ile de korunan bu düzenlemede, kadrolarına tahsisli ek göstergesi bulunmayanlardan 4 ve daha yukarı derecelerden aylık alanların, alabilecekleri ek göstergelerin sınıflar itibariyle ayrı ayrı gösterildiği, aynı maddede yer alan, "Ancak kadrolarına tahsisli ek göstergesi bulunmayanlara uygulanacak ek göstergeler, ilgililerin bu Kanunun 36 ncı maddesine göre yükselebilecekleri dereceler için belirlenen ek göstergelerden yüksek olamaz." hükmü ile de, ek gösterge uygulanmasına esas alınacak derecelerin nasıl saptanacağı konusuna açıklık getirildiği, buna göre, ilgililerin, ek gösterge uygulamasına esas alınacak derecelerinin, 657 sayılı Kanunun 36....
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 01.01.2000 öncesi aylığın hesabında, 506 sayılı Yasanın 4447 sayılı Yasa ile değiştirilmeden önceki 96.maddesinin, “Bu Kanuna göre Malüllük ve Yaşlılık sigortalarından bağlanacak aylıklar ile ölüm sigortasından hak sahibi kimselere bağlanacak aylıkların hesabına esas tutulan aylığın alt sınırı, gösterge tablosundaki en düşük göstergenin katsayı ile çarpımının %70'den az olamaz” hükmü gözetilmeksizin ve en düşük gösterge olan 9475 gösterge rakamı esas alınmaksızın aylık miktarının belirlendiği görülmekte olup, anılan rapor yukarıda belirtilen aylık tutarının tepsine yönelik öngörülen ilkelere uygun olmadığından hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir....
Maddesi olup 506 sayılı Yasanın 68/I/C-a maddesinde, aylık bağlanma koşulları yönünden “sosyal sigortaya, emekli sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocuklarına” aylık bağlanması olanağı verilirken ve aynı maddenin (VI) numaralı bendinde, kız çocuklarına bağlanan aylığın kesilme nedeni olarak “çalışma ve evlenme” hali kabul edilmekte iken, 4958 sayılı Yasanın 06.08.2003 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 35. maddesiyle, söz konusu (VI) numaralı bende “buralardan gelir veya aylık almaya” ibaresi eklenerek, böylelikle “Sosyal Sigortadan, Emekli Sandıklarından aylık veya gelir almaya başlama” olgusu, hak sahibi kız çocuklarına bağlanan aylığın kesilme nedeni olarak benimsenmiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 04/04/2017 NUMARASI : 2015/895 E., 2017/157 K....
İş Mahkemesinin 2007/378 esasında açılan itirazın iptali davasında ise; ilgili mahkemece, ölüm aylığı sonrası zorunlu çalışmanın bulunmadığı, öncesindeki zorunlu SSK’lı hizmetlerin ise yaşlılık aylığı bağlamaya yeterli olmayıp tahsis koşullarının isteğe bağlı primlerle gerçekleştiği belirtilerek davanın reddine karar verildiği ve hükmün onanarak kesinleştiği, eldeki dava ile yukarıdaki dosyaya dayanılarak ölüm aylığının 17.01.2005 tarihinden itibaren yeniden bağlanıp dava tarihi olan 28.02.2011 tarihine kadar birikmiş olan ölüm aylıkları toplamı 32.981,29 TL’nin ödeme tarihlerinden yasal faizi ile tahsilinin talep edildiği, mahkemece; Kurumun aylık kesme işleminin yerinde olmadığının kesinleşen delil dosyasıyla sabit olduğu ve bu nedenle kesilen aylıkların yeniden bağlanması gerektiği gerekçe gösterilerek aylıkların kesildiği tarih olan 17.01.2005 tarihinden başlayarak ödeme tarihlerinden işleyecek yasal faizleriyle ödenmesi gerektiğine ve toplam tutarın talep gibi olduğuna hükmedildiği...
E) Gerekçe: 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca, mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işçinin başvurusu üzerine işveren tarafından bir ay içinde işe başlatılmaz ise, işçiye ödenmek üzere en az 4, an çok 8 aylık ücreti tutarında tazminatın belirlenmesi gerekir. Dairemizin yerleşik uygulaması gereği, iş güvencesi niteliğindeki bu tazminat işçinin kıdemi, fesih sebebi gibi olgular dikkate alınarak belirlenmelidir. Maddenin alt ve üst sınırları aşılamaz. Üst sınırın aşılmasının tek istisnası 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesindeki sendikal nedenle yapılan fesihlerdir. Bu maddede sendikal neden halinde işe başlatmama tazminatının işçinin en az bir yıllık ücreti tutarında belirleneceği açıklanmıştır. Dairemizin uygulaması bu yöndedir. (08.04.2008 gün ve 2007/27773 Esas, 2008/7819 Karar sayılı ilamımız)....
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Uzman yardımcısı olarak göreve başladığı, teknik uzman, teknik müdür yardımcısı ve müdür olarak görev yaptığı; ziraat mühendislerince yapılması zorunlu olan iş ve işlemleri yürüttüğü, fiilen mühendis olarak görev yapması nedeniyle, Ziraat Bankası tarafından 3600 ek gösterge uygulandığı halde, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca ek göstergesinin 3000'e düşürüldüğü, 5434 sayılı Kanun'un Ek 48. maddesi gereğince, ifa ettiği görevler itibarıyla mühendis kadrosunun esas alınarak ek göstergesinin tespit edilmesi gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idarelerden .. Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmakta olup; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca savunma verilmemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/809 Esas KARAR NO : 2024/321 DAVA : Kira (Uyarlama İstemli) DAVA TARİHİ : 25/08/2021 KARAR TARİHİ : 08/05/2024 Mahkememizde görülmekte olan Kira (Uyarlama İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olduğu şirket ile davalı arasında imzalanan 30.03.2018 tarihli İşletme kira sözleşmesi döneminde yaşanan Pandemi -Mücbir sebep kapsamında; Öncelikle telafisi imkansız zarar ve ziyanlarımızın oluşmanın engellenebilmesi ve iş bu davanın sonunda uygulama fırsatının doğması için ve de 11.03.2020 tarihinden beri işletmenin kapalı olduğu da göz önüne alınarak tedbiren kira bedelinin ödenmemesi gerektiği konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise kapalı kalınan dönem için 1.000-TL aylık kira bedelinin ödenmesi konusunda tedbir kararı verilmesi ile şuan ki öngörüler uyarınca okulların açılacağı düşünüldüğünde ise aylık kira bedelinin iş bu dava sonuçlanana...
sonucu davalının kaçak kullandığı döneme ilişkin olarak tarifeler yönetmeliğini esas alarak hesapladığı rakama göre itirazın iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.Oysa dosya içeriğine göre 1996 yılında 1800 olan göstergenin 2002 yılında 11.400 olduğu sabittir.Hal böyle olunca iki gösterge arasındaki normal tüketimden kaçak olarak tüketilen bedel mahsup edildikten sonra kalan miktara da hükmedilmesi gerekir iken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 30/09/1981 tarihinde tahsis talep ettiği ancak 14/10/1981 tarihli dilekçesi ile sigortalı işe gireceğini bildirerek aylık tahsisi hakkındaki talebini geri aldığı, 28/08/1996 tarihinde yeniden tahsis talep ettiği ve Kurumun 12/03/1987 tarihli aylık bağlama kararında 28/08/1996 tarihli tahsis talebine istinaden 4020 gün Emekli Sandığı , 8447 gün SSK toplam 12467 gün üzerinden 1136-13950 gösterge, 62-66 katsayı, %85 aylık bağlama oranı üzerinden aylık bağlandığı, davacının 17/12/1987 tarihli dilekçesi ile ilk tahsis talep tarih 30/09/1981 ile yeniden işe girdiği 15/10/1981 tarihleri arasındaki 15 günlük aylığının ödenmesini ve 3395 sayılı Yasadan yararlandırılmasını talep ettiği, bunun üzerine düzenlenen 18/04/1988 tarihli aylık bağlama kararında davacıya 4020 gün Emekli sandığı , 6725 gün SSK , toplam 10745 gün üzerinden 810 gösterge, katsayı 25, %70 aylık bağlama oranı üzerinden aylık bağlanıp 01/10/1981-15/10/1981 tarihleri arası için aylık...