Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yapılan yargılama sonunda davalı işyerinde prim ödeme uygulamasının mevcut olduğu ve % 95 gibi ezici bir çoğunlukla prim ödemesinin yapıldığının tespit edildiğini, müvekkilinin prim alacağına hak kazanmadığına ilişkin ispat yükünün davalı tarafa düşmekle birlikte, bu hususu ispata yarar tek bir delilin ileri sürülemediğini, davaya konu alacağın performansa dayalı prim olduğunu, davalı işveren tarafından iş akdi feshedilirken performans düşüklüğüne dayanılmadığını, bu nedenle sonrasında bu gerekçenin ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, iş yargılamasında işçi lehine yorum ilkesinin esas olduğunu, tüm delillerin müvekkilinin yüksek performans sergileyip prim alacağına hak kazandığı yönünde iken sadece % 5 gibi istisnai prim ödemesi alamayan personelin varlığı nedeniyle müvekkilinin de bu kişiler arasında olabileceği ihtimaline dayalı karar verilmesinin işçi aleyhine geliştirilen bir yorumun neticesi olduğunu, müvekkilinin performans primini hak...
Hukuk Dairesinin 20.04.2022 tarih 2022/3716 Esas- 2022/4936 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere prim uygulaması İş sözleşmesinde kararlaştırılmamış olsa dahi, işverence tek taraflı olarak düzenli şekilde yapılan prim ödemesinin işyeri şartı niteliğinde olduğu, her durumda uygulamanın tek taraflı olarak işverence ortadan kaldırılması ya da azaltılmasının doğru olmadığı, prim uygulaması yönünden işçi aleyhine çalışma koşullarında değişikliğin 4857 sayılı Kanunun 22’nci maddesi kapsamında gerçekleştirilmesi yani işçinin yazılı onayının alınmasının gerektiği, davalı şirketin kar elde etmesine ilişkin tek taraflı olarak belirlenen koşulun davacı açısından geçerliliği olmayacağı, davacının hak etmiş olduğu primlerin hesaplanması için, başka veriler sunulmadığından, önceki dönemde yapılan prim ödemesinin maaşına oranına göre belirlenmesinin dosya kapsamına emsal kararlara, usul ve yasaya uygun olduğu, dava edilen miktar dava tarihi ve ıslah tarihi göz önüne alındığında taleplerin zamanaşımına...
Hukuk Dairesinin 20.04.2022 tarih 2022/3716 Esas- 2022/4936 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere prim uygulaması İş sözleşmesinde kararlaştırılmamış olsa dahi, işverence tek taraflı olarak düzenli şekilde yapılan prim ödemesinin işyeri şartı niteliğinde olduğu, her durumda uygulamanın tek taraflı olarak işverence ortadan kaldırılması ya da azaltılmasının doğru olmadığı, prim uygulaması yönünden işçi aleyhine çalışma koşullarında değişikliğin 4857 sayılı Kanunun 22’nci maddesi kapsamında gerçekleştirilmesi yani işçinin yazılı onayının alınmasının gerektiği, davalı şirketin kar elde etmesine ilişkin tek taraflı olarak belirlenen koşulun davacı açısından geçerliliği olmayacağı, davacının hak etmiş olduğu primlerin hesaplanması için, başka veriler sunulmadığından, önceki dönemde yapılan prim ödemesinin maaşına oranına göre belirlenmesinin dosya kapsamına emsal kararlara, usul ve yasaya uygun olduğu, dava edilen miktar dava tarihi ve ıslah tarihi göz önüne alındığında taleplerin zamanaşımına...
Hukuk Dairesinin 20.04.2022 tarih 2022/3716 Esas- 2022/4936 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere prim uygulaması İş sözleşmesinde kararlaştırılmamış olsa dahi, işverence tek taraflı olarak düzenli şekilde yapılan prim ödemesinin işyeri şartı niteliğinde olduğu, her durumda uygulamanın tek taraflı olarak işverence ortadan kaldırılması ya da azaltılmasının doğru olmadığı, prim uygulaması yönünden işçi aleyhine çalışma koşullarında değişikliğin 4857 sayılı Kanunun 22’nci maddesi kapsamında gerçekleştirilmesi yani işçinin yazılı onayının alınmasının gerektiği, davalı şirketin kar elde etmesine ilişkin tek taraflı olarak belirlenen koşulun davacı açısından geçerliliği olmayacağı, davacının hak etmiş olduğu primlerin hesaplanması için, başka veriler sunulmadığından, önceki dönemde yapılan prim ödemesinin maaşına oranına göre belirlenmesinin dosya kapsamına emsal kararlara, usul ve yasaya uygun olduğu, dava edilen miktar dava tarihi ve ıslah tarihi göz önüne alındığında taleplerin zamanaşımına...
Hukuk Dairesinin 20.04.2022 tarih 2022/3716 Esas- 2022/4936 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere prim uygulaması İş sözleşmesinde kararlaştırılmamış olsa dahi, işverence tek taraflı olarak düzenli şekilde yapılan prim ödemesinin işyeri şartı niteliğinde olduğu, her durumda uygulamanın tek taraflı olarak işverence ortadan kaldırılması ya da azaltılmasının doğru olmadığı, prim uygulaması yönünden işçi aleyhine çalışma koşullarında değişikliğin 4857 sayılı Kanunun 22’nci maddesi kapsamında gerçekleştirilmesi yani işçinin yazılı onayının alınmasının gerektiği, davalı şirketin kar elde etmesine ilişkin tek taraflı olarak belirlenen koşulun davacı açısından geçerliliği olmayacağı, davacının hak etmiş olduğu primlerin hesaplanması için, başka veriler sunulmadığından, önceki dönemde yapılan prim ödemesinin maaşına oranına göre belirlenmesinin dosya kapsamına emsal kararlara, usul ve yasaya uygun olduğu, dava edilen miktar dava tarihi ve ıslah tarihi göz önüne alındığında taleplerin zamanaşımına...
halde yatırılmamış bir sigorta priminin olmadığını, kaldı ki iş yerinde sendikal örgütlenme ve toplu iş sözleşmesi olduğunu, eksik sigorta primi ödenmesinin söz konusu olsa idi yetkili sendika tarafından itiraza uğrayıp düzeltileceğini, davacının hizmet tespitinin SGK'yı ilgilendirmesi nedeni ile husumet itirazında bulunduklarını, hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacının çalışma dönemi boyunca iki senede bir olmak üzere çalıştığı süre boyunca defalarca TİS imzalandığını, ancak davacının 1994- 1996 tarihleri arasında imzalanan TİSIn geçici iş göremezlik halinde prim ödemelerine ilişkin maddesini esas gösterip sanki çalışma döneminde imza edilmiş tüm TİSlerde aynı hükme yer verildiği kanısını uyandırmak istediğini, oysaki 01.03.1985- 28.02.1987 tarihleri arasında İETT işyerlerinde yürürlükte olan TİS'nin "Toplu İş Sözleşmesinin İş Hastalığını haber Verme"" başlıklı 28.maddesinin d fıkrasının; "Hastalık nedeniyle iş göremezliğe uğrayan işçilerin Sosyal Sigortalar Kurumunca ödenmeyen günlere...
Şöyle ki, davacı taraf dava dilekçesinde davacının işverence belirlenen satış oranlarına ulaştığı açıklanmış, ancak pirime hak kazanma kriterinin salt satış hedefine bağlı olup olmadığı, mağaza açığının hesaplamaya etkisi bulunup bulunmadığı, bordrolarda prim tahakkuku bulunduğu anlaşılmakla, hangi döneme ilişkin prim alacağının ödenmediği belirtilmeksizin sonuç kısmında 2.400,00 TL prim alacağı talep edilmiştir. Bu halde, davacı tarafça iş yeri kayıtlarına delil olarak dayanıldığı ve davalı tarafça prim alacağına yönelik davacıya ait iş yeri kayıtlarının dosyaya sunulmadığı anlaşıldığından, mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 220.maddesi uyarınca davalı tarafa davalı iş yerinde uygulanan prim sistemi, davacıya verilen hedefler, davacının hedefleri gerçekleştirme oranına ilişkin belgeleri sunmak üzere kesin süre verilmeli, aksi takdirde davacının iddialarının gerçek kabul edilebileceği ihtar edilmelidir....
usulU çalışan müdürlerin personelin fazla mesailerini eksik göstererek veya hiç yazmayarak, emeklerini çalarak, prim alabilmek için personele harcanacak giderleri eksik gösterdiklerini, fazla mesaileri sildiklerini, çalışanlara "eksik ödemeyi kabul etmezseniz işten çıkarılırsınız veya uzak yerlere gönderilere orada çalıştırılırsınız" şeklinde söylemlerde bulunarak mobbing uyguladıklarım, çalıştığı süre boyunca hak kazandığı primlerin eksik Ödendiğini veya hiç ödenmediğini, işe başladığı tarihten itibaren dirti ve milli bayramlarda ve hafta tatillerinde çalışmasına karşın Ücretinin eksik Ödendiğini veya hiç ödenmediğini, iddia ederek, fazlaya İlişkin haklan saklı kalmak kaydıyla; 400,00 TL fazla çalışma ücreti, 200,00 TL UBGT çalışması ücreti, 200,00 TL hafta tatili çalışması ücreti, 200,00 TL prim olmak üzere, toplam 1.000,00 TL alacağın İş akdinin fesih tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı şirketçe ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir...
Prim alacağına ilişkin istinaf incelemesinde ise; dosya kapsamından; davalı bankada prim ödemesinin işyeri uygulaması haline geldiği, davacının 2017 yılı performansının düşük olduğuna ilişkin bir tespit olmadığı, prim ödemesinin yapılacağı 2017 yılı Ekim ayı sonunda davalı bankada görev yapmamış olmamasının 2017 yılı Ocak-Haziran dönemi çalışmasına ilişkin hak kazanılan prim talep hakkını ortadan kaldırmayacağı, davalı bankanın tek taraflı olarak belirlediği kuralın davacı işçi yönünden bağlayıcı ve geçerli olmadığı, davacıya maaşına göre aynı oranlarda önceki yıllarda prim ödemesi yapılmış olduğu, İDM'nin kısmen kabulünün yerinde olduğu anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2017/20147 E. sayılı dosyasına yapmış oldukları itiraz iptal edilerek iaşe alacağına hükmedilmişse de; fiili olarak çalışılmayan bir zaman için iaşe alacağına hükmedilmesinin mümkün olmadığını, iaşe bedeli çalışılan günler baz alınarak davacıya ödenmiş olup bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, zira davacının kapsam dışı personel olarak değerlendirilemeyeceği açık olup, mahkemece davacıya ihbar tazminatı alacağına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mezkur kararda prim alacağına da hükmedilmişse de, müvekkil kuruluşun prim ödemesi gibi uygulaması olmayıp BOTAŞ çalışanlarına prim ödenmediğini, davacının TANAP çalışanı olarak da prim almaya hak kazanmasının mümkün olmadığını, işyerlerinde prim uygulaması, çalışanların motivasyonunun ve işyerine bağlılığının artması için yapılmakta olup, iş sözleşmesi son bulan bir işçiye, prim ödemesi yapılmasının, primin amacı ile örtüşmediğini beyanla kararı istinaf etmiştir....