Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili dava dilekçesinde her ne kadar müşterek çocuğun hastalığı ve eğitim durumunu gerekçe gösterilerek iştirak nafakasının 2.000- TL'ye çıkarılması talep etmiş ise de somut olayda, huzurdaki davanın anlaşmalı boşanma davasının kesinleşme tarihinden bir buçuk ay kadar sonra açıldığı, davacı tarafça sunulan belgelerden çocuğun hastalık ve eğitim durumunun anlaşmalı boşanma tarihinden önce de mevcut olduğu, davacının şartları bilerek anlaşmalı boşanmayı kabul ettiği, boşanmanın kesinleşme tarihinden dava tarihine kadar olan sürenin azlığı göz önünde bulundurulduğunda aradan tarafların gelir durumunda olağanüstü bir değişikliğe neden olacak kadar zaman geçmediği, davalının sırf boşanabilmek için 1500- TL nafakayı talep ettiği, bir buçuk ay sonra nafakanın artırılması talebinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve anlaşmalı boşanma ilamında hükmedilen iştirak nafakasının davalının geliri ile orantılı olduğu anlaşıldığından davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine dair...

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/344 Esas sayılı dosyasında davalı için takdir edilen yoksulluk nafakasının kaldırılması, mümkün değilse 50 TL. 'ye indirilmesi, iştirak nafakasınınsa çocuklar için ayrı ayrı 300'er TL'ye indirilmesi talep etmişse de, tarafların Ünye 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/344 Esas ve 2013/381 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, tarafların protokolün 2. ve 3. Maddesinde çocuklar ve anne için toplamda 1500 TL....

Somut olayda; taraflar yaptıkları protokol ve duruşmadaki serbest beyanları gereği Tekirdağ Aile Mahkemesinin 2014/636 Esas, 2014/581 Karar sayılı, 04.09.2014 tarihli kararı ile TMK’nun 166/3 madde hükmü gereğince anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Bu durumda, yapılan protokol hukuki niteliği itibariyle, Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklanmakta ise de; genel sözleşme hükümlerine tabidir. Böylece, taraflar, kanunun emredici nitelikte olan kamu düzeni ve genel ahlaka aykırı saymadığı hususlarda serbest iradeleriyle sözleşme yapabileceklerdir (BK. md.19). Nitekim, taraflar arasında yapılan protokol ile ödenecek iştirak nafakası miktarı kararlaştırılmış ve bu anlaşma, boşanma davasında, mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun bulunmuş verilen karar 04.09.2014 tarihinde temyiz edilmeden kesinleşmiştir. Taraflar, nafaka miktarını, protokol ile; başka bir anlatım ile "sözleşme" ile kararlaştırmışlardır....

Davacı, boşanma davasındaki beyanında da "...boşanmanın mali ve sosyal sonuçları ile fer’i hükümleri hakkında düzenlemiş olduğumuz protokolü tekrarlayarak boşanmalarına ve bu protokolün tasdikine karar verilmesini talep ettiğini, protokolün 4.maddesindeki 30.000 TL'lik tazminatı vekilinin aldığını, kendisine vereceğini, evden çeyiz eşyalarını aldığını, başkaca eşya talebi olmadığını..." beyan etmiştir. O halde mahkemece; tarafların iddia ve savunmaları ile delilleri, özellikle davacının boşanma davasındaki beyanı ve boşanma protokolü hükümlerine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile bozulmuştur....

    Mahkemece; nafakaların bağlandığı tarihten sonra davacının iş değişikliği olduğu ve şu anda aylık net 958 TL gelir elde ettiği, davacının ekonomik ve sosyal durumunun değiştiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasının aylık 250 TL ye, iştirak nafakalarının aylık 200' er TL ye indirilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması, mümkün olmadığı takdirde indirilmesi talebine ilişkindir. ./.. -2- TMK.nun 176/4.maddesinde; Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi yada kaldırılması isteklerinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi icap eder....

      Davada; tarafların 2006 yılında anlaşmalı olarak boşandıkları davacı eş kadın için aylık 800 TL yoksulluk nafakasına hükmolunduğu, müşterek çocuk ...'ın velayetinin davacı anneye verildiği, ancak çocuk için iştirak nafakasına hükmolunmadığını aradan geçen zaman içerisinde mevcut yoksulluk nafakasının yetersiz kaldığı, çocuk içinde iştirak nafakasına ihtiyaç duyulduğu ileri sürülerek yoksulluk nafakasının aylık 800 TL'dan 1000 TL'ye yükseltilmesi, çocuk içinde 500 TL iştirak nafakasına hükmolunması talep ve dava edilmiştir....

        Aile Mahkemesinin 2015/525 Esas 2015/642 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocukları Muhammed Emin için aylık 300,00TL , Tuba için aylık 350,00TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, müvekkilinin boşanma sırasında baskı altında olduğundan kendisi için yoksulluk nafakası talep etmediğini, ancak müvekkilinin boşanma ile yoksulluğa düştüğünü, çocukların bakımı nedeniyle çalışamadığını ve gelir elde edemediğini, davalının öğretmen olarak çalıştığını, iştirak nafakasının üzerinden ise 4 yıl süre geçtiğini, küçüklerin büyüdüklerini ve mevcut nafakanın yetersiz kaldığını belirterek müvekkili için aylık 750,00TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, müşterek çocuklardan Muhammed Emin için hükmedilen aylık 300,00TL iştirak nafakasının aylık 600,00TL.ye, küçük Tuba için hükmedilen aylık 350,00TL iştirak nafakasının aylık 750,00TLye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....

        (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.10.1997 gün ve E:1997/12-517, K:1997/776; 22.03.2006 gün ve E:2006/12-92, K:2006/85; 25.06.2008 gün ve E:2008/12-451, K:2008/453; 03.03.2010 gün ve E:2010/12-124, K: 2010/110 sayılı ilamları) Somut olayda; takip dayanağı boşanma ilamında ''dava tarihinden kararın kesinleşmesine kadar tedbir, kesinleşmeden sonra iştirak nafakası olarak devam etmek üzere müşterek çocuk için aylık 1400,00 TL nafaka takdirine ''karar verilmiş, takipte ise 2012 Nisan ayından itibaren aylık 1400,00 TL üzerinden, 2013 yılı nafakasının aylık 1540,00 TL'den, 2014 yılı nafakasının 1694,00 TL 'den, Haziran 2015 yılı ve devam eden aylar nafakasının ise aylık 1863,00 TL üzerinden talep edildiği görülmektedir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakası isteminden ibarettir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden tarafların Afyonkarahisar Aile Mahkemesinin 2016/1159 esas 2016/1244 Karar sayılı ilamıyla boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin davacı babaya verildiği, kadın lehine aylık 400 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, nafakaya her yıl Tefe + tüfe/2 oranında artırım yapılmasına karar verildiği kararın 12.12.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır....

          Davalı-davacı kadın vekili ise; Hükmedilen 75 TL arttırımın yetersiz olduğunu, yoksulluk nafakasının arttırılması talebinin reddedilmesi nedeniyle erkek lehine ücreti vekalete hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılıp, yoksulluk ve iştirak nafakasının 500'er TL'ye yükseltilmesine ve hükmedilecek nafakalara talep tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde 100 TL'ye indirilmesi isteminden ibarettir. Karşı dava, 200 TL olarak belirlenen yoksulluk ve iştirak nafakasının 500 TL'ye yükseltilmesi talebine ilişkindir....

          UYAP Entegrasyonu