Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, işçilik alacakları istemine ilişkindir. ... İş Mahkemesince, davacının çalıştığı yer veya işin yapıldığı yer mahkemenin yetki çevresinde olmadığından yetkili mahkemenin ... Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... Asliye Hukuk Mahkemesi ise, işçilik alacakları ve hizmet tespit davasının ... İş Mahkemesinde birlikte görüldüğü tespite ilişkin davada yetkisizlik kararı verilmediği, işçilik alacağına ilişkin tefrik edilen bu dosyada yetki yönünde tarafların da herhangi bir itirazının bulunmadığı yetkili mahkemenin ... İş Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5. maddesinde iş uyuşmazlıklarında yer itibari ile yetkili iş mahkemelerini belirlemiştir....

    Mahkemece, hizmet tespiti davasının reddi ile, işçilik alacaklarının kısmen kabulüne ve işçilik alacaklarına ilişkin talep yönünden davalılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesine şeklinde karar verilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde davalı olarak SGK ile ...AŞ'yi göstermiştir. Somut olayda; SGK hizmet tespiti davaları yönünden yasal hasım olup, işçilik alacakları yönünden taraf sıfatı bulunmamaktadır. Bu husus gözardı edilerek işçilik alacakları yönünden kurulan hüküm neticesinde davalı SGK lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan davalı SGK'nın hizmet tespiti davasında yasal hasım olup, hizmet tespiti davasının reddedilmiş olmasına göre, davalı SGK lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HMK'nın geçici 3. maddesi delaletiyle HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....

      Söz konusu devir sözleşmesinde, davalı alt işveren ... nezdinde çalışan işçilerin tüm işçilik hakları ile birlikte devredildiğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından, davacı asıl işveren Belediyenin söz konusu devre muvafakat etmesi de, işçilik hak ve alacaklarının devri konusunda açık bir onay niteliğinde olmayıp, olayda işçilik alacakları yönünden borcun nakli de söz konusu değildir. O halde mahkemece davalı ... hakkındaki davanın reddi isabetli olmayıp, adı geçen davalı, kendi dönemine ilişkin işçilik alacağı yönünden davacı Belediyeye karşı sorumludur. Bununla beraber davalı ...’in, davacı ... ile imzalamış olduğu hizmet sözleşmesinde, işçilik alacakları nedeniyle sorumluluğun tümüyle kendisine ait olacağına ilişkin açık bir hüküm mevcut olmadığından, kendi dönemine isabet eden işçilik alacakları nedeniyle %50 oranda sorumlu olduğunu, kalan %50 sorumluluğun ise davacı ...’ye ait olduğunun kabulü de gözden kaçmamalıdır....

        Söz konusu devir sözleşmesinde, davalı alt işveren ... nezdinde çalışan işçilerin tüm işçilik hakları ile birlikte devredildiğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından, davacı asıl işveren Belediyenin söz konusu devre muvafakat etmesi de, işçilik hak ve alacaklarının devri konusunda açık bir onay niteliğinde olmayıp, olayda işçilik alacakları yönünden borcun nakli de söz konusu değildir. O halde mahkemece, davalı ... hakkındaki davanın reddi isabetli olmayıp, adı geçen davalı, kendi dönemine ilişkin işçilik alacağı yönünden davacı Belediyeye karşı sorumludur. Bununla beraber davalı ...’in, davacı ... ile imzalamış olduğu hizmet sözleşmesinde, işçilik alacakları nedeniyle sorumluluğun tümüyle kendisine ait olacağına ilişkin açık bir hüküm mevcut olmadığından, kendi dönemine isabet eden işçilik alacakları nedeniyle %50 oranda sorumlu olduğunu, kalan %50 sorumluluğun ise davacı ...’ye ait olduğunun kabulü de gözden kaçmamalıdır....

          Söz konusu devir sözleşmesinde, davalı alt işveren ... nezdinde çalışan işçilerin tüm işçilik hakları ile birlikte devredildiğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından, davacı asıl işveren Belediyenin söz konusu devre muvafakat etmesi de, tüm işçilik hak ve alacaklarının devri konusunda açık bir onay niteliğinde olmayıp, olayda işçilik alacakları yönünden borcun nakli de söz konusu değildir. ...ile ...arasında noterde düzenlenen 12.07.1991 tarihli devir sözleşmesinde ise, “31.07.1991 tarihinde ... Limited Şirketinde çalışan tüm işçilerin yasal hakları ile birlikte devir alındığı” açıkça belirtilmiş olup, sözleşme...Belediyesi tarafından da imzalandığından,... Belediyeleri A.Ş. (...A.Ş.) arasındaki 12.07.1991 tarihli devir sözleşmesi, işçilik alacakları yönünden borcun nakli niteliğinde olup, davalı Kensan Limited Şirketine ait borcun tamamından davalı ....'nin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece......

            Söz konusu devir sözleşmesinde, davalı alt işveren ... nezdinde çalışan işçilerin tüm işçilik hakları ile birlikte devredildiğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından, davacı asıl işveren Belediyenin söz konusu devre muvafakat etmesi de, tüm işçilik hak ve alacaklarının devri konusunda açık bir onay niteliğinde olmayıp, olayda işçilik alacakları yönünden borcun nakli de söz konusu değildir. O halde davalılardan ... hakkındaki davanın reddi isabetli olmayıp, adı geçen davalı, kendi dönemine ilişkin işçilik alacağı yönünden davacı Belediyeye karşı sorumludur. Bununla beraber davalı ...’in, davacı Belediye ile imzalamış olduğu hizmet sözleşmesinde, işçilik alacakları nedeniyle sorumluluğun tümüyle kendisine ait olacağına ilişkin açık bir hüküm mevcut olmadığından, kendi dönemine isabet eden işçilik alacakları nedeniyle %50 oranda sorumlu olduğunu, kalan %50 sorumluluğun ise davacı Belediye’ye ait olduğunu kabul etmek gerekir....

              "İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı ... aralarındaki işçilik alacakları davası hakkında Kayseri İş Mahkemesinden verilen 02.07.2008 gün ve 92-108 sayılı hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. K A R A R Yargıtay 21.ci Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı, özel Kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı taktirde, "Yargıtay Kanunu" nun 14'ncü maddesiyle sınırlıdır. Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İnceleme konusu karar, işçilik alacakları ilişkin olup belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 9....

                aralarındaki işçilik alacakları davası hakkında Bursa 1. İş Mahkemesinden verilen 24.07.2008 gün ve 840-703 sayılı hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. K A R A R Yargıtay 21.ci Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı, özel Kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı taktirde, "Yargıtay Kanunu" nun 14'ncü maddesiyle sınırlıdır. Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İnceleme konusu karar, işçilik alacakları ilişkin olup belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 9....

                  - K A R A R - Davacı vekili, davalıların müvekkili şirketin ....işyerlerinde temizlik, yemek, servis ve dağıtım hizmetlerini ihale ile yüklendiklerini, bu firmalarca iş sözleşmeleri feshedilen personellerin işçilik alacakları için açtıkları davalarda asıl işveren sıfatını haiz olduğundan, müvekkili şirket aleyhine karar verildiğini, hükmolunan işçilik alacaklarına ilişkin tutarların icra takibine konu edilmesi nedeni ile müvekkili şirketçe ödenilmek zorunda kalındığını, bu işçilerden ... ödeme yapıldığını, yapılan ödemelerden yasal kesintilerin ve stopaj kesintilerinin mahsup edildiğini, davalıların imzaladığı sözleşmeler gereği işin yerine getirilebilmesi için istihdam edecekleri işçilerin ücret ve sigorta primleri ile mevzuattan kaynaklanan tüm işçilik alacaklarının kendi sorumluluklarında olacağını kabul ettiklerini ileri sürerek, ödenen işçi alacakları için, müvekkili şirketin ödediği bedellerin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken...

                    Somut olayda, işçilik alacaklarının hesabında dosyada bulunan üç ayrı bilirkişi raporundan hangi bilirkişi raporunun hükme esas alındığının belirtilmemesi ve yapılan hesaplamanın denetime elverişli şekilde kararda gösterilmemesi usul ve yasaya aykırıdır. Yapılacak iş;işçilik alacakları yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporunu karar yerinde göstermek, davacının kabul edilen hizmet süresine göre hak ettiği ve talep edilen işçilik alacaklarının tek tek denetime elverişli olarak açıklanmak suretiyle davacının işçilik alacakları belirlenerek bir karar vermektir. Kabule göre de,hizmet tesbiti yönünden istemin kısmen kabulüne karar verildiğine göre Kurum yararına avukatlık ücretine hükmolunmaması isabetsiz olmuştur. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                      UYAP Entegrasyonu