İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak iş; davacıya iş kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurum tarafından iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurum'ca iş kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacıya Kurum'a müracaat ederek sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi giderek iş kazası sigorta kolundan sürekli iş göremezlik geliri bağlanması için önel vermek, zararlandırıcı olayla ilgili işgüvenliği uzmanlarından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kusur raporu almak, maddi zararın tesbitini hesap bilirkişisi uzmanından alınacak rapor ile tesbit etmek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir....
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Araçta vites kolunun altında ele geçirilen kullanma sınırındaki esrarın sanığa ait olduğuna ilişkin delil elde edilemediği gibi, sanığın suç tarihi ve öncesi uyuşturucu madde kullandığı teknik ve tıbbi yöntemlerle saptanmaması karşısında; atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden beraat kararı yerine mahkûmiyet kararı verilmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 27.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılanın sanık ... tarafından kolundan çekilerek 4 adet bileziğinin çalındığını ve bu esnada kolunun kanadığını belirtmesine karşın, bileziklerinin çalındığını olay esnasında fark etmemesi ve aşamalardaki çelişkili beyanları nazara alındığında sanıkların atılı suçu işlediğine dair yeterli delil bulunmadığı ve bu itibarla beraatlerine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 08/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Mağdura ait sokak üzerine park edilen arka sol camı açık ve yedek anahtarı vites kolunun yanında bırakılan aracın çalınması şeklinde gerçekleşen eylemin TCK'nın 141/1.maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeyerek aynı Yasa'nın 142/1-e maddesiyle hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Öncelikle toplu iş sözleşmesi üzerinde kısaca durmakta fayda vardır. 18. Toplu iş sözleşmesi işçi kuruluşları ile işveren kuruluşları veya işveren arasında iş (hizmet) sözleşmesine uygulanabilecek çalışma şartlarını belirleyen ya da düzenleyen sözleşmedir. Toplu iş sözleşmesi işçilerle işverenler arasındaki iş ilişkisini değil, sadece bir veya birçok işyerinde, bir işletmede ya da işkolunda uygulanabilecek çalışma/çalıştırma şartlarını düzenlemektedir. Öte yandan toplu iş sözleşmesi onu bağıtlayanlar arasında hukukî ilişkiler doğurmaktadır (Narmanlıoğlu, Ünal: İş Hukuku II Toplu İş İlişkileri, Yeni Mevzuata Göre Yazılmış 2. Baskı, s:292). 19....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davaya konu iş kazasının 21.05.2007 tarihinde meydana geldiği, davacı sigortalının % 2,1 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı, davacının tedavi giderlerine ilişkin 22.06.2007 tarihli 6.507,98 TL tutarında fatura ibraz ettiği anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasa ve 5510 sayılı Yasada, iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolunun getiriliş amaç ve nedeni, sigortalıların belirtilen türde bir zararla karşılaşmaları halinde onları doğrudan koruma altına alma ve kendilerine yardım yapacak kuruluşu belirlemektir. Şu halde, iş kazası nedeniyle sigortalının başvuracağı ilk merci kendisini bu yönde güvenceye alan Kurum ve onun sağlık kuruluşlarıdır. İş veren ancak Kurum tarafından karşılanmamış SUT'u aşan zorunlu tedavi giderlerinden sorumlu tutulabilir....
A.Ş. nezdinde çalışmaktayken, meydana gelen iş kazasında yaralanması ve Kurumca sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış ise de, iş göremezlik oranının aslen daha fazla olduğuna dair güçlü delillerinin ve açılan tazminat davasında aldırılmış Adli Tıp raporlarının olduğu gerekçesiyle iş göremezlik derecesinin yeniden tespiti ve gelirin arttırılması amacıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Husumet konusu, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur....
Mevcut kanuni düzenlemeler ışığında dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 08/11/2008 tarihli 27048 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan iş kolu tespit kararı uyarınca Küre T1 T1 A.Ş 'ye ait merkez ve büro iş yerlerinde yapılan işlerin mahiyeti itibariyle İşkolları Tüzüğü'nün 17 sıra numaralı Ticaret, Büro, Eğitim ve T5 tarafından yapılan iş makinesi ve araç kiralama işlerinin ise İşkolları Tüzüğü'nün 28 sıra numaralı genel işler koluna girdiğinin tespitine karar verildiği, söz konusu bu kararda yetki tespiti istenen iş yeri olan davalı iş yerinin İstanbul'daki iş yerinin olmadığı, T5 26/09/2019 tarihli talep yazısında her ne kadar davacı iş yerinin İstanbul ilindeki iş yeri bildirilmiş ise de T3 Hizmetler Bakanlığı'nın 10/10/2019 tarihli 10864794- 103.02- E.2528596 sayılı kararı ile de davacı iş yerinin 1138629.034 ve 1128666.059 SGK sicil numaralı iş yerlerinde T5nın yetki tespiti başvurusunda bulunması üzerine sendikanın Yasanın aradığı gerekli çoğunluğu sağladığının tespit...
Akarsuya bitişik olan taşınmazlarla ilgili uyuşmazlıklarda önemli olan husus öncelikle taşınmaz sınırındaki akarsuyun Kıyı Kanununun uygulanmasına dair çıkarılan yönetmeliğin 4.maddesinde tanımı yapılan “devamlı akış gösteren ve ekli listede belirlenen” ve kıyı kenar çizgisinin tespiti gerekli olan akarsulardan olup olmadığı ve akarsuyun nehir tanımına giren kısmının kapsamında kalıp kalmadığının sözü edilen listeye göre araştırılmasına, sonra da kıyı alanı ve kıyı kenar çizgisinin tespit edilmesine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın anılan Yönetmeliğin 4.maddesinde belirtilen Dicle nehrinin ana kolunun Bismil ilçesi ile Türkiye-Suriye-Irak sınırı arasındaki kesimi, Batman kolunun Serkan(Hizan) Deresi kavşağı ile Dicle nehri ana kolu kavşağı arasındaki kesimi ve Botan kolunun Büyükdere(Hizan) kavşağı ile Dicle nehri ana kolu kavşağı arasındaki kesiminde kalıp kalmadığı belirlenmelidir....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Anlaşılmış, Sanık hakkında, infazı kısıtlayacak şekilde, kamuya yararlı çalışacağı iş kolunun belirlenmesi, Kanuna aykırı, sanık .., katılan .. ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın, TCK’nın 50/1.f maddesinin uygulanması...