Dava konusu haczin dayanağını oluşturan ödeme emri; 1998/537 dosyaya ilişkin olup 97/2-98/1 ayları arasına ait prim borcunu ihtiva etmektedir. Davacının prim borcundan dolayı, yaşlılık aylıklarından cebren tahsile geçmeden önce, 6183 sayılı Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının, “ödeme emri” nin, tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için davacı hakkında bir “ödeme emri” çıkarılmadan haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması Kanuna aykırıdır. Bu nedenle öncelikle yapılacak iş, davacının yaşlılık aylıklarına konulan haczin dayanağı olan takip dosyalarından gönderilmiş ödeme emrinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, ödeme emri tebliğ edilmemiş ise, davacı hakkında kesinleşmiş bir takip bulunmadığından yapılan haciz işleminin yasal dayanağı bulunmadığından, haciz işleminin iptalinin yerinde olacağı açıktır....
Somut olayda, tebliğ edilen ödeme emri üzerine borçlu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, ödeme emri ekinde senet örneğinin gönderilmediği şikayeti ile birlikte yetkiye, imzaya ve borca itiraz ettiği, ... İcra Hukuk Mahkemesi 2014/275-306 E-K sayılı kararı ile tebligat usulsüzlüğü şikayetinde davacının hukuki yararı olmadığı, ihtiyati haciz nedeniyle yetkiye itirazın reddine,tebligat zarfında senet suretlerinin gönderilmediği açık olup ödeme emrinin iptaline sair itirazların incelenmesine yer olmadığına şeklinde karar verildiği ve bu kararın 09.05.2014 tarihinde kesinleşmesi üzerine icra müdürlüğünce yeni ödeme emri hazırlanarak şikayetçi borçluya 26.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.İİK 58-61 maddeleri uyarınca ödeme emri iptal edildikten sonra borçluya yeniden ödeme emri tebliğ olunmuş ve borçlu süresinde imzaya,yetkiye ve borca itiraz etmiştir. Yeni ödeme emrinin tebliği ile birlikte borçlunun yetkiye,borca ve imzaya itiraz hakkı yeniden doğar. Kaldı ki ......
Mahkemece zamanaşımı sürelerinin dolduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemenin kararı yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....
Borçluya "ödeme emri tebliğ edilemese" bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi, onun şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. Her ne kadar borçluya takip dosyasında ödeme emri tebliğ edilmemiş ise de alacaklı tarafın yargılama aşamasında icra dosyasına müracaat ederek borçlu davacının tespit ettikleri adresine ödeme emri gönderilmesini istediği, bu nedenle alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut bulunduğu görülmektedir. O halde mahkemece borçlunun hukuki menfaati olduğu kabul edilerek işin esası incelenip sonucuna göre karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçeyle itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Öte yandan, takibin şekline göre olayda uygulanması gereken İİK'nun 168/.... maddesinin .... cümlesi gereğince; ''İcra memuru senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir.'' Somut olayda, borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebliğ evrakında, ''bu zarfta ödeme icra emri vardır'' şerhinin bulunduğu ve takip dayanağı bono suretinin ödeme emri ekinde gönderildiğine ilişkin bir açıklamanın tebligat mazbatası üzerinde yer almadığı görülmektedir. Bu durumda, mahkemece, yukarıda değinilen HMK'nun .... maddesi uyarınca hakimin talepten noksanına hükmedebileceğine ilişkin yasal düzenleme göz önünde bulundurularak ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İ.İ.K.’nun 58/4. maddesi gereğince; alacak bir belgeye dayanmakta ise belge aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine verilmesi ve ayrıca Hukuk Genel Kurulu’nun 02.02.2000 tarih ve 2000/12-50 Esas, 2000/47 sayılı kararında da açıklandığı üzere İ.İ.K.’nun 61/1. maddesi (2). cümlesi gereğince de takip bir belgeye dayanıyor ise, belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi zorunludur. Somut olayda ödeme emri tebligat mazbatasının incelenmesinde; mazbata üzerinde "Ödeme emri ve tahsil harcı makbuzu (sayman mutemedi alındısı) vardır" ibaresinin yazılı olduğu, borcun sebebi olarak gösterilen dayanak raporun, ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece borçluya yenileme emri tebliğ edilmesinin ona yeni bir itiraz hakkı bahşetmeyeceği kesinleşen takipte tekrar ödeme emrinin tebliğinin usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle, şikayetin kabulü ile, takibin durdurulmasına ilişkin 22.01.2022 tarihli müdürlük işleminin iptaline karar verilmiş ise de, takip dosyasında borçluya daha önce ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen, davacı alacaklı vekilinin uyap sistemi üzerinden 22.12.2021 tarihinde borçlunun talepte belirtilen adresine ödeme tebliğ edilmesi talebinde bulunduğu, talep üzerine borçluya ikinci kez ödeme emri çıkartıldığı, bunun üzerine borçlu tarafın borca itiraz dilekçesini takip dosyasına sunduğu, icra müdürlüğünce genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine süresinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği, ödeme emri icra müdürlüğünce talep olmaksızın, kendiliğinden yada sehven değil, alacaklı vekilinin...
ise davacı adına ödeme emri düzenlemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle … ila … takip numaralı ile … takip numaralı ödeme emri, … ve … takip numaralı ödeme emri, … ila … ; … takip numaralı ödeme emri, … ila … ila … takip numaralı ödeme emri, … ila … ila … ila … takip numaralı ödeme emri … ila … ila … ila … ila … ila … sıra nolu kalemlerindeki kamu alacakları yönünden iptal edilmiş, diğer kamu alacakları yönünden ise dava reddedilmiştir....
Dava, ödeme emirlerinin iptali ile haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir....
Mahkemece, Kurumdan; dava dışı şirketin prim borcundan dolayı davacı adına borç tahakkuku yapılıp yapılmadığı, ödeme emri düzenlenip düzenlenmediği ve bu ödeme emirlerinin davacıya tebliğ edilip edilmediği sorulmalı, ödeme emri ve tebligat evraklarının asılları celp edilmeli, borç tahakkukunun olması veya davacı adına düzenlenmiş ödeme emri olması ancak işbu dava tarihinden sonra tebliğ edilmiş olması halinde dava menfi tespit davası olarak değerlendirilerek davanın süresi içinde açıldığı kabul edilerek sonucuna göre karar verilmeli, davacı adına düzenlenmiş ödeme emirlerinin davacıya işbu dava tarihinden önce tebliğ edilmiş olması halinde 7 günlük süre içinde ödeme emrinin iptali davasının açılıp açılmadığı irdelenerek sonucuna göre karar verilmelidir. Davacı adına borç tahakkukunun olmaması halinde hukuki yarar yokluğu gözetilerek karar verilmelidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....