WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayımıza gelince; ödeme emrinin davalı borçlu kiracıya 09/02/2021 tarihinde tebliğ olunduğu, takibe itiraz edilmemesi üzerine eldeki davanın 03/04/2021 tarihinde, 30 günlük ödeme süresinin hitamından sonra açıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Davalı her ne kadar istinaf dilekçesinde kira sözleşmesine uygun olarak kiralarını ödediğini bildirmiş ise de; İİK’nın 269/a maddesinin açık hükmüne göre ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu icra mahkemesinde sadece ihtar süresi içinde ödeme yaptığını ileri sürebilir. Takibin kesinleşmesinden önce ödeme yaptığı iddiasını ileri süremez. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2021 tarih ve 2017/(6)8- 2340 Esas, 2021/261 Karar sayılı ilamında belirtiği üzere "Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez....

İcra İflas Kanunu’nun 269/1 maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu’nın 315 ve 260. maddesinde yer alan otuz günlük ödeme ve yedi günlük itiraz sürelerinin ödeme emrinde açıkça yazılması zorunlu olup yasaya uygun olarak düzenlenmeyen ödeme emri hukuki sonuç doğurmaz. Hukuki sonuç doğurmayan ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemez. Mahkemece, istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir....

    -TL den 2009 Şubat-Temmuz aylar arası kira bedeli toplamı 2.400 TL’nin tahsilini istemiştir.Ödeme emri davalıya 27.4.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir.Davalı ödeme emrinin tebliği üzerine kısmı itirazda bulunmuş itirazında kabul ettiği kira bedellerini ödememiştir.Ancak davalı borçlu adına gönderilen ödeme emrinde ödeme süresinin 7 gün itiraz süresi 30 gün yazıldığı anlaşılmaktadır. Gönderilen bu ödeme emri Borçlar Kanunu 260. maddesine uygun bir ödeme emri olarak kabul edilemez.Borçlar Kanunu 260. maddesine uygun olmayan ödeme emri hukuki değer taşımaz.Bu nedenle Hukuki değer taşımayan ödeme emrine dayanılarak tahliye kararı verilemez.O nedenle tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Kararın yukarda açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 3.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut uyuşmazlıkta da davacı üçüncü kişiye, alacaklı Vergi Dairesi tarafından gönderilen haciz bildirisi 12.04.2013 tarihinde tebliğ edilmiş ve davacı üçüncü kişi Yasada öngörülen yedi günlük süre içerisinde 19.04.2013 tarihinde haciz bildirisine karşı itirazlarını bildirmiş, buna rağmen davalı ... tarafından ödeme emri düzenlenerek davacı üçüncü kişiye 24.05.2013 tarihinde tebliğ edilmiş ve daha sonra eldeki menfi tespit davasını açmıştır. Şu halde davacı, Yasanın öngördüğü sürede haciz bildirisine itiraz ettiğinden, davanın açılmasına kendisi sebep olmamıştır. Yasal sürede haciz bildirisine itiraz etmesine karşın hakkında ödeme emri düzenlenmesi ve bu davayı açmak zorunda kalması nedeniyle de davalı ......

        DAVA Alacaklı İcra Mahkemesine başvurusunda, 28.04.2021 tarihinde takip başlatıldığını ve ödeme emrinin borçluya 18.05.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlunun icra takibi başlatıldıktan ancak ödeme emri tebliğ edilmeden önce 28.04.2021 tarihinde sunulan itiraz dilekçesi üzerine İcra Müdürlüğü tarafından icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, kanun hükmü uyarınca, itirazın geçerli olabilmesi için ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi gerektiğini, diğer taraftan ödeme emrinin tebliğinden sonra 25.05.2021 tarihinde sunulan itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiğine dair bir ifade bulunmadığını, yasal sürede yapılmış bir itiraz olmadığını, takibe devam edilmesi gerektiğini ileri sürerek, ödeme emri tebliğ edilmeden dosyaya sunulan dilekçeye istinaden icra takibinin durdurulmasına ilişkin 28.04.2021 tarihli müdürlük kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

          Somut olayda alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte (7) örnek nolu ödeme emrinin borçluya Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre tebliği üzerine borçlunun vekili aracılığıyla 12.05.2015 tarihinde icra dairesine verdiği dilekçesi ile ödeme emrine itiraz ettiği, icra dairesinin 21.05.2015 tarihli işlem ile borçluya ödeme emrinin 04.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz dilekçesinin ise 12.05.2015 tarihinde verildiği, İİK’nın 62. maddesi gereğince ödeme emrine itiraz süresinde olmadığından takibin İİK’nın 62 ve 66. maddeleri gereğince durdurulması talebinin reddine karar verildiği, alacaklı vekilinin 22.05.2015 tarihinde haciz talep ettiği, borçlu vekilinin 24.07.2015 tarihinde icra dairesine başvurarak ödeme emrinin 05.05.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, PTT’nin web sitesinde kayıtlara göre tebligatın 06.05.2015 tarihinde muhtara Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre teslim edildiğini belirterek itirazın süresinde yapıldığının kabul edilmesini...

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, takip borçlusu tarafından ödeme emrinin tebliğinden önce takibe itiraz edildiği, takibin durdurulduğu, ödeme emrinin itiraz dilekçesinin kabulünden sonra tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 62/1. maddesinde; "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur..." hükmüne yer verilmiş ise de içtihatlarda kabul gördüğü üzere takip talebinden sonra takibe geçildiğini öğrenen borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliği şartı ile borca itirazı geçerli olacağından, takip dosyasından kendisine ödeme emri sonradan tebliğ edilen takip borçlusunun borca itirazının geçerli olduğu ve memur işleminin yerinde olduğu anlaşılmakla şikayetin reddine " karar verilmiştir....

            Bilindiği üzere; alacaklı tarafından seçilen takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nun 168. maddesinin 5. bendi gereğince borçlunun borca ilişkin itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Somut olayda, alacaklı vekilince borçluya gönderilen ilk ve ikinci ödeme emri tebligatlarının geçerli kabul edilmediği ve talebi doğrultusunda borçlu adına üçüncü kez ödeme emri tebliğe çıkarıldığı görülmektedir. Bu durumda, her ne kadar borçlu birinci ve ikinci ödeme emri tebliğinden itibaren yasal süre içerisinde icra mahkemesine itiraz etmemişse de; alacaklı vekilinin istemi üzerine yapılan üçüncü ödeme emri tebliğ işleminin borçluya yeni bir itiraz hakkı tanıdığı kuşkusuzdur....

              Somut olayımıza gelince; ödeme emrinin davalı borçlu kiracıya 24/11/2021 tarihinde tebliğ olunduğu, takibe itiraz edilmemesi üzerine eldeki davanın 29/12/2021 tarihinde, 30 günlük ödeme süresinin hitamından sonra açıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Davalı her ne kadar istinaf dilekçesinde icra dosyasının haricen ödeme ile kapatıldığını belirterek davanın reddini talep etmiş ise de, İİK’nın 269/a maddesinin açık hükmüne göre ödeme emrine itiraz etmeyen borçlunun icra mahkemesinde sadece ihtar süresi içinde ödeme yaptığını ileri sürebileceği, davacı alacaklı vekilince icra dosyasında 28/01/2022 tarihinde ödemeye ilişkin beyanda bulunulduğu bu sebeple davalı borçlunun temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır....

              İcra Müdürlüğünün 2020/445 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrine itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, bunun üzerine ilamsız icra olarak başlattığı takibi iflas takibi olarak değiştirdiğini, iflas ödeme emrinin de 04/02/2020 tarihinde UETS üzerinden e-tebligat olarak gönderildiğini, iflas ödeme emrine 10/02/2020 tarihinde itiraz edildiğini, iflas ödeme emri kanuna aykırı olarak düzenlendiğinden 11/02/2020 tarihinde Ankara 9....

              UYAP Entegrasyonu