Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı hem ikinci gönderilen ödeme emri ekine dayanak belgenin bağlanmadığından bahisle İİK'nın 61. maddesine dayalı şikayette bulunmuş, hem de duran takipte ikinci ödeme emri gönderilemeyeceğinden bahisle ödeme emrinin iptalini istemiş olup, somut olayda ilk ödeme emrine itiraz edilip takibin durduğu, itirazın yarattığı hukuki sonuçların ortadan kaldırılmasının ancak mahkemeye kararıyla mümkün olduğu, aksi halde ilk ödeme emrinin hukuki mevcudiyetini koruyacağı, sadece ödeme emrinde ''null'' yazmasının ikinci bir ödeme emrinin gönderilmesi yönünden meşru bir sebep sayılamayacağı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacının ikinci ödeme emri çıkarılamayacağı yönündeki şikayetinin kabulü ile 23.02.2021 tarihinde tebliğ edilen ikinci ödeme emrinin iptaline, davacının İİK'nın 61.maddesine dayalı şikayeti konusuz kalmakla talep hakkında...

    İcra takip dosyasının incelenmesinde, borçlu tarafın ... () olmasına rağmen ödeme emri ekli tebligatın Irak Cumhuriyeti devletine çıkarıldığı ve nota ile Türkiye Büyükelçiliğine verildiği anlaşılmıştır. Bu halde ise borçlu adına çıkarılmış bir ödeme emri tebligatının bulunduğundan söz edilmez. Öyleyse daha önce İskenderun İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2009/663-827 E., K. sayılı dosyasından yapılan başvurular nedeniyle takibi öğrenmiş olması, bu tarihlerin ödeme emri tebliğ tarihi olarak kabulü sonucunu doğurmaz. Buna göre borçlu tarafından 14.02.2011 tarihinin ödeme emri tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi talep olunduğuna göre HMK.'nun 26. maddesinde yer alan Taleple Bağlılık İlkesi de gözetilerek, anılan tarihin ödeme emri tebliğ tarihi olarak kabulü doğru olduğundan, mahkeme kararının bu gerekçelerle onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile yukarıda açıklanan nedenlerle sonucu doğru mahkeme kararının İİK.'...

      İcra takip dosyasının incelenmesinde, borçlu tarafın ... (...) olmasına rağmen ödeme emri ekli tebligatın Irak Cumhuriyeti devletine çıkarıldığı ve nota ile Türkiye Büyükelçiliğine verildiği anlaşılmıştır. Bu halde ise borçlu adına çıkarılmış bir ödeme emri tebligatının bulunduğundan söz edilmez. Öyleyse daha önce Ceyhan İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2009/122 - 170 sayılı dosyasından yapılan başvurular nedeniyle takibi öğrenmiş olması, bu tarihlerin ödeme emri tebliğ tarihi olarak kabulü sonucunu doğurmaz. Buna göre borçlu tarafından 14.02.2011 tarihinin ödeme emri tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi talep olunduğuna göre HMK.'nun 26. maddesinde yer alan Taleple Bağlılık İlkesi de gözetilerek, anılan tarihin ödeme emri tebliğ tarihi olarak kabulü doğru olduğundan mahkeme kararının bu gerekçelerle onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile yukarıda açıklanan nedenlerle sonucu doğru mahkeme kararının İİK.'...

        İİK'nun 58/.... maddesi gereğince; alacak bir belgeye dayanmakta ise, belge aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine verilmesi ve ayrıca Hukuk Genel Kurulu'nun ........2000 tarih ve 2000/...-50 E., 2000/47 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere İİK'nun 61/l. maddesi (...). cümlesi gereğince takip bir belgeye dayanıyor ise, belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi zorunludur. Somut olayda ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde üzerinde sadece "Örnek ... ödeme emri vardır" ibaresinin yazılı olduğu, borcun sebebi olarak gösterilen dayanak faturaların, ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler gereğince, ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi K A R A R Dairemizin 15/09/2014 tarih 2014/13120 Esas ve 2014/17421 Karar sayılı kararı “Davaya konu 2001 yılının 4, 5, 6, 7, 8 ve 9. aylarına ait prim alacağına ilişkin ödeme emri belgesi ile ödeme emrinin davacıya tebliğini gösterir tebligat belgesinin ikmal edildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE” karar verildiği ve geri çevirmeden sonra ... adına düzenlenen ödeme emri belgelerinin gönderilmesine rağmen ... adına düzenlenen ödeme emri belgelerinin gönderilmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca, Kurum tarafından gönderilen tebliğ alındısı üzerinde ödeme emirlerinin ...'a 17/07/2012 tarihinde tebliğ edildiğinin belirtilmesine rağmen Kurumun yazısında ödeme emirlerinin 03/08/2012 tarihinde ...'...

            Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır. Yaşlılık aylığına konulan haczin iptali için açılan eldeki davada, davacı aleyhine tanzim edilmiş usulüne uygun bir takip ve ödeme emrinin dosya kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle Mahkemece; davacı aleyhine dava konusu alacakla ilgili olarak usulüne uygun takip başlatılıp başlatılmadığı ve ödeme emri tanzim edilip edilmediği araştırılmalıdır. Araştırma sonucunda takip ve ödeme emri bulunmadığının anlaşılması halinde haciz sonucunu doğuracak şekilde karar verilemeyeceği nazara alınıp sonucuna göre karar verilmelidir....

              Vergi Mahkemesince, davacının mahsup talebinin reddine ilişkin işlemin usulüne uygun tebliğ edilmediği, bu durumun ise bu işleme karşı dava açma hakkını ortadan kaldırdığı gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiş ise de, mahsup talebinin reddine ilişkin işlemin usulüne uygun olarak tebliği üzerine süresi içerisinde dava konusu edilmemesi ödeme emri aşamasında mükellefin iade alacağı bulunup bulunmadığının "böyle bir borcu olmadığı" iddiası kapsamında incelenmesine engel teşkil etmeyeceği gibi, bu husus ödeme emri aşamasında da mükellef tarafından ileri sürülebileceğinden, işlemin usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesinin, mükellefin mahsup talebinin idarece reddinin hukuka aykırılığını ileri sürerek dava açma hakkını ortadan kaldırdığından da söz edilemez....

                Davacının, dava konusu 3 ve 4 takip numaralı ödeme emri ile 5 takip numaralı ödeme emri içeriği özel usulsüzlük cezası haricindeki kamu alacağıyla ilgili sorumluluğu değerlendirilirken borcun ait olduğu dönemdeki ortaklık sıfatı gözetilmeksizin borçların vade tarihinde ortaklık sıfatının bulunmadığından hareketle sorumlu tutulamayacağı sonucuna ulaşılması hukuka uygun düşmemişse de 3 takip numaralı ödeme emri içeriği borçlar için asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin tebliğ alındısı dosyaya sunulmadığından borçların usulüne uygun şekilde asıl borçlu şirket nezdinde kesinleştirildiği kanıtlanamamış olup şirket ortağından tahsil edilebilir aşamaya gelmeyen borçlar için davacı adına ortak sıfatıyla düzenlenen ödeme emri hukuka uygun düşmediğinden, Vergi Dava Dairesi kararının sözü edilen ödeme emrine ilişkin hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir....

                  Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir....

                    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlulardan Edip Öz'ün ölümü nedeni ile mirasçılarına ödeme emri gönderildiğini, tüm borçlular yönünden 30/09/2020 tarihinde borca itiraz edildiğini, borçlu T4'e ödeme emri tebliğ edilmediğinden itiraz süresi başlamadığını, T3'ün de itiraz dilekçesini verdikten 2 gün sonra ödeme emrini tebliğ aldığını, T4 açısında şikayetin konusunun takibin devamı ile tarafına tebligat çıkartılması talebinden ibaret olduğunu, kendisine ödeme emri tebliğ edilmediğinden itirazın sonuç doğurmayacağını söyleyerek kararın kaldırılmasını ve şikayetin kabulünü istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu