Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin tarafından açılan pay sahipliğinin tespiti istemi yönünden; Davacı taraf, davalı şirketin pay sahipliğinin tespitini istemiş ise de; bu konudaki istem, eldeki genel kurul kararlarının iptali davasında dinlenemeyeceği gibi; davacının, davalı şirketin pay sahibi olmadığı yönünde verilen .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... sayılı ve 01/04/20214 tarihli kararının, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 20/10/2015 tarih ve 2014/... E, 2015/... K Sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği; diğer yandan davacı tarafça aynı istemli olarak .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... E sayılı dosyasından dava açıldığı ve davanın derdest olduğu; dolayısıyla davacının davacının davalı şirketin pay sahibi olmadığı anlaşıldığından davacı tarafça davalı şirkete karşı pay sahipliğinin tespiti istemine ilişkin açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı ....'...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, tam aylığa bağlanması için 900 gün üzerinden 760 gün borçlanmanın kabulüne, borçlanma bedelinin ödendiğinde 4/a sitatüsünde kısmı aylığın tam aylığa çevrileceğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının ölüm aylığına hak kazanmak için 760 gün borçlanma yapmasının yeterli olduğu ve ödeme halinde kısmi aylığın 4/1-(a) bendi kapsamında tam ölüm aylığına dönüştürülmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir....

      Mahkemece davanın kabulü ile, yurtdışı hizmet borçlanmasının geçerli sayılmasına, davacının yurtdışında çalışmadığı, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almadığı sürece yaşlılık aylığı kazandığının tespitine karar verilmiş, aylığa hak kazandığı tarih hüküm de gösterilmemiştir. Oluşturulan hükümde aylığa hak kazandığı tarih açıkça gösterilmediğinden hükmün infazı mümkün olmayıp bu durum, HUMK 389. (HMK. 297/2 maddesine aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        SAVUNMANIN ÖZETİ Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; 5434 sayılı Kanunun mülga 32. maddesinde öngörülen fiili hizmet zammı süreleri sigortalının hem prim ödeme gün sayısına hem de sigortalılık süresine eklendiği, yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarını belirleyen 506 sayılı Kanunun geçici 81. maddesinin B ve C bentlerine göre 23/05/2002 tarihindeki sigortalılık süresi tespit edilerek aylığa hak kazanma koşullarının belirlendiği, buna göre 23/05/2002 tarihine kadar geçen fiili hizmet zammı süreleri de sigortalılık sürelerine ilave edilerek aylığa hak kazanma koşullarının belirlendiği, 23/05/2002 tarihi itibariyle 13 yıl 10 ay 8 gün sigortalılık süresi, bu süreye 2 yıl 8 ay 3 gün fiili hizmet zammının eklenmesi ile bu defa 16 yıl 6 ay 10 gün sigortalılık süresinin bulunduğu, geçici 81- B/b fıkrasında öngörülen 25 yıl sigortalılık süresi, 49 yaş ve 5300 prim gün sayısı koşulunun yerine getirmesi halinde tarafına yaşlılık aylığı bağlanabileceğini belirterek, davanın reddine karar...

        Paragrafında "Davacıların----- tarihli tek pay sahipliğinin çok pay sahipliğine geçirilmesine ilişkin kararın iptalini talep etmekte hukuki yararlarınında bulunmadığını, davacıların hem şirketin tek pay sahibi olan murisin mirasçıları olduklarını bu nedenle şirket hisseleri üzerinde paylarının olduğunu iddia ettiklerini, hem de tek pay sahipliliğinden çok pay sahipliğine geçirilmesi kararının iptalini talep ettiklerini, davacıların taleplerinin çelişkili olduğunu, murisin mirasçısı sıfatıyla hissedar olduğunu, iddia eden davacılar bakımından tek pay sahipliğinin çok pay sahipliğine geçirilmesini zaten uygun olacağını, bu nedenle açtıları ilgili kararın iptal davasında hukuki yararın bulunmadığını, aksine ilgili kararın iddialarına uygun düştüğü beyanında bulunduklarını, ----- ve tespit edilen başkaca tarihli payların--------- devrine yönelik yönetim kurulu kararlarının yokluğuna ve bu kararların batıl olduğunun tespitine, -------- ilişkin payların üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi...

          "İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR : Davanın reddine Taraflar arasındaki kadastro sonrası nedene dayalı tescil ve hak sahipliğinin tespiti ile adına kullanıcı şerhi verilmesi istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir....

            Diğer taraftan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmış olup süreç içerisindeki yasal değişiklikler karşısında davacının çift aylığa hak kazanamayacağının belirgin bulunmasına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, fazla alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 21.11.2016...

              Yine aynı Kanunla 506 sayılı Kanuna eklenen geçici 54 üncü maddede, 1.4.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında 60 ıncı maddenin (G) fıkrası hükmünün uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır. 4447 sayılı Kanunla 506 sayılı Kanuna eklenen geçici 81 inci maddeye göre yaşlılık aylığına hak kazanma koşulları kademelendirilmiş ve 1.4.1981 tarihine göre 18 yaş ile ilgili sınırlamanın sadece 506 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesini kapsadığı, bu nedenle geçici 81 inci maddeye göre aylığa hak kazanma koşullarının belirlenmesinde 18 yaş uygulamasına bakılmayacağı talimatlandırılmış olmasına rağmen uygulamada ünitelerce farklı işlemlerin yapıldığı anlaşılmıştır. Sigortalıların 506 sayılı Kanunun geçici 81 inci maddesine göre aylığa hak kazanma koşullarının belirlenmesinde 18 yaş uygulamasına bakılmaksızın, ilk işe giriş tarihine göre yaş, prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresi koşulları tespit edilecektir....

                Fıkralara göre:"31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce T6na müracaat edilmesi zorunlu olduğunu, kuruma başvurulmadan açılan davanın reddinin gerektiğini, hak sahiplerinin almakta oldukları kısmi aylıklarını, sigortalının yurt dışı hizmetlerinden ölen sigortalıya kısmi aylığın bağlandığı tarihteki malulluk veya yaşlılık aylığına hak kazanmaya yetecek kadar olan sürelerini 3201 sayılı Kanuna göre borçlanarak tam aylığa yükseltebileceklerini, kurumlarınca davalının müteveffa eşi Cihan Curuk'a sağlığındaki 24.08.1993 tarihli tahsis talebi dikkate alınarak Türkiye-Almanya Sosyal Güvenlik Sözleşmesi hükümlerine göre Türkiye'deki 298 gün sigortalı çalışmaları ile Almanya'daki çalışmaları birleştirilerek 01.09.1993 tarihinden itibaren kısmi yaşlılık aylığı...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, tahsis talep tarihinin 17.10.2007 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Davacı; tahsis talep tarihinin 17.10.2007 olarak düzeltilmesini ve bu tarih itibarıyla geçerli olan aylığa hak kazandığının tespitini istemiştir. Mahkemece davacının tahsis talep tarihinin 17.10.2007 olarak tespitine karar verilmesi yerindedir. Ancak, davacının bu tarih itibarıyla geçerli olan aylığa hak kazandığının tespiti hakkındaki istemi konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                  UYAP Entegrasyonu