Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Uyuşmazlık; dava ve takip konusu bonodaki imzanın sahte olduğu iddiasına dayalı olarak, borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin, İİK.nun 72/3.maddesine göre açılmış Menfi Tespit davasıdır. 2004 sayılı İİK’nın 72.maddesi gereğince; Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. Davalının ... 8. İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyası ile 13/07/2016 tarihinde, davacı aleyhine, dava konusu senede dayanarak, 15.000,00.-TL asıl alacak, 29,59.-TL işlemiş faiz, 45,00.-TL Komisyon olmak üzere toplam 15.074,59.-TL üzerinden kambiyo senetlerine (çek, poliçe ve emre muharrer senet) özgü haciz yolu ile icra takibi başlattığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında arasında üzerinde uzlaşılan bir nokta bulunmamaktadır. Çözümlenmesi gereken sorun, davalının dava ve icra takibine konu senetteki keşideci imzasının davacıya ait olup olmadığı noktasında toplanmaktadır....

    Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def'i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, HMK'nin 201.maddesinde düzenlenen miktardan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir. ----- Somut dosya bakımından değerlendirme yapıldığında; davacı/borçlu, davalı/alacaklı ile arasındaki borç ilişkisini ve bonodaki imzayı inkar etmektedir. Bu durumda davacının imza inkarını ve imzanın kendisine ait olmadığını yöntemince ispat etmesi gerekmektedir....

      Uyuşmazlık davacının faturalardan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233)....

        Borçlunun, itirazın iptali ilamı ile hükmedilen vekalet ücreti, yargılama gideri, inkar tazminatı, işlemiş faiz gibi alacak kalemleri için icra emri gönderilmeden bahsi geçen fer'i alacaklar da dahil edilerek bakiye borç hesabı yapılmasının usulsüz olduğunu ileri sürerek 19.03.2013 tarihli hesap işleminin ve 05.08.2015 tarihli menkul haciz işleminin iptali, menkuller ile banka hesapları üzerindeki haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayet kabul edilerek, hesap işlemi ile 18.03.2013 tarihli yenileme işlemi ve haciz işlemlerinin iptaline karar verildiği , anılan kararın alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 28.04.2016 tarih ve 2015/33789 E. 2016/12588 K. sayılı ilamı ile itirazın iptali ilamının fer'isi olan alacaklar nazara alınmadan, 19.03.2013 hesap tarihi itibarı ile itirazın iptali kararı uyarınca istenebilecek asıl alacak ve faiz miktarının tespiti konusunda denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor tanzimi gerektiğinden bahisle...

          İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında ise amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması, davanın beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/12/2020 NUMARASI : 2018/512 ESAS - 2020/542 KARAR DAVA KONUSU : ÇEKİŞMENİN GİDERİLMESİ, BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİ, İSTİRDAT KARAR : Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/512 Esas, 2020/542 Karar sayılı 08/12/2020 tarihli kararı aleyhine davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla; yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı kurum arasında imzalanan Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi gereğince davacı şirkete ait Özel Likya Hastanesinde davalı kurum sigortalılarına sağlık hizmeti verildiğini, davalı kurum tarafından 2016 yılı 11....

          Kurumların özel kanunlarında düzenlenen tahsil dairelerinin her biri idari makamdır ve kamu alacağının tahsili için yaptıkları tek taraflı her işlem idari işlemdir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde “İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için açılan iptal davalarının” idari yargının görev alanına girdiği belirtilmiştir. Belediye alacakları 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Belediyenin tahsil dairesi, 6183 sayılı Kanun'a göre takip başlatır. Takip kesinleştikten sonra 6183 sayılı Kanun'un 62. maddesine göre haciz uygular. Kamu alacakları için yapılan takip ve haciz işlemlerinin her biri “İdari işlem”dir. İdari işlem olduğu için idari işlemin türüne göre vergi veya idare mahkemesinde bu işlemlerin iptali davası açılmalıdır. İdarenin koyduğu haczin kaldırılabilmesi için, yapılan takip veya haczin Kanuna aykırı ve/veya usulsüz olduğunun tespiti gerekir....

            Hukuk Dairesi'nce verilen 16.03.2022 tarih ve 2020/481 E- 2022/322 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: Dava, hisse devir sözleşmesinin iptali ile 290.000.-TL alacak için başlatılan icra takibinden dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile sözleşme iptalinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine,davacının 40.000.-TL üzerinden davalıya borçlu olmadığının tespitine hükmetmiştir. 6100 sayılı HMK’nın “Temyiz Edilemeyen Kararlar” başlığını taşıyan 362/1-a maddesiyle, Bölge Adliye Mahkemelerince verilen ve miktar veya değeri 40.000,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin olarak verilen kararlara karşı temyiz kanun yoluna başvurulamayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu miktar, karar tarihi olan 16/03/2022 tarihi itibariyle 107.090,00 TL’dir....

              Mahkemece verilen kesin süreye rağmen davacı yanca borçlu olmadığının tespiti istenen, miktar üzerinden nisbi harç yatırılmadığı , rapor alınmak üzere yükümlülüklerin yerine getirilmediği, bu kapsamda başkaca deliller bildirilmediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 492 sayılı Harçlar Yasasının 28/a maddesi karar ve ilam harcının dörtte birinin peşin ödeneceğini düzenlemiştir. Yine aynı yasanın 30.maddesi "... noksan değer üzeirnden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2023/80 Esas KARAR NO: 2023/105 DAVA: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) DAVA TARİHİ: 01/02/2023 KARAR TARİHİ: 07/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-borçlu ----- tarafından keşide edilip müvekkiline verilen -----bedelli bono nedeni ile alacaklı olan müvekkilinin alacağının vadesinde ödenmemesi üzerine taraflarınca ------dosyası ile icra takibi başlatıldığını, dosya kapsamında borçlu adına kayıtlı araç ve gayrimenkullerin tespiti için ------ yapılan sorguda borçlu adına kayıtlı herhangi bir aktif mal varlığına rastlanılmadığını ancak müvekkili tarafından yapılan harici araştırmada davalı --- tarafından ----- numaralı temlikname ile ---- diğer davalı----temlik ettiğinin tespit edildiğini, davalı ----- müvekkiline borçlanırken ------- sözleşme ile -------aldığını söyleyip müvekkiline sözlemeyi gönderdiğini...

                  UYAP Entegrasyonu