunmuştur....
T.A.Ş. ile davalı arasında 21.09.2006 tarihli ve 50.000-TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, borcun vadesinde ödenmemesi üzerine temlik eden banka tarafından davalı borçluya Bakırköy ...Noterliğinin 25.07.2007 tarih ve ... yevmiye sayılı ihtarnamesi gönderilerek borcun ödenmesinin istendiğini, ancak ödenmediğini, borçlu aleyhine İstanbul ...İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı (eski ...) dosyası ile icra takibine başlandığını, davalı borçlunun 28.10.2013 tarihinde bizzat kendisine tebliğ edilen ödeme emrine süresi içinde itiraz ettiğini, davalı borçluya kredi kullandırıldığını ve vadesinde ödenmediğini ileri sürerek davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ne var ki; ... tarafından düzenlenen bila tarihli raporda inceleme konusu yapılan alacak miktarları ve temerrüt tarihlerinin, yine aynı Bilirkişi tarafından temin edilerek dosya arasına alınan icra emrine dayanak ... 19. İş Mahkemesi'nin ilamına ekli 27.03.2012 tarihli Bilirkişi ... tarafından tanzim edilen bilirkişi raporu ile uyumlu olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda İcra Mahkemesince 27.03.2012 tarihli Bilirkişi raporundaki alacak miktarlarına, raporda belirtilen temerrüt tarihlerinden itibaren faiz hesabının yapılması yönünde ek rapor alınması gerekirken, icra emrine dayanak ilamla ilgisi bulunmayan alacak miktarları ve temerrüt tarihlerine göre hesap yapılan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :... 1.İcra Mahkemesi KARAR TARİHİ :04.02.2010 DAVACI(ALACAKLI) :... DAVALI(BORÇLU) :... - ... ÜÇÜNCÜ ŞAHIS : İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı tarafından davalı borçlular hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçluların yasal süresinde itiraz etmemesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne,davalı borçlu ... yönünden davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından davalı ...’a ilişkin karara yönelik olarak temyiz edilmiştir....
İcra Dairesinin ........ sayılı ilamsız icra dosyası ile başlattığı takip, davalı borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itirazı üzerine durmuştur. Alacaklıya bu itiraz tebliğ edilmemişse de alacaklı 09.11.2009 tarihli dilekçesi ile Mersin ......... İcra Hukuk Mahkemesinden ( ...... E. sayılı dosya) söz konusu itirazın kaldırılmasını talep etmiş, eldeki itirazın iptali davasını ise 09.09.2011 tarihinde açmıştır. Hâl böyle olunca yukarıda yapılan değerlendirme ve varılan sonuca göre İİK’nın 67. maddesinde öngörülen bir yıllık sürenin itirazın kaldırılması için icra mahkemesinde açılan dava tarihi (09.11.2009) itibariyle işlemeye başladığı ve itirazın iptali davasının hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığının kabulü gerekir." şeklinde içtihatta bulunmuştur. (Yargıtay HGK. 28/02/2019 gün 2018/13-602 E. 2019/218 K.sayılı kararı). Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6....