WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-)506 sayılı Kanunun Aylığın başlangıcı başlığını taşıyan 70. maddesindeki, "Sigortalının ölümünde ölüm sigortasından hak sahibi kimselerine bağlanacak aylıklar, ölümle aylığa hak kazandıkları tarihten sonraki ay başından başlar." hükmü gereğince murisin öldüğü 26.02.2007 tarihini takibeden aybaşı olan 01.03.3007 tarihi yerine, ölüm tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması kararı verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

    Şu halde, yukarıda bahsedilen hususlar çerçevesinde, 24.08.2009 tarihli ... belgesine göre 20.10.1971-30.06.2009 tarihleri arası çalışma ve sosyal yardım aldığı anlaşılan davacının öncelikle yurtdışı çalışmanın sona erdiği tarih belirlenerek, yurt dışı çalışmanın sona erdiği tarih itibariyle yurtiçi çalışma ve yutdışı borçlanma süreleri ile birlikte aylığa hak kazanacağı hususu gözetilerek, yurtiçi çalışmaları ile bağlanan aylığa, yurtdışı borçlanma süreleri de eklenmek suretiyle etkisi belirlenerek yeniden yapılacak araştırma ve alınacak bilirkişi raporuyla, davacının borçlu olduğu tutar diğer ifadeyle davalı Kurum’un istirdata hakkı bulunduğu yersiz aylık tutarı 5510 sayılı Yasa'nın 96/1-a maddesi kapsamında usulünce belirlenerek, varılacak sonuca göre karar verilmelidir. Açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı gerekçelerle karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

      Fıkrasının silinerek yerine ; "1) Davanın kabulü ile, Davacının 01.11.2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının ve biriken aylıklarının 01.02.2015 tarihi başlangıç kabul edilerek,her bir aylık için aylığa hak kazanılan tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine," kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.06.2022 gününde oybirliği ile karar verildi....

        dan dolayı da yetim aylığı bağlanması talebinde bulunduğunu, davalı kurumun 07/02/2019 tarihli yazısı ile; hem eşinden hem de babasından aylık alma hakkının bulunmadığını bildirmek suretiyle talebi reddettiğini, davacının her iki aylığa da hak kazandığını belirterek davacının babası ...'dan dolayı yetim aylığı almaya hak kazandığının tespiti ile davacının aylık bağlanmasına ilişkin talebinin reddine yönelik kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II-CEVAP: Davalı Sgk vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemiştir. III-MAHKEME KARARI: A-İLK DERECE MAHKEME KARARI "1-Davacının tahsis talep tarihini takip eden ay başı olan 01/03/2019 tarihinden itibaren babası ...'dan dolayı ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, aksine kurum işleminin iptaline, "şeklinde karar verilmiştir. B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI Yerel mahkeme kararı yerinde bulunarak istinaf isteminin reddine karar verilmiştir....

          Temyiz Sebepleri Davacı vekili vekili temyiz dilekçesinde, ".. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa eklenen Geçici 91 inci madde ile getirilen düzenlemeye göre 06.08.2003 tarihinden önce, 12.12.2001 tarihinde ölen babası nedeniyle hak sahibi olan davacı müvekkilimiz, eşinden ölüm aylığı almakla birlikte, evliliğinin ölüm nedeniyle son bulmasından sonra babasından da ölüm aylığı talep etme hakkına sahiptir..."şeklindeki gerekçe ile davanın kabulünü istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, çift aylığa hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanunu'nun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34 üncü maddesi, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54 üncü maddesi hükümleridir. 3. Değerlendirme 1....

            dönüştürmeyi yasaklayan bir kanun hükmünün bulunmadığını, sigortalıların dilerlerse borçlanma sureti ile veya sonradan çalışarak tam aylığa erişebileceklerini, kısmi aylıkta kullanılan sürelerin bir kez daha kullanılmasının mümkün olmadığını, ancak kısmi aylık tarihinde olmayan sonradan gerçekleşen fiili çalışmaya dayalı günlerin hesaba katılması gerektiğini belirterek, kurumun dava konusu red işlemlerinin iptaline, davacının tahsis için yeterli gün sağladığı ilk tarihi takip eden ay başından itibaren tam aylık almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Mahkemece, anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde, yaşlılık aylığı tahsisi şartlarından olan işten ayrılma koşulunun irdelenerek, aylığa hak kazanılan tarihin belirlenmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 07/10/2022 NUMARASI : 2022/383E - 2022/49K DAVA KONUSU : İş (Sigortalının Aylığa Hak Sahipliğinin Belirlenmesi İstemli) KARAR : Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numarası yazılı dosya üzerinden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin yıllardır anne/babadan mirasçı olduğu ve kiralama yoluyla faaliyette bulunduğu taşınmazlar üzerinde tarım ve hayvancılık işi ile uğraştığını, zirai ürün tesliminden kaynaklı müstahsil makbuzunda yapılan 1995/10 dönemine ait Bağ-Kur prim tevkifatı gereği 28/12/2020 tarih, 16918188 varide sayılı dilekçesi ile T3 Kurumu'ndan 7256 sayılı kanun doğrultusunda yapılandırma ve emeklilik talebinde bulunduğunu, davalı kurum tarafından 28/12/2020 tarihli yazı ile "davacının dilekçesi ekinde sunduğu belgelerin tetkikinde, Ziraat Odası kaydı olmaması ve davacının adına kayıtlı tarla tapu kaydının olmaması nedeniyle...

                Temel aylığın belirlenmesi SGK tarafından yapıldığından, temel aylığa getirilen %25 nakdi tazminat ilavesi de temel aylığa göre yapılır. Burada temel aylığın belirlenmesi işlemi esas alınarak, 506 sayılı Kanuna göre belirlenecek ölüm gelirine eklenecek ilave hakkında açılacak davaların iş mahkemelerinde görülmesi gerekecektir. 16. Somut olayda SSK sigortalısı iken iş kazası ile vefat eden sigortalının, hak sahibi olan davalıya bağlanacak ölüm geliri belirlenmiş, bu gelire 2330 sayılı Kanun m.4 gereğince nakdi tazminat ilavesi de yapılarak aylık ödemeler yapılmıştır. Bilahare SGK hak sahibine nakdi tazminat ilavesi yapılmaması gerektiği sebebiyle yersiz ödeme çıkarmış ve 5510 sayılı Kanun m.96/A bendine dayanarak bu davayı açmıştır. Uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girmemesi sebebiyle İİK m.42 ve geçici 13 hükümlerinin uygulanma alanı bulunmamaktadır. 17....

                  Davacı, davalıların 5543 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıklarını ileri sürerek iskana başvurduklarını, Mahalli İskan Komisyonunun 30/06/1998 tarih ve 120 nolu kararına istinaden, 498 parsel sayılı taşınmazın davalılara temlik edildiğini, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı müfettişlerince başvuru sahibi olan aile reisinin göçebe olmadığı, ayrıca hak sahipliğine müracaat tarihinden ve hak sahipliği kararı alınmadan önce sigorta kaydının bulunduğu, bu nedenle göçebelik durumu olmadığından yerleşik hayata geçiş amacı taşıyan iskandan faydalanmaması ve hak sahipliklerinin iptal edilmesi gerektiği hususunun tespit edilmesi üzerine, Mahalli İskan Komisyonunun 14/12/2011 tarih ve 2011/123 nolu kararı ile davalıların hak sahipliğinin iptal edilmesine karar verildiğini, davalıların bu karara karşı ......

                    UYAP Entegrasyonu