"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi K A R A R Dairemizin 15/09/2014 tarih 2014/13120 Esas ve 2014/17421 Karar sayılı kararı “Davaya konu 2001 yılının 4, 5, 6, 7, 8 ve 9. aylarına ait prim alacağına ilişkin ödeme emri belgesi ile ödeme emrinin davacıya tebliğini gösterir tebligat belgesinin ikmal edildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE” karar verildiği ve geri çevirmeden sonra ... adına düzenlenen ödeme emri belgelerinin gönderilmesine rağmen ... adına düzenlenen ödeme emri belgelerinin gönderilmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca, Kurum tarafından gönderilen tebliğ alındısı üzerinde ödeme emirlerinin ...'a 17/07/2012 tarihinde tebliğ edildiğinin belirtilmesine rağmen Kurumun yazısında ödeme emirlerinin 03/08/2012 tarihinde ...'...
Vergi Mahkemesince, davacının mahsup talebinin reddine ilişkin işlemin usulüne uygun tebliğ edilmediği, bu durumun ise bu işleme karşı dava açma hakkını ortadan kaldırdığı gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiş ise de, mahsup talebinin reddine ilişkin işlemin usulüne uygun olarak tebliği üzerine süresi içerisinde dava konusu edilmemesi ödeme emri aşamasında mükellefin iade alacağı bulunup bulunmadığının "böyle bir borcu olmadığı" iddiası kapsamında incelenmesine engel teşkil etmeyeceği gibi, bu husus ödeme emri aşamasında da mükellef tarafından ileri sürülebileceğinden, işlemin usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesinin, mükellefin mahsup talebinin idarece reddinin hukuka aykırılığını ileri sürerek dava açma hakkını ortadan kaldırdığından da söz edilemez....
Davacının, dava konusu 3 ve 4 takip numaralı ödeme emri ile 5 takip numaralı ödeme emri içeriği özel usulsüzlük cezası haricindeki kamu alacağıyla ilgili sorumluluğu değerlendirilirken borcun ait olduğu dönemdeki ortaklık sıfatı gözetilmeksizin borçların vade tarihinde ortaklık sıfatının bulunmadığından hareketle sorumlu tutulamayacağı sonucuna ulaşılması hukuka uygun düşmemişse de 3 takip numaralı ödeme emri içeriği borçlar için asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin tebliğ alındısı dosyaya sunulmadığından borçların usulüne uygun şekilde asıl borçlu şirket nezdinde kesinleştirildiği kanıtlanamamış olup şirket ortağından tahsil edilebilir aşamaya gelmeyen borçlar için davacı adına ortak sıfatıyla düzenlenen ödeme emri hukuka uygun düşmediğinden, Vergi Dava Dairesi kararının sözü edilen ödeme emrine ilişkin hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir....
Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır. Yaşlılık aylığına konulan haczin iptali için açılan eldeki davada, davacı aleyhine tanzim edilmiş usulüne uygun bir takip ve ödeme emrinin dosya kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle Mahkemece; davacı aleyhine dava konusu alacakla ilgili olarak usulüne uygun takip başlatılıp başlatılmadığı ve ödeme emri tanzim edilip edilmediği araştırılmalıdır. Araştırma sonucunda takip ve ödeme emri bulunmadığının anlaşılması halinde haciz sonucunu doğuracak şekilde karar verilemeyeceği nazara alınıp sonucuna göre karar verilmelidir....
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlulardan Edip Öz'ün ölümü nedeni ile mirasçılarına ödeme emri gönderildiğini, tüm borçlular yönünden 30/09/2020 tarihinde borca itiraz edildiğini, borçlu T4'e ödeme emri tebliğ edilmediğinden itiraz süresi başlamadığını, T3'ün de itiraz dilekçesini verdikten 2 gün sonra ödeme emrini tebliğ aldığını, T4 açısında şikayetin konusunun takibin devamı ile tarafına tebligat çıkartılması talebinden ibaret olduğunu, kendisine ödeme emri tebliğ edilmediğinden itirazın sonuç doğurmayacağını söyleyerek kararın kaldırılmasını ve şikayetin kabulünü istemiştir....
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir....
"İçtihat Metni"Daire : DÖRDÜNCÜ DAİRE Karar Yılı : 1993 Karar No : 1811 Esas Yılı : 1992 Esas No : 2268 Karar Tarihi : 22/04/993 HACİZ İŞLEMİNİN İPTAL EDİLMİŞ BULUNMASI ONUN ÖNÜNDEKİ ÖDEME EMRİNİN HÜKÜMSÜZ KALDIĞI ANLAMINA GELMİYECEĞİNDEN TAKİBATA BAŞLANMAK İÇİN YENİ ÖDEME EMRİ TEBLİĞİNE GEREK BULUNMADIĞI HK.< Davacının 1985 yılı vergi borçlarının vadesinde ödenmediği nedeniyle tahsili için ödeme emri tebliğ edilmiştir....
Anılan Kanun maddelerinin incelenmesinden; ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacakları hakkında ödeme emri düzenlenmeden önce Maliye Vekaletince borcu ödemesi için borçluya bir ay süre verilmesi gerektiği, ancak bu süre içerisinde borç ödenmezse ödeme emri düzenlenebileceği anlaşılmaktadır HUKUKİ DEĞERLENDİRME: 6183 sayılı Kanun'un 37. maddesine göre, ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacağının takibine geçilebilmesi için alacağın usulüne uygun bir şekilde ilgiliye tebliğ edilmesi ve ödeme için bir aylık süre tanınması gerekmektedir. 6183 sayılı Kanun hükmü uyarınca takip işlemlerini yürüten davalı idarenin, Kanun'da belirtilen şekilde ödeme zamanının belirlenip belirlenmediği hususunu re'sen inceleyerek, ödeme zamanı belirlenmemiş alacaklar için 1 aylık ödeme süresi tanıyarak vade tarihini belirlemesi, akabinde süresi içerisinde ödenmeyen alacaklar için ödeme emri düzenlemesi gerektiği açıktır. Bakılan uyuşmazlıkta; … Bölge İdare Mahkemesi ......
Mahkemece, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu kabul edildiğine göre, öncelikle ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi gerekirken, bu yönde bir hüküm kurulmaması doğru değildir. Öte yandan takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde gönderilmediği hususu, ancak borçlunun bu konuyu yasal sürede şikayet nedeni yapması halinde incelenebileceğinden mahkemece re'sen nazara alınamaz. Bu nedenle mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi yerine ödeme emrinin iptaline karar verilmesi isabetsiz ise de, aleyhe bozma yasağı nedeniyle bu usulsüzlükler bozma nedeni yapılamamıştır. Ancak mahkemece ödeme emri iptal edildiğine göre, imzaya itirazın esasının incelenmesi ve esası hakkında hüküm tesisi doğru olmadığından kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir....