Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çocuklar ile ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi ana ve baba için bir hak olduğu gibi, çocuklar için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Müşterek çocukların üstün menfaatleri de gözetilerek babalık duygularını tatmine elverişli, çocukların da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

Çocuklar ile ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi ana ve baba için bir hak olduğu gibi, çocuklar için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Müşterek çocukların üstün menfaatleri de gözetilerek babalık duygularını tatmine elverişli, çocukların da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

Davacı-karşı davalı baba ile velayeti davalı-karşı davacı anneye bırakılan ortak çocuk 26.06.2006 doğumlu İrem Deniz Yükselsin arasında kişisel ilişki tesis edilirken çocukla baba arasında her ayın belirli hafta sonları kişisel ilişki kurulmaması sebebiyle belirlenen kişisel ilişki düzenlemesi babalık duygularını tatmin etmekten uzaktır. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2). SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple, gerekçeli kararın hüküm fıkrasından 3. bendin tamamen çıkartılması ile yerine 3. bent olarak "Velayeti davacı-karşı davalı anneye bırakılan ortak çocuk 20.06.2006 doğumlu İrem Deniz Yükselsin ile davalı-karşı davacı baba ... arasında her ayın birinci ve üçüncü hafta sonu Cumartesi günü saat 09:00’dan Pazar günü saat 18:00'e kadar, dini bayramların 2. günü saat 10:00'dan 3.günü saat 18:00'e kadar, sömestr tatilinin 2....

    DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve iştirak nafakası yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kişisel ilişki süresi, iştirak nafakasının ve tazminatların miktarı ile tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 04.02.2019 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraftan duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Av. Celal Erdem Bıçakcı geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

      ise; velayeti anneye verilen ortak çocuk İnci yararına kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir....

        Çocukların velayet ve kişisel ilişki düzenlemeleri kamu düzenini ilgilendirmekte olup, yapılacak düzenlemede öncelikle küçüğün üstün menfaatinin gözetilmesi gerekmektedir. Somut olayda, müşterek çocuğun çok küçük olmasına rağmen baba ile yatılı ve uzun süreli şahsi ilişki tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesine ilişkin kararlar kesin hüküm teşkil etmeyip, değişen koşullara göre her zaman yeniden düzenlenmesinin talep edilebileceği de nazara alınarak, davacının bu husustaki istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin baba ile çocuk arasında kurduğu şahsi ilişkiye dair hükmün 3. bendinin kaldırılarak, müşterek çocuk ile baba arasında yatılı olmayacak şekilde şahsi ilişki kurulması gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile boşandıklarını, müşterek çocuklarının velayetlerinin davalıya verildiğini, velayetin tarafına verilmesini ve çocuklar için 500'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulü ile müşterek çocukların velayetlerinin babadan alınarak anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, kesinleşme tarihinden itibaren müşterek çocuk Selin için 250 TL, müşterek çocuklar Mustafa, Eren ve Muhammed Erdem için ayrı ayrı 150'şer TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Davanın kabulünü istinaf etmiştir....

        Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kabulüne, tarafların TMK.166/1- 2 maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye tevdiine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına takdir edilen tedbir nafakasının 400 TL'ye yükseltilmesine, aynı miktar iştirak nafakası olarak devamına hükmolunmuş, davacının ziynet eşya alacağı talebi 19/12/2019 tarihli celsede tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilip, davanın yeni esas üzerinden devamına karar verilmiştir. Davacı vekili verilen kararı; müşterek çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının az olduğu gerekçesi ile istinaf etmiş, kararın bu yönü ile kaldırılarak çocuk yararına aylık 800 TL nafakaya hükmedilmesini talep etmiştir. Dava; evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanma, ferileri ve ziynet eşya alacağı istemine ilişkindir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "ASIL DAVA BAKIMINDAN; Davacın boşanma davasının REDDİNE, Müşterek çocuk ile davacı baba arasında şahsi ilişki tesisine, Davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin REDDİNE, KARŞI DAVA BAKIMINDAN; İstinaf konusu edilmeyerek kesinleşen davacının boşanma, ziynet alacağı, maddi ve manevi tazminat talepleri ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA, Tarafların müşterek çocukları METAHAN'ın velayetinin davacı anneye verilmesine, Müşterek çocuk ile davalı baba arasında şahsi ilişki tesisine, Davacının iştirak nafakası talebinin KISMEN KABULÜ ile; müşterek çocuk lehine hükmedilen aylık 200,00.TL tedbir nafakasının boşanmaya ilişkin hüküm kesinleşinceye kadar DEVAMINA, boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesini müteakip tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla aylık 600,00.TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, Davacının yoksulluk nafakası talebinin KISMEN KABULÜ ile; Davacı lehine dava tarihinden...

        in yapılan yargılaması sonunda; eylemin reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu kabul edilerek mahkûmiyetine dair Söke Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 01.07.2008 gün ve 2007/228 Esas, 2008/181 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii ve katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Mahkemece 01.07.2008 tarihinde hüküm kurulup dosyadan el çektikten sonra verilen 10.11.2008 tarihli Ek Kararın hukuki değerden yoksun olduğu gözetilerek yapılan incelemede; Hükümde reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun uygulama maddesi olan TCK.nın 104/1. maddesinin gösterilmemesi, mahallinde tamamlanabilir maddi yazım eksikliği olarak görüldüğünden tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir....

          UYAP Entegrasyonu