İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın, davacı adına gönderilen 2011/83939-2011/127915-2012/45510-2013/9187 takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkin olduğu, iptali talep edilen ödeme emirlerinin Kurum tarafından 14.09.2021 tarihli yazı ile düzenlendiği, davacının dava dışı şirket ortaklığı dolayısıyla ödeme emrinin davacıya gönderildiği, tebliğ mazbatasına göre 05.10.2021 tarihinde ödeme emirlerin tebliğ edildiği, davacı tarafça 19.10.2021 tarihli ve .... sayılı dilekçe ile ödeme emrine itiraz edildiği, itiraz üzerine alınan 01.11.2021 tarihli Kurum kararının davacıya 23.11.2021 tarihinde tebliğ edildiği, mevcut dava Kurumun itiraz dilekçesindeki talepleri reddetmesi üzerine 10.01.2022 tarihinde ikame edildiği, ödeme emrinin iptali istemli davalarda 15 günlük yasal hak düşürücü süre öngörüldüğü, hak düşürücü sürenin ödeme emrinin tebliğinden itibaren başladığı, mevcut davada ödeme emrinin tebliğinden itibaren...
Davaya dayanak icra takip dosyasında, davalı borçluya gönderilen örnek 13 ödeme emrinde 30/7 günlük ödeme ve itiraz sürelerinin metin kısmında yazılmadığı, matbu olarak düzenlenen ödeme emrinde A ve B harfli dipnotta yazılı olduğu görülmüştür. Davaya dayanak yapılan icra dosyasında, İİK'nin 269/1. maddesi yollaması ile uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesinde yer alan yasal otuz günlük ödeme süresinin verilmesi öngörüldüğü halde, ödeme emrinde itiraz ve ödeme sürelerinin belirtilmediği görülmekle, yasal koşulları içermeyen ödeme emri hukuki sonuç doğurmayacağından bu ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemez. Bu nedenle tahliye isteminin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde tahliyeye karar verilmesi doğru değildir....
bulunduğu, Daireminizin 2016/11983 Esas 2017/4022 Karar sayılı ilamı ile; yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen ödeme emrinin borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı vereceği, mahkemece borçlunun ödeme emrine yönelik itiraz ve şikayetlerinin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak verilen kararda; ödeme emrinin borçlu asile tebliğ edilmesi gerekirken borçlunun vekiline tebliğ edilmesinin usule aykırı olduğu ayrıca borçlu vekiline gönderilen ödeme emrine dayanak belge eklenmediği gerekçesi ile şikayetin kabulüne, ödeme emrinin iptaline karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği görülmektedir....
Bu nedenle anılan kayıtların geçerliliği bulunmadığından ödeme emrinden çıkarılması gerekir. Bu durumda takip talebinde yer almayan sözkonusu kayıtların ödeme emrinden çıkarılması ile hatalı düzenlenen ödeme emri düzeltilmiş olacağından ödeme emrinin iptaline gerek bulunmamaktadır. Davacı vekili her ne kadar takipte faize faiz yürütülmesi yasağına aykırı talepte bulunulduğunu şikayet yoluyla ileri sürmüş ise de takibin şekline göre ilamsız takipte faize ilişkin ileri sürülen bu hususun borca itiraz nedeni olduğu, şikayet yoluyla icra mahkemesinde incelenmesine olanak bulunmadığı, esasen borçlu vekilinin yasal süresi içerisinde takip dosyasına sunduğu 06/08/2019 tarihli itiraz dilekçesi ile “borcun tamamına, işlemiş ve işleyecek faize, fahiş orandaki faiz oranına ve borcun fer’ilerine” itiraz ettiği, borçlu vekilinin borca ve ferilere itirazı üzerine İstanbul Anadolu 18....
İtirazın iptali davasının önkoşulu usulüne uygun biçimde yapılmış bir icra takibinde gönderilen ödeme emrine itiraz edilmiş olmasıdır. Takip dosyasının incelenmesinde ödeme emrinin davalıya 15.01.2008 günü tebliğ edildiği görülmüş; bu tarihten sonra verilmiş bir itiraz dilekçesine ise rastlanamamıştır. Davacı vekiline hitaben bankaca düzenlenmiş cevabi yazının, takipten önce 04.01.2008 günü verildiği anlaşılmıştır. Bu yazının icra takibine itiraz olarak kabulü de mümkün değildir. Mahkemece icra dairesine itirazın mevcudiyeti hakkında yazılan yazı ise doyurucu olmaktan uzaktır. Bu durumda, davalının ödeme emrine ne suretle itiraz ettiği hususu araştırılmak ve varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, 04.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz ve yargı yoluna başvurulmaksızın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, idarî para cezalarına karşı Kuruma itiraz etme veya yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak, Kurumca itirazın reddedilmesi veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörtte birlik ceza tutarı, 80 inci madde hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir. Bu düzenlemeler karşısında idari para cezalarının itiraz edilmeksizin kesinleşmesinden sonra tahsili için davalı Kurumca 6183 sayılı Yasa gereğince çıkarılan ödeme emrinin iptali için açılacak davaların İş Mahkemesinde görüleceğinin kabulü gerekir....
DAVA Davacı borçlu vekili; ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olan 18.06.2020 olarak tespit edilmesi gerektiğini, yetkili temsilcinin vefat ettiğini, şirketin usulüne uygun şekilde temsil edilemediğini, şirket adına açılan icra takiplerinden haberdar olunamadığı için itiraz edilmediğini, ayrı bir temsil ve yönetim kayyımı atandığını, şirket müdürü ...’un şirket unvanı altında atacağı münferit imzası ile şirketi her hususta temsil ve ilzam etmesine” karar verildiğini, müvekkili şirket temsil eksikliğinin giderilerek böylece, bahse konu icra takibinden ve icra takibinden gönderilen ödeme emrine karşı itiraz başvurusunda bulunması imkânı doğduğunu, ödeme emrinde belirtildiği şekilde bir borcu bulunmadığından, yetkiye, ödeme emrine, borca, faizine ve diğer tüm fer’ileri ile takibe itiraz edilmesi zorunluluğu da hâsıl olduğunu, zaman aşımı definde bulunduklarını, alacaklı tarafça icra takibine dayanak yapılan belgelerin müvekillerine tebliğ edilmediğini...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece "Yapılan yargılama, incelenen belgeler ve tüm dosya kapsamından kurum tarafından, davacıya prim borcu nedeniyle 2005/016194, 2005/1933, 2016/17375, 2005/01695 takip numaralı ödeme emirlerinin gönderildiği, 2005/01694, 2005/1933, 2016/17375 ödeme emirlerinin davacıya 08/01/2018 tarihinde, 2005/01695 takip numaralı ödeme emrinin 29/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacının, 2005/01694, 2005/1933, 2016/17375 ödeme emirlerinin iptali için 16/01/2018 tarihinde, 2005/01695 takip numaralı ödeme emri için 11/01/2018 tarihinde kuruma müracaat ettiği, kurum yazısının davacıya 24/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 25/01/2018 tarihinde açıldığı, 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun süredir rahatsızlığından dolayı Ankara İli'nde tedavi görmesi nedeniyle tedavide olduğu 2019 yılı Ağustos ayında Amasra İcra Müdürlüğü'nün 2019/38 esas sayılı dosyasından, borca itiraz nedeniyle durdurulan takip dosyasından ödeme emri gönderildiğini, müvekkilinin Ankara İli'nde olması nedeniyle ödeme emrinin Kum Mahallesi Muhtarlığına bırakıldığını, müvekkilinin Ankara İli'nden Amasra İlçesi'ne geldiğinde ödeme emrinden 25/09/2019 tarihinde haberi olduğunu, İstanbul 18....
“Taleple bağlılık” olarak da ifade edilen bu ilke uyarınca, hâkimin tarafların talep sonucu ile bağlı olduğu açık olup, somut olay bakımından, alacaklı borçlu aleyhine icra takibi başlatmış borçlu ödeme emrine süresinde itiraz etmiştir. İtiraz üzerine İcra Hukuk Mahkemesine açılan davada davacı-alacaklı vekili dava dilekçesi ile sadece itirazın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin borca itirazın kaldırılması istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, borçlunun bir talebi bulunmadığı gibi re'sen ödeme emrinin iptalini gerektiren bir hususun bulunmadığı halde usul ve yasaya uygun olan ödeme emrinin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....