Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Belediye Başkanlığı, işlemiş faiz talebinin, asıl alacağın idareye ödendiği tarihten başlatılarak istenmesinin doğru olmadığını, davacının takip tarihine kadar idareye ihtar çekip, idareyi temerrüde düşürmediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca ihtara gerek kalmaksızın temerrüt halinin sözkonusu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile, 4.398,22 TL işlemiş faize itirazın iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ... Belediye Meclisinin 15.05.2009 tarihli kararı ile konut karşılığı sözleşme yaparak taksit ödemesi yapan hak sahiplerinin ödedikleri bedellerin iadesi kararı üzerine, idareye yaptığı 22.381,18 TL lık ödemenin işlemiş faizi ile birlikte tahsili için başlattığı icra takibine davalının işlemiş faiz yönünden itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır....

    Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkar tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9.HD. 4.4.2008 gün 2007/ 14360 E, 2008/ 7511 K.). Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söze konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanunun 104/son ve 3095 sayılı yasanın 3. maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz....

      İcra Müdürlüğü'nün 2008/5370 sayılı dosyası ile yapılan icra takibine, davalının borcun 7.318,70 TL 'lik kısmını kabul ederek, bakiyesine ve faize itiraz ettiğini belirterek, davalının Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü'nün 2008/5370 esas sayılı takip dosyasındaki kısmi itirazının 3.998,00 TL.asıl alacak yönünden ve 11.318,78 TL üzerinden fatura tarihlerinden itibaren işlemiş ticari faize ilişkin itirazının iptalini ile % 40 icra inkar tazminatı dava ve talep etmiştir Davalı vekili, davaya konu emtiaların fatura tutarının 25.469,81 TL olduğunu, 25.12.2007 tarih, A-342685 nolu iade faturası ile yapılan 6.651,03 TL'lik iade edilen mal üzerine borcun 18.818,70 TL'ye düştüğünü, takipten önce yapılan 11.500,00 TL lik 5 ayrı ödeme ve icrada yapılan ödeme ile borcun kapatıldığını, ... ......

        Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı kiracı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı alacaklı, 01 Nisan 2010 başlangıç tarihli 1 yıl süreli yazılı kira sözleşmesine dayanarak davalı kiracı hakkında 04/11/2011 tarihinde başlattığı icra takibinde, 14.160 TL Temmuz 2010 -Mart 2011 dönemine ait kira bedeli 26.402 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.562 TL alacağın tahsilini istemiştir. Ödeme emrinin tebliği üzerine, davalı borçlu süresinde verdiği kısmi itiraz dilekçesinde;13.160 TL lik alacağa , faize ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiğini bildirmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu hakkında başlatılan takibe dayanak ilamda, "faize ilişkin 10.000,00 TL'lik alacağın" tahsiline karar verilmiştir. Borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda, takip konusu alacağın faiz alacağı olması nedeniyle bu alacağa faiz işletilemeyeceği iddiasıyla işlemiş ve işleyecek faiz talebine yönelik takibin iptalini istemiştir. Mahkemece, takipte faiz alacağına faiz eklenmediği, faize itiraz da edilmediği karar tarihi itibariyle faiz tahakkuk edeceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir....

            İş mahkemesi ilamına dayalı olarak ilamda hüküm altına alınan asıl alacaklar ile işlemiş faize ilişkin toplam 17.044,97 TL alacak nedeniyle ilamlı takip yaptığı, davacı borçluya örnek 4- 5 icra emri çıkartıldığı anlaşılmıştır. Davacı-borçlu dava dilekçesinde; takipte istenen işlemiş faizin hatalı hesaplandığını beyanla işlemiş faize yönelik olarak itirazda bulunmuştur....

            Davalının murisinin öldüğünün tespit edilmesi üzerine, 23.01.1996 ile 21.11.2002 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıkların işlemiş faizi ve % 50 cezai şartı ile birlikte tahsili için ... 30. İcra Müdürlüğü'nün 2004/511 sayılı dosyası ile, davalı aleyhine icra takibi yapılmış olup, davalının asıl borç dışında faize ve borca itiraz ettiği ve bu nedenle takibin durduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, davalının sadece cezai şarta itiraz ettiği, taahhütnamede gerçeğe aykırı bildirimde bulunmadığı kabul edilerek cezai şarta ilişkin itirazının haklı olduğu sonucuna varılmış olup, ölü annesinin yaşadığını bildirmesi nedeniyle taahhütnamede gerçeğe aykırı bildirimde bulunulmadığına ilişkin mahkemenin tespiti isabetsiz ise de, bu bildirime dayalı olarak bir aylık ödemesi sözkonusu olmadığından, cezai şart yönünden yapılan itirazın yerinde olduğu anlaşılmaktadır....

              İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda, takibe dayanak yapılan senet üzerindeki imzaya, borçlu tarafından ayrıca ve açıkça itiraz edilmediğinden bu belge, İİK'nun 68/1. maddesinde yer alan ve alacaklıya genel haciz yolu ile takip yapma imkanı tanıyan mücerret borç ikrarını içeren bir belge niteliğinde olup, buna karşılık borçlu, borcun aslına yönelik itirazını aynı nitelikte belgelerle kanıtlayamamışsa da; mahkemece, borçlunun işlemiş faize ve faiz oranına da itirazda bulunduğu ve alacağın vade tarihinde muaccel olacağı gözetilerek bu yönlerden de inceleme yapılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

                Davalı tarafın ödeme emrine itiraz dilekçesi incelendiğinde; itiraz dilekçesinde özetle; temerrüdün oluşmadığı, fatura bedeline uygulanan faiz oranını fahiş olduğu gerekçesiyle borcun ferilerine, faize ve faiz oranına itiraz ettiklerini bildirdikleri, dolayısıyla itirazın kısmi itiraz olup sadece işlemiş faiz ve alacağın ferilerini kapsadığı, asıl alacağa yönelik bir itirazın bulunmadığı, bu yönden davacının asıl alacağı da kapsar şekilde itirazın iptali davası açmasında asıl alacak miktarı yönünden hukuki yararı bulunmayıp asıl alacak yönünden icra müdürlüğü tarafından takibe devam edilmesi gerektiği, asıl alacak yönünden takibe devam edilmemesi durumunda davacı tarafça memur muamelesinin şikayet yoluna başvurulabileceği, davacının asıl alacak yönünden dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı kanaatine varılmıştır....

                  Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür. Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanununun 104/son maddesi ile 3095 sayılı Yasanın 3 üncü maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz....

                    UYAP Entegrasyonu