Sayılı takip dosyasından davacıya herhangi bir haciz ihbarnamesi tebliğ olmadığı gibi davacının da bu para aktarımından sonra dosyada herhangi bir işlem de yapmadığı görülmektedir.Dolayısıyla istirdat talebi yönünden dava süresi öğrenmeden başlar. Bu nedenle istirdat davasının hak düşürücü sürede açıldığını kabul etmek gerekir. Tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ; 1-Davanın KABULÜ ile, Davacının Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2015/... Esas sayılı takibine konu edilen alacaklısı ... Gaz Ltd....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil davalı alacaklının davaya karşı cevap ve beyanları dikkate alınmadan hüküm tesis edildiğini, davalı müvekkil sattığı mala karşı bakiye alacağı için matbu olarak hazırladığı nama yazılı senedi düzenleyerek davacı borçluya imzalattığını, müvekkilin alacağının sabit olduğunu, senedi ciro veya temlik yoluyla 3. kişilere devretmediğini, bu bağlamda yerel mahkemenin takip ve dava konusu senedin davacı borçlu yönünden geçersiz olduğuna ve takip dosyasında borçlu olmadığının tespiti kararının hatalı olduğunu belirterek, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle davalı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda, taraflar arasındaki ilişki, vekâlet sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacı eldeki davayı menfi tespit amacıyla açarak öncelikle fazladan fatura edilen miktarın tespitini, yapmış olduğu ödemeler de dikkate alınarak faturanın yeniden düzenlenmesini ve borçlu olmadığının tespiti ile senedin iptalini istemiş, ödemeleri dikkate alınarak fazla ödemesi olduğu takdirde bu miktarın tahsilini terditli olarak talep etmiştir. Mahkemece davacının, davalıya 25.510,00 TL'lik borcunun olmadığının tespitine, 15.11.2008 vade 14.996,59 EURO bedelli borç senedinin bu miktar kadar iptaline karar verilmiş ise de davacının terditli talebinin istirdat olarak kabul edilerek reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre hesaplanan 3.037,40-TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Esas sayılı kıymetli evrak iptali davasında 20/02/2013 tarihli ara karar ile davacıya, çeki elinde bulunduran ... San. Tic. A.Ş.'ye karşı istirdat davası açması için bir haftalık süre verilmesine rağmen, iş bu davanın verilen sürede açılmaması nedeniyle hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmesini talep etmişse de, verilen sürenin hak dava açmak için hak düşürücü süre olmadığı, süreye riayet edilip istirdat davası açılmazsa ise TTK'nın 758/2 maddesi gereğince ödeme yasağının kaldırılacak olduğunun anlaşılması nedeniyle davalının bu şekildeki beyanına itibar edilmemiştir....
Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. (6) Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. (7) Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. (8) Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lâzım gelmediğini ispata mecburdur."...
Menfi Tespit ve İstirdat Davaları 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun Menfi tesbit ve istirdat davaları başlıklı 72/1. maddesi “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” hükmünü, 72/6. maddesi “Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.” hükmünü; 72/7. maddesi "Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir." hükmünü içermektedir. Alıntılanan madde metninden de anlaşılacağı üzere, menfi tespit davaları icra takibinden önce ve sonra açılan davalar olarak iki ayrıma tabi tutulmuştur....
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacının münhasıran taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunduğunu tespit ettirmekte hukuki yararının bulunmadığı, itirazın iptali davasının genel hükümlere göre görülen bir dava olması sebebiyle borçlunun takibe itirazında bildirdiği itiraz sebepleriyle bağlı olmadan bütün savunma sebeplerini itirazın iptali davasında ileri sürebildiği, menfi tespit davasında ileri sürebileceği borçla ilgili iddiasını itirazın iptali davasında savunma sebebi yapabildiği, savunmayla ilgili tüm delillerini gösterebildiği, davacının kendisi aleyhine itirazın iptali davası açılmasından sonra, itirazın iptali davasına konu faturalardan kaynaklanan cari hesaptan dolayı borçlu olmadığının tespitini ve ödediği 100.000.- TL’nin istirdadını istediğinden, gerek menfi tespit ve gerekse istirdat talebi yönünden hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir....
İcra İflas Kanununun 72. maddesindeki istirdat davası, TBK'nun 77 ve devamı maddelerinde öngörülen istirdat ( sebepsiz zenginleşme) davasının özel bir türü olup, bu nedenle kendine has özellikler taşır. İİK 72/6.maddesinde; Borçlu menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir....
Davacı, Mardin İcra Müdürlüğünün 2017/9536 Esas ve 2016/8828 Esas sayılı takip dosyaları yönünden ayrı ayrı borçlu olmadığının tespiti ve ayrıca bu dosyalardaki borç nedeniyle el konulan ve davalıya aktarılan destekleme primleri yönünden istirdat talep etmiş; mahkemece de davacının takip dosyalarında borçlu olmadığının tespiti ile; davacının hesabından icra dosyalarındaki borç kapsamında virman yolu ile tahsil edilen toplam 72.876,83 TL'nin tahsil tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 72.876,83 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090 TL’nin altında kalmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.06.2008 gününde verilen dilekçe ile borçlu olmadıklarının tespiti ve istirdat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava İcra ve İflas Kanunun 72. maddesine dayalı menfi tespit ve istirdat istemlerine ilişkindir. Davalı, yükleniciler davacıya ait yapıda elektrik tesisat işlemlerini yaptıklarını, bedele hak kazandıklarını davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, bu hükmü taraflar temyiz etmiş, Yargıtay 15....