Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; davacının yaşlılık aylığının 2000 yılından önce bağlandığı, aylığın bağlandığı dönemde geçerli olan katsayısına göre aylık miktarının hesap edildiği, yapılacak artışlarda aylık TÜFE oranının esas alınması gerektiği, aylık bağlamaya esas hizmetin geçtiği ve tahsis talep edilen dönem itibarı ile yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin uygulandığı, 506 sayılı Yasanın 25.08.1999 tarih 4447 sayılı Yasa ile değiştirilmeden önceki 61. madde hükümleri uygulanmak sureti ile belirlenen aylığa ve bu aylık miktarına TÜFE oranında artış uygulanarak belirlenen aylığın hesaplama yönteminin usul ve yasaya uygun olduğu, yaşlılık aylığında herhangi bir hata veya noksanlık bulunmağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir....

    Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Davacının, davalı işyerinde çalışmaya başlamadan önceki döneme ilişkin çalışmaları nedeniyle yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı, kazanmış ise aylığın bağlanma tarihi ile aylık bağlamaya ilişkin belgelerin Sosyal Güvenlik Kurumundan sorularak, 2-Davacının Sosyal Güvenlik Kurumundan dosyasının ilgili Kurumdan istenerek, alınacak cevap, belge ve dosya eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Hukuk Dairesi Davacı, düzeltilen bu borçlanma tarih aralıklarına göre aylık bağlamaya esas yıllık kazanç dönemlerinin yeniden tespitiyle bağlanmış yaşlılık aylığının buna göre başlangıç tarihinden itibaren yeniden hesaplanması gerektiğinin tespitine, aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece Mahkemesi'nin 2016/21 esas sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi....

        Yapılacak İş,davalı Kurumdan davacıya bağlanan ölüm aylığına esas teşkil eden işlemlere ilişkin belgeler getirtilmeli; bilirkişiden Kurumun aylık bağlamaya esas işlemlerinden ayrılma noktaları, hangi hususlardan hata yapıldığı ve sebepleri ve bunların yasal dayanaklarına ilişkin rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Vatandaşlarına Aylık Bağlanmasına ilişkin 2022 sayılı Yasa kapsamında aylık bağlanan davacının, eşinin sigortalı çalışmasının bulunduğu gerekçesiyle yersiz ödendiği iddia edilen 3.674,14 TL tahsiline ilişkin gönderilen yersiz ödeme bildiriminin iptali istemine ilişkin olup; Mahkemece,yargılama sırasında Muhakemat İl Müdürlüğünün oluru ile dava konusu alacağın takibinden vazgeçilmiş olması nedeniyle konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İş Mahkemeleri, 5521 Sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. Davaya konu olan aylıklar, 5510 sayılı Yasa kapsamında bulunan aylıklar niteliğinde olmadığı gibi, sosyal amaçlı aylık bağlamaya yönelik 2022 sayılı Yasadan kaynaklanmaktadır. Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun “Kararlara Karşı Başvuru Yolları”nı düzenleyen 45.maddesinin d bendi hükmü gözetildiğinde,dava konusu uyuşmazlıkta idari yargı görevlidir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; "Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, davanın aylık bağlamaya esas göstergenin belirlenmesi davası olduğu, davalının yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunduğu ve yetkili mahkemenin Ankara İş Mahkemeleri olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu, davalı kurumun ikametgahının Ankara olduğu, davalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu, eldeki dava yönünden mahkememizin yetkisinin bulunmadığı, yetkili ve görevli mahkemenin Ankara İş Mahkemeleri olduğu kanaatine varıldığından mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. " gerekçeleriyle karar verildiği görülmüştür....

            Davacının, davalı Kurum nezdinde ki sigortalılık şahsi sicil dosyalarının (varsa 4/I-a veya 4/I-b kapsamındaki sigortalılık sicil dosyaları; .....’da geçen yurtdışı sürelerinin borçlanılmasına dair, yurtdışı hizmetlerini gösterir hizmet cetveli, tüm borçlanma belgeleri; davacıya bir yaşlılık aylığı bağlanmış ise, aylık bağlamaya ilişkin tüm kayıt ve belgeleri içerecek şekilde) celbi ile eklendikten sonra, dosyanın incelenmek üzere gönderilmesi için mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.03.2013 günü oybirliği ile karar verildi. .........

              İş Mahkemesinin 2012/253 Esas sayılı dosyası ile açmış olduğu davada Türk - Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 29/4. maddesi gereğince 10.04.1978 tarihinin davacı için Türkiye sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilerek aylık talep tarihini takip eden aybaşı olan 01.02.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verildiğini, söz konusu kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini, davalı Kurum tarafından kesinleşen mahkeme kararına göre 29.01.2015 tarihli aylık bağlama kararı ile davacıya yaşlılık aylığının bağlandığını, ancak yaşlılık aylığı bağlama kararı incelendiğinde davacının aylık bağlamaya esas yıllık kazanç dönemleri belirlenirken borçlanarak ödediği 5000 günün tahakkuk cetvelindeki 10.11.1987 - 30.09.2001 yılları arasındaki tarih aralıklarının esas alınarak düşük aylık bağlandığının anlaşıldığını, bunun üzerine davalı Kuruma 08.04.2015 tarihli dilekçe ile itiraz edildiğini, ancak davalı Kurumun itirazı reddettiğini, Kurum işleminin hatalı...

                bağlama kararı İle davacıya yaşlılık aylığı bağladığını, ancak yaşlılık aylığı bağlama kararının incelenmesinden; davacının aylık bağlamaya esas yıllık kazanç dönemleri belirlenirken borçlanarak ödediği 957 günün tahakkuk cetvelindeki 09.01.1998-06.09.2000 tarihleri arasını dönemin esas alındığını ve aylıklarının buna göre bağlandığını, bu uygulama ile müvekkilin borçlanma yaptığı dönemler 31.12.1999 tarihinden sonrasına bırakılarak aylılarının düşük hesaplanmasına sebebiyet verdiğini,bunun üzerine 19.01.2016 tarihli dilekçe ile 09.03.2015 tarih ve 3963892 varide sayılı tahakkuk cetveline yapılan 957 günlük ödemenin 27.04.1997-24.12.1999 tarihleri arasına karşılık yapıldığı göz önünde tutularak, bu borçlanma tarihlerine göre aylık bağlamaya esas yıllık kazanç dönemlerinin tespit edilerek bağlanmış olan yaşlılık aylığının başlangıç tarihinden itibaren yeniden bağlanması ve doğacak, fark tutarlarının hesaplanarak müvekkile ödenmesi talep edilmiş ise de, davalı Kurum tarafından aylıklarının...

                  Hukuk Dairesi'nin 13/09/2013 tarihli kararıyla onandığı, davacının 23/12/2013 tarihli dilekçesi ile doğum borçlanması ve emekli maaşının 08/10/2012 tarihinde verdiği dilekçesine göre hesaplanmasını talep ettiği, davalı Kurumca 21/05/1993-21/05/1995 arası 720 gün ve 08/01/1999-08/01/2001 tarihleri arası 720 gün için 7845,12 TL 'şer borç tahakkuk ettirildiği ve 24/12/2013 tarihli işlemi ile müracaat tarihinde geçerli olan 34,05 TL günlük kazancın %32 si üzerinden hesaplandığının bildirildiği, davacıya 31/12/2013 tarihli tahsis talebi üzerine 01/01/2014 tarihinden itibaren 1440 gün doğum borçlanması, 2054 gün Emekli Sandığı , 122 gün SSK olmak üzere toplam 3616 gün üzerinden 506 sayılı Yasa kapsamında aylık bağlandığı, davacının maaş bağlama kararında göstergenin 12. derecenin 01. kademesi karşığındaki 9475 olduğu ve 1. aylık bağlana oranı %58 , 2. aylık bağlama oranı %35 ve 3. aylık bağlama oranı %20.12 olduğu anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu