Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 62.maddesi uyarınca, genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde her türlü itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük sürede icra dairesine bildirilmesi gerekir. İcra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda dosyanın incelenmesinde, takip talebi ve ödeme emrinde işlemiş faiz miktarının yazılı olduğu ve takip sonrası işleyecek faizin de takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiz olarak açıkça istenildiği görülmektedir. Kaldı ki borçlunun icra dairesine itirazında sadece yetkiye itiraz ettiği, faize ve borca itiraz etmediği, bu durumda faizin de itirazsız olarak kesinleştiği anlaşılmıştır. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ödeme emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    bu fazla borca müvekkilinin itiraz ettiğini, müvekkilinin ödeme emrine itirazını haksız bir itiraz gibi değerlendirildiğini ve müvekkilinin icra inkar tazminatı ödemesine hükmedildiğini, bilirkişi raporuyla ve davacı beyanlarıyla da sabit olan ve fazla tutarlı düzenlenen ödeme emrine itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

    yeniden ödeme emrinin tebliğine karar verilmesini istemiştir....

    Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının onbeş günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

      Ödeme emri tebliğ zarfında ödeme emri gönderilmediği, bunun yerine daha önce başlatılan icra takibine itiraz üzerine verilen karar belgesi çıkması nedeniyle davacının takibe itiraz edemediğini, bu şekilde yanıltıcı olarak gönderilen ödeme emri tebliğinin usule uygun olmadığı ileri sürülmüş ise de, Şikayet dilekçesinde "borçluya ödeme emrinin 26/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emri tebliğ zarfından daha önce başlatılan icra takibine itiraz üzerine verilen karar belgesi çıkması nedeniyle davacının anılan kararın tebliğ edildiğini düşündüğü" beyan edilmekte, sair bir sebeple tebliğ usulsüzlüğü de ileri sürülmemektedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yolu ile icra takibinde borçlunun kendisine gönderilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde icra dairesinde borca itiraz ederek takibi durdurduğu, aynı yasal süre içerisinde icra mahkemesine yaptığı şikayet başvurusunda ödeme emri ekine takibe dayanak belgelerin eklenmediğini ileri sürerek ödeme emrinin iptalini istediği, mahkemece hukuki yarar yokluğu nedeniyle şikayetin reddedildiği görülmektedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Kiraz ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından örnek 13 nolu ödeme emri ile başlatılan takipte, borçlunun, aidat alacağının örnek 13 nolu ödeme emri ile istenemeyeceğini ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece aidat alacağının örnek 13 nolu ödeme emri ile istenemeyeceği, ilamsız takip yapılması gerektiği, gönderilen ödeme emrinin takip dosyasına uygun olmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Borçlunun iddiası borca itiraz niteliğinde olup, takibinin şekline göre İİK' nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekir....

          İcra hukuk mahkemesinin 2021/158 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile takibin itiraz nedeni ile durdurulmasına ilişkin kararın kaldırılmasına yönelik şikayetin reddedildiği, red kararının kesinleştiğinden bahisle hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiş ise de ödeme emri tebliğinden önce itiraz nedeni ile takibin durdurulmuş olması sonradan tebliğ edilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin esastan incelenmesine engel teşkil etmeyip bu konuda davacının hukuki yararı mevcut ise de ödeme emrinin davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, muhatabın işte olduğundan bahisle yardımcısı imzasına ödeme emrinin tebliğ edildiği, bu nedenle şikayetin esastan incelenerek usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirse de istinafa gelenin sıfat itibariyle daha aleyhine karar verilemeyeceğinden bu nedenle davacı tarafın istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Diğer taraftan, 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiş olup, “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....

            Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.” düzenlemesi bulunmaktadır. 6183 sayılı Yasa'nın 58/1.maddesine göre ise de, “Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (İş Mahkemesi) nezdinde itirazda bulunabilir denmiştir. Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, bu davada ”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir....

              UYAP Entegrasyonu