DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : İcra dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından borçlular aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Davanın konusu, ödeme emri tebliğ edilmeden yapılan itirazın geçersiz olduğuna yöneliktir. Borçlular T5 ve T3 tarafından ödeme emri tebliğ edilmeden önce borca itiraz dilekçesi ibraz edildiği, müdürlük tarafından 03/03/2021 ve 05/03/2021 tarihinde takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Alacaklı vekili icra müdürlüğüne başvurarak borçlular tarafından ödeme emri gönderilmeden yapılan itirazın geçersiz olduğu, bu nedenle işlemlere devam edilmesini talep etmiştir. Müdürlük 10/03/2021 tarihli kararında; alacaklı vekilinin borca itirazın geçersiz sayılması talebinin TK 32. Maddeye göre muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi addolunacağından bu aşamada ancak icra mahkemesinin konusu olabileceğinden talebin reddine karar verilmiştir....
Takibin iptal edildiği, bu kez ilk takip üzerinden alacak kalemleri ile ilgili icra emri düzenlenmesi üzerine de dosyanın infazen kapatılmış olması sebebiyle bu dosyadan icra emri düzenlenemeyeceğini ileri sürerek şikayet yoluna gelmiş olup, şikayeti samimi ve iyiniyetli bulunmamıştır. Keza alacaklının ilamda hüküm altına alınan alacaklara ulaşması için 2 yol olup bunlardan ilki Şikayetçinin iddialarına uygun olarak Mahkeme kararı ile kapatıldığına göre icra emri düzenlenmesinden başka seçeneği bulunmayan alacaklının icra emri düzenlenmesini talep etmesi ve Mahkeme kararına uygun olarak Müdürlükçe İcra Emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Kaldı ki infaz edilerek kapanan dosyanın tekrar açılamayacağı yönündeki Şikayetçi iddiası da tutarlı bulunmamıştır. Tüm bu sebeplerle Şikayetçinin şikayetinin yerinde olmadığı kanaatine varılmakla şikayetin reddine" karar verildiği görülmüştür....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/677 E sayılı dosyasından imzaya itiraz ettiklerini, her ne kadar borçlulardan Prosim şirketi de imzaya itiraz etmiş ise de, borçlulardan Prosim şirketine ödeme emri tebliğ edilmemesi sebebiyle, bu borçlu yönünden takibe devam edilip edilmeyeceği hususunda hukuki tartışma yaşanmaması için 14/12/2020 tarihinde borçlu şirketin vekiline ödeme emri tebliğ edilmesinin talep edildiğini, bunun üzerine icra müdürlüğünce 6 barkod nolu tebligat ile T2 ve diğerleri vekili Av. T3 ve yine 70 barkod no lu tebligat ile de Prosim şirketi ve diğerleri vekili Av....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/407 Esas 2019/659 Karar sayılı ilamına dayalı olarak el atmanın önlenmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti talepli olarak müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını, icra müdürlüğünce müvekkiline 4- 5 icra emri ile birlikte örnek 2 taşınır teslimine veya taşınmaz tahliye veya teslimine ilişkin icra emri gönderildiğini, takip talebinde tahliye talebi olmadığı gibi el atmanın önlenmesine ilişkin herhangi bir takip talebi olmadığı halde taşınır teslimine veya taşınmaz tahliye veya teslimine ilişkin örnek 2 icra emri gönderildiğini, müvekkilinin icra takibine itirazı üzerine Nevşehir İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/376 Esas 2020/16 karar sayılı dosyasında örnek 2 icra emrinin iptaline, aynı dosya üzerinden düzenlenen örnek 4- 5 icra emri yönünden takibin devamına hükmedildiğini, kararın istinaf edildiğini ve dosyanın halen istinaf incelemesinde olduğunu, dosya hakkında istinaf incelemesi devem ederken taraflarına 14/07/2020 tarihli örnek 2 icra emri gönderildiğini...
kayıtsız, koşulsuz borç ikrarı içermeyen bir üst sınır ipoteği olduğunu ve bu halde borçluya icra emri gönderilemeyeceğini ancak ödeme emri gönderilebileceğini, ayrıca müvekkillerinin talep edilen tutarda bir borçları bulunmadığını, alacak miktarının belirlenmesinin yargılamayı gerektireceğini, talep edilen ana para, faiz tutarı ve oranının keyfi olarak belirlendiğini ve fahiş olduğunu belirterek icra emrinin ve takibin iptalini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/1813 E. sayılı dosyası ile başlatılan takip dosyasına alacaklı şirketçe ödenen 336.930 TL paranın borçlu şirketin de borçtan sorumlu olması nedeniyle kusuru oranında hissesine düşen miktar olan 168.400 TL'nin rücuan tahsili" olarak gösterilmiş ve yapılan ödemeye ilişkin bir banka dekontu ile söz konusu İş Mahkemesi ilamının onaylı sureti takip dosyasına sunulmuş olmasına rağmen, borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebligat zarfında “örnek 7 ödeme emri vardır” ibaresinin yazılı olduğu ve dolayısıyla takip dayanağı belge suretlerinin borçluya tebliğ edilen ödeme emri ekinde gönderilmediği anlaşılmaktadır. Borçlunun, yapılan ilamsız icra takibi nedeniyle yasal süre içerisinde icra dairesinde borca itiraz etmiş olması, icra mahkemesinden şikayet yoluyla ödeme emrinin iptalini istemesine engel teşkil etmez. Zira, şikayetin kabulü halinde, hakkında yeniden ödeme emri tebliği gerekeceğinden, borçlunun yukarıda özetlenen talepte bulunmasında hukuki yararı vardır....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/1813 E. sayılı dosyası ile başlatılan takip dosyasına alacaklı şirketçe ödenen 336.930 TL paranın borçlu şirketin de borçtan sorumlu olması nedeniyle kusuru oranında hissesine düşen miktar olan 168.400 TL'nin rücuan tahsili" olarak gösterilmiş ve yapılan ödemeye ilişkin bir banka dekontu ile söz konusu İş Mahkemesi ilamının onaylı sureti takip dosyasına sunulmuş olmasına rağmen, borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebligat zarfında “örnek 7 ödeme emri vardır” ibaresinin yazılı olduğu ve dolayısıyla takip dayanağı belge suretlerinin borçluya tebliğ edilen ödeme emri ekinde gönderilmediği anlaşılmaktadır. Borçlunun, yapılan ilamsız icra takibi nedeniyle yasal süre içerisinde icra dairesinde borca itiraz etmiş olması, icra mahkemesinden şikayet yoluyla ödeme emrinin iptalini istemesine engel teşkil etmez. Zira, şikayetin kabulü halinde, hakkında yeniden ödeme emri tebliği gerekeceğinden, borçlunun yukarıda özetlenen talepte bulunmasında hukuki yararı vardır....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/1813 E. sayılı dosyası ile başlatılan takip dosyasına alacaklı şirketçe ödenen 336.930 TL paranın borçlu şirketin de borçtan sorumlu olması nedeniyle kusuru oranında hissesine düşen miktar olan 168.400 TL'nin rücuan tahsili" olarak gösterilmiş ve yapılan ödemeye ilişkin bir banka dekontu ile söz konusu İş Mahkemesi ilamının onaylı sureti takip dosyasına sunulmuş olmasına rağmen, borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebligat zarfında “örnek 7 ödeme emri vardır” ibaresinin yazılı olduğu ve dolayısıyla takip dayanağı belge suretlerinin borçluya tebliğ edilen ödeme emri ekinde gönderilmediği anlaşılmaktadır. Borçlunun, yapılan ilamsız icra takibi nedeniyle yasal süre içerisinde icra dairesinde borca itiraz etmiş olması, icra mahkemesinden şikayet yoluyla ödeme emrinin iptalini istemesine engel teşkil etmez. Zira, şikayetin kabulü halinde, hakkında yeniden ödeme emri tebliği gerekeceğinden, borçlunun yukarıda özetlenen talepte bulunmasında hukuki yararı vardır....
İİK'nun 58/3. maddesi gereğince; alacak, bir belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine verilmesi ve ayrıca Hukuk Genel Kurulu'nun 2.2.2000 tarih ve 2000/12-50 Esas, 2000/47 sayılı kararında da açıklandığı üzere İİK.nun 61/l. maddesi (2). cümlesi gereğince de takip bir belgeye dayanıyor ise, belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi zorunludur. Somut olayda, alacaklı vekilinin icra takibine dayanak yaptığı 25.08.2015 tarihli cari hesap dökümünü takip talebine ekleyerek icra dosyasına ibraz ettiği ancak; bu belgeyi ödeme emri ekinde borçluya tebliğ ettirmediği, ayrıca şikayete konu ödeme emri tebliğ mazbatası üzerinde de sadece ‘Bu zarfta 7 Örnek ödeme emri vardır.’ ifadesinin yer aldığı icra dosyası kapsamından anlaşılmaktadır....
Bu eksiklik ancak HMK'nun 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, taşınmazı takip tarihinden önce ipotekle yükümlü olarak satın alan kişiye karşı ek takip talebinde bulunulup icra emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabilir. Bu husus takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebilir. Somut olayda, takip konusu edilen ipotekli taşınmazı takipten evvel satın alan ...'ın, asıl borçlu yanında borçlu olarak gösterilmeden takip yapıldığı, tapu kayıtlarının gelmesi üzerine icra müdürlüğünce durumun fark edilerek, adı geçen malik takibe dahil edilmeden sadece icra emri ve kıymet takdiri tebliğ edildiği görülmektedir. İpotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan bu husus, mahkemece re'sen gözönünde bulundurulmalıdır. Ancak ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye doğrudan icra emri tebliğ edilmesi, usulsüz olan icra takibini usulüne uygun hale getirmez....