. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkil şirket alacağının tahsili için davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalının asıl alacağı kabul edip işlemiş ve işleyecek faize itiraz ettiğini, ödeme talebini, son ödeme tarihini ve son ödeme tarihinde ödeme yapılmazsa faiz yürütüleceği ibaresi taşıyan tüm faturaların davalıya tebliğ edildiğini, son ödeme tarihleri itibariyle temerrüdün gerçekleştiğini, ayrıca bir işleme gerek kalmadığını ileri sürerek itirazın iptaline, itiraz edilen miktarın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödeme, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılır.”hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenleme kapsamında; karara konu ödeme dekontunda ödemenin hangi ay kira bedeline ilişkin olduğunun belirtilmediği, ayrıca davacı vekili ve davalı vekilinin sunduğu ödeme dekontlarından da davalının takip dönemi öncesine ait kira borçlarının bulunduğu, bu kira borçlarını da gecikmeli ödediği anlaşılmaktadır. 07.12.2015 tarihli ödeme dekontu ile yapılan ödemeyi alacaklı davacının daha önceki dönem kiralarına mahsup ettiği hususu dikkate alındığında, davalı borçlu ödeme süresi içerisinde takip konusu kira alacağını ödediğini ispatlayamadığından davanın kabulü ile tahliye kararı verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile verilen red kararı doğru değildir.....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/3129 KARAR NO : 2022/87 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HATAY İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/03/2019 NUMARASI : 2018/421 ESAS 2019/184 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Hatay İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/421 Esas 2019/184 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna davacı T1 vekili tarafından başvurulması üzerine dosya incelendi; DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Hatay İcra Dairesinin 2018/14666 esas sayılı dosyası ile davacı hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde ödeme emrinin davacıya 08.06.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak itiraz süresinin son günü Çorum ili, Boğazkale ilçesinde güneş enerjisi sahasında prefabrik bina montajı yaptırması sebebi ile icra müdürlüğüne giderek itirazda bulunamadığını, borcun hizmet temini şeklinde ödediğini, borcun ödendiğine yönelik tanıkların bulunduğunu, borca itiraz ettiklerini...
İlamsız takiplerde ödeme emri tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra müdürlüğüne borca itiraz edilebileceği, ödeme emri tebliğ edilmeden önce de borca itiraz edilebileceği, yapılan itirazın geçerli olup, icra müdürlüğünce takibin durdurulması kararının yerinde olduğu, alacaklının takip iradesinin sürdürdüğü de anlaşıldığından mahkemece davanın reddine dair verilen karar isabetlidir. Tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddinedairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Gaziosmanpaşa 2....
Mahkemece, icra dosyasında ödeme emrinin borçluya 22.11.2012 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz eden borçlu vekilinin icra dosyasında 25.11.2012 tarihinde işlem yapıp, 23.11.2013 günü itirazda bulunduğu, böylece borçlunun en geç 25.11.2012 tarihinde ihtiyati haczi öğrendiği, anacak itirazını (7) günlük yasal süreden sonra yaptığı gerekçesiyle itirazın süre yönünden reddine karar verilmiş, karar ihtiyati hacze itiraz eden vekilince temyiz edilmiştir. İİK.nun 265/1.maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraz süresi (7) gündür. İhtiyati haciz borçlunun huzurunda uygulanmışsa bu tarihten, borçlunun yokluğunda uygulanmışsa haciz tutanağının tebliğinden itibaren (7) günlük süre işlemeye başlar. Somut olayda ödeme emrine ihtiyati haciz tutanağı eklenmediğinden borçlunun borca itiraz edip, icra dosyasına dilekçe sunması tek başına ihtiyati haczi öğrendiğini göstermez....
Bu itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz.” hükmü ile aynı yasanın 19/3. maddesinde “Bir müddetin sonuncu günü resmi bir tatil gününe rastlarsa, müddet tatili takibeden günde biter” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; örnek 10 ödeme emrini itiraz ve şikayette bulunan borçlu ...'ye 10.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz ve şikayetin ise yasal 5 günlük süreyi takip eden hafta sonu tatiline müteakip 17.03.2014 tarihinde ... İcra Hukuk Mahkemesi'nden 2014/180 Muhabere kaydı ile yapıldığı ve yasal süresi içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, borca itiraz ve şikayet nedenlerinin esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu ...'...
ye gönderilen bir ödeme emri olup olmadığının, ödeme emri tebliğ edilip- edilmediğinin, 2- Takip dosyasına, ... veya vekili tarafından verilen ödeme emrine itiraz dilekçesi olup olmadığının, 3- Anılan bu borçlular yönünden verilmiş “takibin durdurulması” kararı olup olmadığının, icra müdürlüğünden sorulması, 4- ... ve ... vekillerine, davetiye ile takip dosyasına itiraz edip etmedikleri, itiraz etmişlerse ellerinde itirazlarına ilişkin bir belge olup olmadıkları hakkında açıklamada bulunma imkanı verilmesi, 5- ... vekili tarafından verilen 18.02.2014 yazı işleri müdürlüğü havaleli dilekçenin uyapa kaydının olup olmadığı, kayıtlı ise uyap kayıt tarihinin bildirilmesi, SONUÇ: Yukarıda (1),(2),(3),(4), ve (5) numaralı bentler halinde belirtilen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılabilmesi için gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 09/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
E) Gerekçe: Her ne kadar mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de, ödeme emrinin davalıya (borçluya) 23/07/2014 tarihinde tebliğ edildiği, yedi günlük ödeme emrine itiraz süresinin son gününün resmi tatil (ramazan bayramı) olan 30/07/2014 tarihine denk geldiği, itiraz süresinin tatili takip eden ilk iş günü olan 31/07/2014 tarihine uzadığı, davalının da ödeme emrine süresinde yani 31/07/2014 tarihinde usulü dairesinde itiraz ettiği, dolayısıyla davacının (alacaklının) itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmış olup, davalının (borçlunun) ödeme emrine itirazının süresinde olmadığı, bu nedenle davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı yönündeki hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Somut olayda davacı davalı kurumca hakkında tahakkuk ettirilen idari para cezasına, karşı Kurum itiraz Komisyonuna itirazda bulunmamış, sonradan kurumun aynı gerekçeyle düzenlediği ödeme emrine karşı iş mahkemesinde itiraz ve iptal davası açmıştır. Davacının öncelikle söz konusu idari para cezasına karşı kurum itiraz komisyonuna itiraz etmeyerek idari ipara cezasının idari aşamada kesinleşmesine neden olmuştur. Davacı Kurumca tahakkuk ettirilen idari para cezasına itiraz yoluna gitmeyerek kesinleşmesine neden olmakla, sonradan kurumun söz konusu idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlediği ödeme emrine karşı iş mahkemesinde açtığı ödeme emrinin iptali ve menfi tespit davasının dinlenebilmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca mahkemece davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
İlk derece mahkemesi kararında; borçlulardan Filiz'e gönderilen ödeme emrinin tebligatının iade geldiği, diğer borçluya hiç ödeme emri tebliğ edilmediği, itiraz hakkının ödeme emrinin tebliği ile başlayacağı, bu haliyle itiraz hakkı doğmadan yapılan itirazın geçersiz olduğu, geçerli bir itiraz olmaksızın itirazın kaldırılması talebinde bulunulmasında da hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir. Davacı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddia ve vakıalar aynen tekrar edilmekle birlikte, mahkemenin gerekçesinin hukuka uygun olmadığını, davalıların takipten haberdar olduklarını ve bu nedenle takibe itiraz ettiklerini, itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır....