Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Dairesinin 2019/9459 esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, gönderilen icra emrinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacak kalemleri içerisinde ilam niteliğinde belge özelliği taşımayan kredi kartı, teminat mektubu gibi kalemlerden doğan alacağın da var olduğunu, bu haliyle yargılamaya tabi olan alacak kalemlerinin tahsili için icra emri gönderilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkillerinin müşterek borçlu müteselsil kefil olması nedeniyle de icra emri gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, icra emri ile ilgili şikayetlerin ilama aykırılık niteliğinde olması nedeniyle süresiz şikayete tabi olduğunu, bu nedenle takibin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

İcra takiplerinde takip çıkışı üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (1) sayılı tarifenin B/I- 3. fıkrasında belirtilen ve takip safhalarına göre tahsil harcı alınır. Ancak bu tahsil harcının doğabilmesi için takibin o safhasının yerine getirilmesi gerekir. Ödeme veya icra emrinin tebliği, haciz işleminin yapılması veya satış işleminin kesinleşmesi gibi ödeme emri veya icra emrinin tebliğe çıkarılması fakat tebliğ edilmesinden önce yapılan ödemelerden ve icra takibinden vazgeçme halinde tahsil harcı almak mümkün değildir (HİGM 20.02.1989 T. 8385 sayılı genelgesi). 492 sayılı Harçlar Kanunu'nda harç alacağının doğması için ödeme veya icra emrinin tebliği gereklidir Ödeme emri veya icra emrinin tebliğinden önce yapılan ödemelerden tahsil harcı alınmaz. 492 sayılı Harçlar Kanuna ekli I sayılı tarifenin icra iflas harçları B bölümünün I-3 maddesindeki tahsil harcının ancak ödeme emri veya icra emri tebliğinden sonraki işlemler nedeniyle alınacağı öngörülmüştür (12....

Eldeki davada, takip dosyasında borçluya 13 örnek ödeme emri TK 21/2 maddesine göre 02/04/2020 tarihinde borçlu asile yapılmıştır. Kanarca İcra Hukuk Mahkemesinin 22/10/2019 tarih 2019/20 esas 2019/25 sayılı kararı takip dosyası içinde olup, tebliğ tarihi itibari ile borçlunun vekili olduğu açıktır. Bu durumda, yukarıda değinilen maddeler uyarınca, ödeme emrinin icra dosyasına takip safahatına katılan borçlu vekiline tebliği zorunludur. Öyleyse, ödeme emrinin borçluyu icra evresinde temsil eden vekil yerine borçlu asilin kendisine tebliği usulsüzdür. Hal böyle olunca, mahkemece, şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Yukarıda açıklanan sebeplerle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, ödeme emri tebliğ işleminin iptaline ve hacizlerin kaldırılması hususunun icra müdürlüğünce gözetilmesine dair yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

İcra Dairesi'nin 2020/1070 esas sayılı dosyasında takip konusu mahkeme kararına aykırılık oluşturacak şekilde ve farklı bakiyelerle icra takibi başlatılması ve genel haciz yolu ile takipte ilam kesinleşmeden icra takibi yapılamayacak iştirak nafakalarının tahsilinin talep edilmiş olması nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince takibe konu edilen tutarlar bakımından bir hata bulunmadığı nafaka isimlerinin düzeltilmesi ile takipte hukuka aykırı bir durum olmadığına karar vermiş; Bölge Adliye Mahkemesi' nce ise alacaklının istinaf istemi kabul edilerek davanın 7 günlük şikayet süresinde açılmadığından bahisle şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiştir. Borçluya gönderilen icra emri kanuna ve özellikle ilama veya takip talebine aykırı ise, borçlu icra emrinin veya ilamlı icra takibinin iptali veya düzeltilmesi için icra mahkemesine şikayet yoluna başvurabilir (İİK'nun 41, 16. maddeleri)....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : İcra dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapıldığı,borçluya ödeme emrinin 17.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.Dava 22.05.2018 tarihinde açılmıştır.davacıya gönderilen ödeme emri tebligat mazbatasının incelenmesinde üzerinde “örnek 10 ödeme emri ve suretleri” ifadesinin bulunduğu görülmüştür. 2004 Sayılı İİK nun 168/1 maddesinde “İcra memuru senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir. “ düzenlemesi bulunmaktadır.Borçluya gönderilen tebliğ mazbatası üzerinde yazan Örnek 10 ödeme emri ve suretleri ifadesi senet suretinin gönderildiğinin kabulü için yeterli değildir. Zira ekte gönderilen belgelerin ne olduğu anlaşılamadığı gibi, şerhin kelime anlamından gönderilen evrakların ödeme emrinin suretleri olduğu anlaşılmaktadır....

    İİK'nun 61/1. maddesinin 2. cümlesi gereğince de takip dayanağı belgelerin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi gerekmektedir. " gerekçesiyle "ŞİKAYETİN KABULÜ İLE, Tunceli İcra Müdürlüğünün 2021/162 Esas sayılı icra takip dosyasında borçluya gönderilen örnek ödeme emrinin ekinde takibe dayanak belgelerin bir suretinin bulunmaması nedeniyle borçlu tarafa yapılan ödeme emri tebliğ işleminin İPTALİNE, Ödeme emrinin iptaline ilişkin sair şikayetin REDDİNE" şeklinde karar verilmiştir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/07/2023 NUMARASI : 2023/200 ESAS 2023/405 KARAR DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı T1 vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Dairesinin 2020/26081 Esas sayılı dosyasından 04/04/2022 tarihli icra emri ve bakiye borç muhtırası dayanak mahkeme ilamına aykırılık teşkil ettiğini, mahkeme ilamında maddi tazminata ilişkin hüküm bulunmadığını ancak icra emrinde maddi tazminattan kaynaklı vekalet ücretine ve faizlerine yer verildiğini, dosya borcunun 28/12/2020 tarihli ödeme emri ile tamamen ödendiğini, bu tarih itibari ile borç bulunmadığını belirterek 04/04/2022 tarihli ilama aykırı icra emrini ve 11/11/2022 tarihli borç muhtırasının iptalini, yargılama gideri ve vekalet...

    Ancak davacı - borçlunun icra müdürlüğüne yapmış olduğu 25/03/2021 tarihli borca itiraz dilekçesi sunulduğunda henüz icra takip dosyasına yurt dışı tebligatına ilişkin belgelerin dönmediği, Londra Başkonsolosluğunun davacı borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işlemine ilişkin 10/05/2021 tarihli cevabi yazısının icra dosyasına Uyap ortamından 15/05/2021 tarihinde aktarıldığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak; her ne kadar davacı - borçlu tarafından takipten 25/03/2021 tarihinde haberdar olunmuş ise de; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünün dava tarihi olan 31/08/2021 tarihinden daha önce öğrenildiği konusunda dosyada bir bilgi ve belge bulunmadığı sabittir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 E., 1991/344 K.)....

    Takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine başlatılan ilamsız takipte ödeme emrinin 29/01/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 17/03/2020 tarihinde dosyaya itirazlarını bildirdiği görülmüştür. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16/1. maddesidir. Bu yöndeki şikayetin ise, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde yapılması gerekmektedir....

    Ödeme emrinin ikinci kez borçluya tebliğ edilmesine ilişkin alacaklının talebi yoksa borçlu yönünden yeni bir itiraz hakkı doğmaz. Somut olayda, alacaklı vekili tarafından kıymet takdir raporunun şikayetçi borçlulara tebliğ edilmesinin talep edilmesine rağmen icra müdürlüğünün şikayetçi borçlulara ödeme emri gönderdiği anlaşıldığından şikayetçi borçluların yeni bir itiraz hakkı bulunmamaktadır. Şikayetçiler vekili, 02/08/2019 tarihinde yapılan ödeme emri tebliğ işleminin yok hükmünde olduğunu ileri sürmüş ise de, tebligatın kanun hükümlerine aykırı yapılması tebligatın yok hükmünde olduğu sonucunu doğurmaz. Bu durumda tebligat usulsüz olur. Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir....

    UYAP Entegrasyonu