Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yazılı iddia ve beyanları tekrar etmekle birlikte taraflarınca icra dairesine 08.10.2020 tarihinde itiraz edildiğini, bu kapsamda dosya kesinleşmeden itiraz yapılmadığına dair beyanların asılsız olduğunu, ödeme emrine itiraz edilmiş olmasının şikayet yoluyla ödeme emrinin iptalinin istenilmesine engel olmadığını, itirazın süresi içerisinde yapılmadığına dair beyanların asılsız olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Talep, kira alacağına ilişkin genel haciz yoluyla takipte ödeme emrinin iptali istemine ilişkin şikayettir. Borçlu genel haciz yoluyla takibe yönelik itirazlarını ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde icra dairesine, İİK'nın 16. maddesi uyarınca da ödeme emrine yönelik şikayetlerini ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine ileri sürmelidir....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/12/2019 NUMARASI : 2018/1123 ESAS - 2019/1235 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet, Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin asıla tebliğ edilmesi gerekirken vekile tebliğ edildiğini, süresi içerisinde borca, fer'ilerine ve takibe itiraz edildiğini, ödeme emrine müvekkilinin adresinin yazılmadığını, ödeme emri üzerinde İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğü'nün ünvanı ve hesabı, keza İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü'nün ünvanı ve dosya numarası, İstanbul 10....

Bu nedenle başvuru, bu hali ile İİK. nun 168/5.maddesi kapsamında olup, aynı kanunun 169.maddesi uyarınca borca itiraz niteliğindedir. Borca itirazın ise İİK. nun 168/5.maddesi uyarınca ödeme emri tebliği üzerine yasal beş günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin 31.10.2008 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise 11.04.2013 tarihinde, İİK. nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra icra mahkemesine verdiği dilekçe ile borca itiraz ettiği görülmüştür. O halde, mahkemece, borca itirazın süre aşımı nedeniyle reddi yerine esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, borçlunun istemi hesap tablosuna yönelik şikayet olarak kabul edilse bile örnek 10 numaralı ödeme emrinde takip tarihinden itibaren asıl alacağın %74 faiziyle tahsilinin istendiği ve İİK. nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük sürede itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği anlaşılmıştır....

    Ödeme emrinin tebliği üzerine, davalı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesinde özetle, borcu olmadığını, borcun ödendiğini, alacaklı hakkında başlatılan icra takibi üzerine tahsili engellemek için alacaklının bu takibi başlattığını belirterek borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Alacaklı tarafından itirazın kaldırılması istemiyle açılan iş bu dava sonunda, mahkemece, davalının ibraz ettiği 17.01.2008 tarihli “ibra sözleşmesi” ile borcun ödendiğini, borcun ödenmesine ilişkin bonoların davalının elinde olup alacaklıdan tahsili için icra takibi başlatıldığı ve davacı ile aynı soy isimli kişiler hakkında açılan sulh ceza mahkemesindeki ikrarlar dikkate alındığında davalının borçlu olmadığı anlaşıldı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İİK 269/2. maddesinde ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini 62.madde hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur....

      Ödeme emri davalı ...’ya 26.01.2006, davalı ...’e ise 14.01.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı ... 04.02.2004 tarihinde ödeme emrine itirazda bulunmuş ise de bu borçlunun itirazı süresinde olmadığından bu davalı yönünden takip kesinleşmiştir. Davalı ... ise ödeme emrine 15.01.2009 tarihinde itiraz ettiğinden bu davalı yönünden itiraz süresinde olup ödeme emrine itiraz edildiğinden takip kesinleşmemiştir. Bu nedenle itiraz kaldırılmadan tahliye kararı verilmesi mümkün değildir. Davacının itirazın kaldırılmasını da istemediğine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi doğru değildir. Öte yandan davacı sözlü kira aktine dayanarak takip yapmış ve takip talebinde dava dışı ... ile davalı ... borçlu olarak gösterilmiştir. Borçlular ödeme emrine itirazlarında sözlü kira aktinede karşı çıkmamışlardır. Borçlular yönünden 01.11.2006 başlangıç tarihli sözlü kira akti kesinleşmiştir....

        e yapılmış bir ödeme emri tebliği ile bu ödeme emrine yönelik bir itiraz dilekçesi olup olmadığının araştırılarak, varsa ödeme emrinin tebliğ edildiğini gösteren tebligat parçasının ve borçlunun bu ödeme emrine karşı itiraz dilekçesinin aslının veya onaylı suretinin eklenerek birlikte gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 21.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İDDİANIN ÖZET: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin borçlu idare aleyhine cari hesaptan kaynaklı fatura alacağı nedeniyle ilamsız icra takibi başlattığını, karşı taraf vekilince 23/06/2020 tarihli dilekçe ile borca ve ferilerine itiraz edilmeden icra dosyasına bir kısım beyanlarda bulunulduğunu, borçlunun borca, ödeme emrine karşı bir itirazının olmadığını, buna rağmen icra müdürlüğünce 23/06/2020 tarihli karar ile borçlu vekilinin sunduğu dilekçe borca itiraz dilekçesi kabul edilerek takibin durdurulduğunu, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, söyleyerek kaldırılmasını istemiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince: "Dava icra memur işlemini şikayete ilişkindir. Dava süresindedir. Ödeme emrine itiraz sebeplerini iki bakımdan sınıflandırmak mümkündür. Bunlar; Maddi Hukuka veya Takip Hukukuna dayanan itiraz sebepleridir. Ayrıca borçlu ödeme emrine itiraz ederken borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir....

          Davalı borçluya ödeme emri ....05.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı kiracının takibe süresinde itiraz etmemesi üzerine takip kesinleşmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından süresinde itiraz edilmemesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak kesinleşen takip nedeniyle kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuştur. ... Mahkemesince, davacı alacaklı tarafça, davalı borçlu aleyhine icra takibi yapıldığı, örnek ... no’lu ödeme emrinin davalı borçluya ....05.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal süre içerisinde borcu ödemediği gibi borca da itiraz etmediği, davalı borçlunun ihtar müddeti içerisinde kira borcunu ödemediği ve temerrüt oluştuğu gibi yargılama aşamasında da herhangi bir ödeme belgesi ibraz etmediği anlaşılmakla, İİK’nin 269/a maddesi uyarınca, davalı borçlunun taşınmazdan tahliyesine karar verilmiş, bu karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, ... .......

            Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı ilamında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce de, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Anılan itiraz, ödeme, …sıfat itirazı gibi…. borçlunun borcu olmadığı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır” (Prof. Dr....

              nın 150. maddesi uyarınca; kendisine ödeme emri gönderilen borçlu veya üçüncü kişi, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabilir. İİK.'nın 150/a maddesinde de "Ödeme emrine itiraz hakkında 62'den 72. maddeye kadar olan hükümler uygulanır" düzenlemesi bulunmaktadır.Açıklanan yasa maddeleri gereğince takibe itiraz etmek isteyen borçlu, İİK.'nın 62.maddesine göre itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlunun, borca itiraz niteliğindeki mükerrer takip yapıldığına ilişkin itirazını da ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine bildirmesi gerekmekte olup, icra dairesi yerine icra mahkemesine başvurması hukuki bir sonuç doğurmaz. (Yargıtay 12....

              UYAP Entegrasyonu