Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in dava açılmadan önce ergin olduğu anlaşılmakla iştirak nafakası kendiliğinden kalkacağından ve bu talepten vaki vazgeçme nedeniyle reddine; ortak çocuk ... için belirlenen iştirak nafakasının 200,00 TL ye indirilmesi yönündeki talep açısından küçüğün bu dönem içerisinde yaşının ilerlediği, eğitim hayatının devam ettiği, günün ekonomik koşulları ve tarafların sosyal ve ekonomik durumlarındaki değişimin küçüğün iştirak nafakasının azaltılmasına sebep olacak derecede bulunmadığı gerekçesiyle iştirak nafakasının azaltılması talebinin reddine; ... 5....

    ... yararı olduğu, davacının nafakanın (maddî yardımın) kaldırılmasına yönelik talebinin ise protokol hükmünde belirlendiği ve anlaşmalı boşanma protokolünün tarafların kendi aralarında serbestçe seçenekli olarak belirlendiği ve aynen hüküm altına alındığı, anlaşmalı boşanmanın gerçekleşmesinden çok kısa süre sonra nafakanın kaldırılmasının talep edildiği, nafaka ödemesine dair kurulan hükmün tarafların hür iradesi ile kararlaştırıldığı davacının hükmün kaldırılması talebinde maddî ve ekonomik durumun sebep gösterilmediği, nafakanın kaldırılması talebinin mahkeme kararına güvenin korunması ve talebin kabulünü gerektirir sebebin olmaması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      GEREKÇE: Dava; iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesi ile davacının cezaevinde kaldığı süre için nafaka ödemesinin durdurulması talebine ilişkindir. Tarafların anlaşmalı boşanma kararından sonra, davacı kendi eylemleri nedeniyle cezaevinde olup, hakkında verilen mahkumiyet kararı kesinleşmiştir. Anlaşmalı boşanma ile hüküm altına alınan iştirak nafakasının kaldırılmasını/indirilmesini veya durdurulmasını talep eden davacı fevkalade hal ve şartların çıkmasına kendi kusuru ile sebebiyet vermiştir. Hiç kimse kendi kusurundan fayda sağlayamaz. Hal böyle olunca; mahkemece, iştirak nafakasının kaldırılmasına ya da durdurulmasına ilişkin talebin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....

      Her ne kadar tarafların anlaşmalı boşanma hükümleri uyarınca boşandıkları ve davacı erkeğin davalı kadına aylık 2.850,00 TL yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ettiği anlaşılmakta ise de, boşanma kararının 17/01/2007 tarihinde kesinleştiği ve davacı erkeğin boşanma kararının kesinleşmesi ile nafakaya hükmedilmesinden 13 yıl sonra değişen koşullara dayanarak yoksulluk nafakasının kaldırıl ması talebinde bulunduğu görüldüğünden, bu durumun ahde vefa ilkesine aykırılık teşkil etmeyeceği, bu yöndeki ilk derece mahkemesi karar gerekçesinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Nafaka alacaklısı kadının düzenli ve sürekli şekilde elde ettiği gelir, davalı kadını yoksulluktan kurtaracak mahiyettedir. Bu hâle göre kadın lehine hükme bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, iştirak nafakasının indirilmesi talebine ilişkindir. (4271 sayılı TMK'nun 327 ila 331. m.leri) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde: Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2015/8111 esas, 2015/15688 karar sayılı 13.10.2015 tarihli emsal ilamında özetle, "...Dava; müşterek çocuk lehine anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenen ve hüküm altına alınan iştirak nafakasının indirilmesi istemine ilişkindir.TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. TMK.nun 330.maddesindeki düzenleme ise; nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir, şeklindedir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, iştirak nafakasının indirilmesi talebine ilişkindir. (4271 sayılı TMK'nun 327 ila 331. m.leri) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde: Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2015/8111 esas, 2015/15688 karar sayılı 13.10.2015 tarihli emsal ilamında özetle, "...Dava; müşterek çocuk lehine anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenen ve hüküm altına alınan iştirak nafakasının indirilmesi istemine ilişkindir.TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. TMK.nun 330.maddesindeki düzenleme ise; nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir, şeklindedir....

      Dava; kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması, terditli olarak indirilmesi, müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının ise azaltılması istemine ilişkindir. Davacı erkek dava dilekçesinde yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, bunun mümkün olmaması halinde indirilmesini, iştirak nafakasının ise indirilerek aylık 1.800,00 TL olarak belirlenmesini talep etmiştir. Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Davacı erkeğin yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasının indirilmesi talepleri nispi harca tabidir. Bu talep nedeniyle davanın açılması esnasında nispi harç alınmadığı gibi, yargılama sırasında da 16/03/2020 tarihinde 162,04 TL tamamlama harcı yatırıldığı görülmektedir. Davacının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği yoksulluk nafakası miktarı, ÜFE artışları sonucu dava tarihi itibariyle aylık 10.754,14 TL olmaktadır....

      Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması, bu istem kabul görmez ise miktarının indirilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilerek nafakanın kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi hükmü gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Aynı kanunun 176/3 maddesinde yoksulluk nafakasının; nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi ya da taraflardan birisinin ölümü halinde kendiliğinden; nafaka alacaklısının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde de mahkeme kararı ile kaldırılacağı hükme bağlanmıştır....

        Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, boşanma protokolü ile davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve diğer kazanımlarına karşın kadının şirket hisselerini erkeğe devrettiği, erkeğin nafaka miktarını ve artış oranını kabul ettiği, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren aradan geçen kısa süre içerisinde mali durumunun yoksulluk nafakasını ödeyemeyecek kadar bozulduğunu ya da hakkaniyetin bunu gerektirdiğini ya da davalının anlaşmalı boşanma protokolü ile kararlaştırılanlar dışında mali gücünün olağanüstü derecede arttığını ispat edemediği, her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilecek olup dava tarihi itibariyle ÜFE ve TÜFE oranlarında katlanılamaz bir artış olmadığı gibi yasal istinaf süresinden sonra ibraz edilen 10.11.2022 tarihli dilekçenin istinaf incelemesi sırasında dikkate alınamayacağı, dolayısıyla davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da azaltılmasına ilişkin bu istemin...

          Aile Mahkemesi'nin 24/02/2017 tarih, 2017/135 Esas ve 2017/157 Karar sayılı ilamı ile TMK.nun 166/3 maddesi uyarınca anlaşmalı boşandığı kararın 01/03/2017 tarihinde kesinleştiği ilgili karar kapsamında müşterek çocuk yararına 3.000- TL iştirak nafakasının karar altına alındığı Boşanma ilamı sonrasında davacı tarafından velayetin ve iştirak nafakasının kaldırılması talebinin Uşak 1. Aile Mahkemesi'nin 19/06/2018 tarih, 2017/490 Esas ve 2018/410 Karar sayılı ilamı ile ret edildiği ve kararın 22/02/2019 tarihinde kesinleştiği, bu tarihten sonra velayet hakkının kaldırılmasına ilişkin yeni bir davanın açıldığı, Uşak 2....

          UYAP Entegrasyonu