Sigortalının 506 sayılı Kanunun geçici 81 inci maddesinin (B) bendine göre aylığa hak kazanma koşulları 18 yaş uygulamasına bakılmaksızın 20/3/1986 tarihli girişine göre 20 yıl, 42 yaş, 5075 gün olarak tespit edilmiştir. Sigortalı tahsis talebinde bulunduğu zaman bu şartlardan 20 yıllık sigortalılık süresi şartının yerine gelip gelmediğinin tespitinde sigortalının 18 yaşını doldurduğu 10/1/1987 tarihi sigortalılık başlangıç tarihi olarak dikkate alınacak ve 20 yıllık sigortalılık süre şartı bu tarihe göre belirlenecektir....
Sigortalının 506 sayılı Kanunun geçici 81 inci maddesinin (B) bendine göre aylığa hak kazanma koşulları 18 yaş uygulamasına bakılmaksızın 20/3/1986 tarihli girişine göre 20 yıl, 42 yaş, 5075 gün olarak tespit edilmiştir. Sigortalı tahsis talebinde bulunduğu zaman bu şartlardan 20 yıllık sigortalılık süresi şartının yerine gelip gelmediğinin tespitinde sigortalının 18 yaşını doldurduğu 10/1/1987 tarihi sigortalılık başlangıç tarihi olarak dikkate alınacak ve 20 yıllık sigortalılık süre şartı bu tarihe göre belirlenecektir. Dolayısıyla, sigortalılık süresi 10/1/2007 tarihinde dolacaktır.”...
Sigortalının 506 sayılı Kanunun geçici 81 inci maddesinin (B) bendine göre aylığa hak kazanma koşulları 18 yaş uygulamasına bakılmaksızın 20/3/1986 tarihli girişine göre 20 yıl, 42 yaş, 5075 gün olarak tespit edilmiştir. Sigortalı tahsis talebinde bulunduğu zaman bu şartlardan 20 yıllık sigortalılık süresi şartının yerine gelip gelmediğinin tespitinde sigortalının 18 yaşını doldurduğu 10/1/1987 tarihi sigortalılık başlangıç tarihi olarak dikkate alınacak ve 20 yıllık sigortalılık süre şartı bu tarihe göre belirlenecektir....
Ancak, kontrol muayenesini Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen tarihten başlayarak üç ay içinde yaptıran ve malullük veya sürekli iş göremezlik halinin devam ettiği tespit edilen sigortalının veya aylık ya da gelir bağlanmış olan malûl çocuğun kesilen aylık veya geliri, kesildiği tarihten başlanarak yeniden bağlanır. Kontrol muayenesini Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen tarihten üç ay geçtikten sonra yaptıran ve malullük veya sürekli iş göremezlik halinin devam ettiği tespit edilen sigortalının malullük aylığı veya yeni sürekli iş göremezlik derecesine göre hesaplanacak geliri, gelir veya aylık bağlanan çalışamayacak durumda malûl çocukların ise almakta oldukları gelir veya aylık, rapor tarihinden sonraki aybaşından başlanarak yeniden bağlanır.”...
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 17/09/2020 NUMARASI : 2019/186 ESAS - 2020/472 KARAR DAVA KONUSU : İş (Sigortalının Aylığa Hak Sahipliğinin Belirlenmesi İstemli) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gelmiş olmakla dosya incelendi, yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının yurtdışı borçlanması yaparak yaşlılık aylığına hak kazandığını, ancak davalı Kurum tarafından davacıya 5510 sayılı Yasa'nın 4/1- b maddesi kapsamında borçlandırma yaptırılarak yine aynı Yasa maddesi kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığını, ancak davacının Türkiye'de 506 sayılı Yasa ( 5510 sayılı Yasa'nın 4/1- a maddesi ) kapsamında çalışmalarının bulunduğunu beyanla davacının 3201 sayılı Yasa kapsamında yaptığı borçlanmanın 5510 sayılı Yasa'nın 4/1- a maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin tespitine ve yurtdışı...
Sigortalının hak sahibi olarak babasından aldığı ölüm aylığı dışında, kocasından, çocuklarından da ölüm aylığı veya geliri alması olanaklıdır. Yasa, temelde davacının kendisinin çalışması veya yaşlılık aylığına hak kazanması durumunda artık sigortalının, anasının veya babasının desteğine ihtiyacı kalmadığını kabul etmektedir. Aksine yorum, aktüeryal dengeler bakımından da olumsuz sonuçlara yol açar ki nitekim bu husus, bozma ilamına esas gerekçenin yazılması gerekli süre içerisinde verilen Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.2013 gün 2012/21-742 esas, 2013/228 karar sayılı kararında da aynen kabul edilmiştir. Mahkemece, davacının kendi çalışmasına dayanan bir aylık veya gelir almaması nedeniyle, babasından aldığı ölüm aylığının kesilemeyeceği kabul edilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya aykırı olmuştur. O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
açıldığı anlaşılmakta olup, sonucu itibarıyla 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince aylığa hak kazanıldığının tespiti ve aylıkların yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemine ilişkin davada mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının, yaş, prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresi bakımından 01.10.2005 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığı benimsenerek 01.10.2005 – 01.06.2008 dönemi yönünden biriken aylıkların yasal faiziyle birlikte hüküm altına alındığı belirgindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bulanık Asliye Hukuk İş Mahkemesi TARİHİ : 24/04/2013 NUMARASI : 2009/516-2013/308 Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı S.. A.. için 46.229,42 TL , davacı H.. A.. için 30.670,42 TL, davacı M.....
Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır....
Somut olayda, iş kazası olduğu iddia olunan olayın, Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirildiği ve yapılan müfettiş tahkikatı ile iş kazası sayıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davacı sigortalının maluliyet oranının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık ve Maluliyet İşlemleri Dairesi Başkanlığı tarafından davacı sigortalının sürekli iş göremezlik oranını % 3,00 olarak belirlenmiştir. Davacının anılan sürekli iş göremezlik oranına itirazı üzerine, Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliği tarafından düzenlenen 04.12.2008 tarihli özürlü sağlık kurul raporunda davacı sigortalının sürekli iş göremezlik oranının %14,00 olduğunu bildirilmiştir. Mahkemece, %14,00 sürekli iş göremezlik oranı esas alınarak davacı sigortalının maddi tazminat miktarı hesaplattırılmış ve Sosyal Güvenlik Kurumunun gelir bağlamadığından bahisle bu yönde bir indirim yapılmaksızın maddi tazminata hükmedilmiştir. ....