Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sayılı yasanın 13. maddesinde belirlenen kazası niteliğinde olduğu değerlendirilerek ilk derece mahkemesi tarafından kazanın kazası olarak nitelendirilmesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup, davalılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talepleri haklı değildir....

Öte yandan, 5510 sayılı Yasanın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; kazası nedeniyle göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici göremezlik ödeneği verileceği, 19'uncu maddesinde kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur....

    Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın davacı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiği, davalı kurumca 2.9.2008 tarihli yazı ile davacıya olayın Çalışma Bakanlığı İş Müfettişlerince soruşturulduğu ve yapılan tahkikat sonucu olayın kazası olmadığı, kararın yargı tarafından belirlenmesi sonucunda ulaşıldığı, bu nedenle Kurumca mükerrer tahkikata gerek görülmediği bildirilmiştir. Daha açık anlatımla davacıyı zararlandırıcı olay SGK Başkanlığınca kazası olarak kabul edilmemiştir. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....

      Mahkemece S.G.K yönünden, davacının davalı şirketlere açtığı kazası maddi ve manevi tazminat davasının derdest olması, kuruma davalı şirketlerin topluluk sigortasından kazası ve meslek hastalığı kollarından prim ödemesinin bulunmaması sebebiyle olayın kurum yönünden kazası kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, davalı şirketler yönünden ise; taraflar arasında aktinin bulunup bulunmadığı, kazanın meydana gelip gelmediği, kazası olup olmadığı, göremezlik oranı gibi hususların derdest tazminat davasında halledilmesi gereken hususlar olduğu gerekçeleriyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı ve davalı ......

        Öte yandan Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının kazası niteliğinde olup olmadığı, haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından hak sahiple-rine bağlanan gelirin hükme en yakın tarihteki peşin sermaye değerinin hüküm tarihine en yakın tarihteki verilere göre belirlenen tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Somut olayda olayın Sosyal Güvenlik Kurumunca kazası olarak kabul edilmediği ve davacılara kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanmadığı anlaşılmaktadır. Kararı temyiz eden her iki davalıda olayın V... Ltd. Şirketi yönünden " kazası" niteliğinde olduğunu, hakkındaki dava husumetten reddedilen V... Ltd. Şirketi yönünden bu konunun araştırılmadığını bildirmişlerdir....

          Bir olayın kazası sayılması gerektiğinin tespitine ilişkin davanın nihayetinde 506 ve 5510 sayılı Yasa gereğince hak sahiplerine kazası sigorta kolundan gelir bağlanması sonucu doğabileceği gibi, diğer yandan bir sosyal sigorta olayının kazası sayılıp sayılmaması işverenin dahi hak alanını ilgilendirir. Zira işveren kusurlu ve olay da kazası ise, Kurum bağladığı gelirin peşin değerini işverenden isteyebilecektir. Olayın kazası sayılması gerektiğinin tespitine ilişkin davanın asıl amacı, 506 ve 5510 sayılı Yasa gereğince hak sahiplerine kazası sigorta kolundan gelir bağlanmasının teminine yöneliktir. Diğer yandan bir sosyal sigorta olayının kazası sayılıp sayılmaması işverenin dahi hak alanını ilgilendirir. Zira işveren kusurlu ve olay da kazası ise, Kurum bağladığı gelirin peşin değerini işverenden isteyebilecektir. Sosyal Güvenlik Hakkı kamu düzenine ilişkin olduğundan bu hakka ilişkin davalarda kendiliğinden araştırma ilkesi uygulanır....

            Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahiplerine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak ; davacıya kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacıya Kuruma müracaat ederek kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir....

              Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahibi anneye gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak ; davacılara kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olay Kurumca kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacılara Kuruma müracaat ederek kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanmasını istemesi için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir....

                Yapılacak ; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına yeniden müzekkere yazarak işlem sonucunu sormak, olayın Kurumca kazası olarak kabul edilmemesi halinde davacıya Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca kazası olduğunun kabul edilmesi ve göremezlik durumunun belirlenmesi halinde ise çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın olayın kazası olup olmadığı ve davacıda oluşan sürekli göremezlik oranı SGK Başkanlığınca belirlenmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı murisinin 16.09.2005 tarihinde geçirdiği kazanın kazası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Davacı, murisi ...'ın 16.9.2005 tarihinde maruz kaldığı kazanın kazası olduğunun tespitini talep etmiş, Mahkemece "Davacının 16.9.2005 tarihinde geçirmiş olduğu kazanın 506 sayılı Yasanın 11'nci maddesi uyarınca kazası olduğunun tesbitine" karar verilmiş ise de, bu hususun daktilo hatasından kaynaklandığı, Mahal Mahkemesince her zaman düzeltilmesinin mümkün olduğu anlaşılmakla bozma nedeni yapılmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu