WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: 1-İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK.nun 438. ve İİK'nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi: 2-Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde; Borçlu vekili, borçluya tebliğe çıkarılan örnek (7) nolu ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini iddia ederek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 22.04.2012 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece ödeme emrinin Tebligat Kanunu'na uygun olarak tebliğ edildiği gerekçesiyle şikayetin...

    Davacı T2'ya ödeme emrinin 23/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, dava dilekçesinde açıkça T2'ya ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin ileri sürülmediği bu nedenle tebliğden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde İİK 170/a maddesi kapsamında takibin iptaline yönelik dava açılmadığından T2 yönünden verilen red kararının yasaya uygun olduğu, davacı T2'nın istinaf talebinin yerinde olmadığı, davalı alacaklının istinaf talebinin incelenmesinde ise; mahkemece her ne kadar diğer davacı yönünden açılan davanın kabulüne karar verilmişse de ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri süren davacı T1 her ne kadar tebliğ tarihinin 30/03/2022 olarak düzeltilmesini istemişse de, davacıya ödeme emrinin 17/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, icra dosyasının UYAP üzerinden incelenmesinde ödeme emri tebliğinden sonra davacının 18/03/2022 tarihinde UYAP Vatandaş Portal Uygulamasından yapılan okuma ile takipten haberdar olduğu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri süren davacının en geç 18/03...

    Takip dosyası incelendiğinde; alacaklı şirket tarafından borçlu şirket hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin 20.03.2021 tarihinde borçlu şirkete elektronik tebligat ile tebliğ edildiği görülmüştür....

    Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, olayda, asıl borçlu şirket adına ek olarak tahakkuk ettirilen vergilere karşı olay tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre yapılan düzeltme talebinin reddine dair karara vaki itiraz üzerine verilen düzelterek onama kararı ile ek tahakkukun 2003 yılında kesinleştiği, bu kararın şirket adresinin kapalı olduğu şerhi ile muhtara bırakılarak tebliğ edilmesinin ardından, 2004 yılında düzenlenen ödeme emirleri ile 2007 yılında şirket adına alınan para cezası kararlarının tebliğ edilememesi üzerine ilanen tebliğ yoluna gidildiği, yapılan malvarlığı araştırmasında şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi ve cezaların şirketin ortağı olan davacıdan tahsili amacıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, 26/04/2004 tarihinde tasfiyeye giren asıl borçlu şirketin 14/06/2005 tarihinde tasfiyesinin tamamlanarak ticaret sicilinden silindiği, dolayısıyla ödeme emri içeriği vergi alacaklarının, ek tahakkuka vaki itirazın reddedildiği...

      Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda, asıl borçlu şirket adına ek olarak tahakkuk ettirilen vergilere karşı olay tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre yapılan düzeltme talebinin reddine dair karara vaki itiraz üzerine verilen düzelterek onama kararı ile ek tahakkukun 2003 yılında kesinleştiği, bu kararın şirket adresinin kapalı olduğu şerhi ile muhtara bırakılarak tebliğ edilmesinin ardından, 2004 yılında düzenlenen ödeme emirleri ile 2007 yılında şirket adına alınan para cezası kararlarının tebliğ edilememesi üzerine ilanen tebliğ yoluna gidildiği, yapılan malvarlığı araştırmasında şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi ve cezaların şirketin ortağı olan davacıdan tahsili amacıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, 26/04/2004 tarihinde tasfiyeye giren asıl borçlu şirketin 14/06/2005 tarihinde tasfiyesinin tamamlanarak ticaret sicilinden silindiği, dolayısıyla ödeme emri içeriği vergi alacaklarının, ek tahakkuka vaki itirazın reddedildiği...

        amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinin bu kısımlarında hukuka uyarlık bulunmadığı, diğer kısımlar yönünden, asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ödeme emrinin 01/12/2015 tarihinde asıl borçlu şirketin adresine tebliğe çıkarıldığı, 20/12/2013 tarihli tebligatın muhatabın adresten taşınmış olması nedeniyle tebliğ edilemediği, 01/12/2015 tarihli tebligatın ise adres yetersizliğinden bahisle tebliğ edilemediği, bunun üzerine ödeme emirlerinin ilanen tebliğ yoluna gidildiği anlaşılmış ise de; her iki tebliğ alındısında sadece tebliğ memurunun imzasının bulunduğu, tebliğ yapılamadığı hususunun 213 sayılı Kanunun 102. maddesinde sayılan komşularından bir kişi, muhtar, ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memurunun imzası ile tutanak haline getirilmek suretiyle tespiti zorunlu iken, bu işlem gerçekleştirilmeden, ödeme emirlerinin ilanen tebliğ yoluna gidildiği, öte yandan asıl borçlu şirketin 15/06/2010 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiye haline girdiği, şirkete...

          Birleşen 2017/460 esas sayılı dava dosyasında davacı Derviş Çerçi dava dilekçesinde özetle; İskenderun İcra Müdürlüğünün 2017/20657 esas sayılı dosyasından müvekkiline gönderilen ödeme emrinin adresin kapalı olması nedeni ile muhtara tebliğ edildiği, tebliğ memuru tarafından yönetmeliğin 30 ve 31.maddeleri ile tüzüğün 28.maddesi gereğince yapılması gereken araştırmalar yapılmadan evrakın muhtara teslim edildiğini, tebliğ memuru tarafından muhatabın adresine tevziat saatlerinde mi yoksa tevziat saatlerinden sonra mı döndüğünün araştırılmadığını belirterek ödeme emri tebliğ tarihinin 12.07.2017 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          Davacı vekili dava dilekçesiyle müvekkiline gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu, ödeme emrinin ıttıla tarihinin 06/12/2018 tarihi olarak düzeltilmesini, 07/12/2018 tarihinde icra müdürlüğü dosyasına sunulan itirazın süresinde kabul edilmesini, ödeme emrinin usul ve yasaya uygun olmadığını, ödeme emrine dayanak belge suretinin eklenmediğini, banka hesap numarasının bildirilmediğini beyanla müvekkiline gönderilen tebligatın usulsüzlüğünün tesbitini, müvekkilinin tebliğatı öğrenme tarihinin 06/12/2018 tarihi olarak düzeltilmesini, ayrıca ödeme emri tebligatının İİK 58 ve İİK 60 maddelerine uygun hazırlanmadığından bahisle ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

          İdarenin 2.2.2011 tarihli yazısı ve eklerinden davalı borçlunun 2006-2007 yıllarına ait vergi borcu nedeniyle 17.11.2006 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin 2006 yılı 5-6-7-8. aylara ilişkin; 26.1.2007 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin 2006 yılı 9 ayına; 7.9.2007 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin 2006 yılı 3-10-11-12 aylar ile 2007 yılı 2-3-4-5. aylara ilişkin; 5.10.2007 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin 2006 yılı 3 ay, 2007 yılı 7 aya ilişkin; 18.1.2008 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin 2007 yılı 1-6-9-12. aylara ilişkin; 19.1.2008 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin 2007 yılı 1. aya ilişkin; 17.7.2008 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin 2007 yılı 1-6-12. aylara ilişkin; 26.9.2008 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin 2007 yılı 12 ay ile 2008 yılı 2-3-4-5-6.aylara ilişkin; 13.11.2008 tarihlerinde tebliğ edilen ödeme emrinin 2008 yılı 6. ayına ilişkin vergi borçlarına ait olduğu anlaşılmaktadır....

            CEVAP: Davalı T4 T5 vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin tebliğ edildiği adres ile müvekkiline ait işyeri adresinin farklı olduğunu, bu nedenle haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmadığını, haciz mahallindeki eşyaların müvekkiline ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemiş, duruşmalara da iştirak etmemişlerdir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle; “haciz adresinin borçluya ait olup olmadığı, borçlu ile istihkak iddia eden 3.şahıs arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, mahcuzların borçlunun mülkiyetinde bulunup bulunmadığı” hususlarının tespiti gerekmektedir. Belirtilen hususların tespiti için ilgili yerlere müzekkereler yazılmış, tüm belgeler incelenmiş, tüm deliller toplanmıştır. Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır....

            UYAP Entegrasyonu