Kurum tarafından kendisine ödeme emri gönderilen muhatabın, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde yetkili iş mahkemesinde ödeme emrinin iptali davası açması gerekmektedir. 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinde düzenlenen 7 günlük hak düşürücü süredir. Somut olayda, dava konusu ödeme emirlerinin davacıya 02/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise, 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra, 17/11/2017 tarihinde açıldığı, hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olduğu, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin, tebligat mazbatasında tebliğin Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince yapılacağına dair bir şerh bulunmadığından usulsüz olduğunu, tebligattan 04.01.2021 tarihinde haberdar olduğunu, takip talebinde borcun sebebi olarak kefalete dayanılmasına rağmen takibe bir belge eklenmediğini ve bu durumun İİK'nın 58/5. maddesine aykırı olduğunu, bir kefalet sözleşmesi bulunması halinde ise böyle bir sözleşmeye imza atmadığını ileri sürerek, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu ve 13.6.2014 tarihli borç senedinde borçlunun kefil olarak imzası bulunduğunu ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir. III....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usulüne uygun bir ödeme emri tebligatı için zarfın üzerinde tebligatın ödeme emri ihtiva ettiğine ilişkin çelişkiden uzak, açık ve anlaşılır bir şerh bulunmasının yasal bir zorunluluk olduğunu, müvekkili şirkete yapılan 27.08.2020 tarihli ödeme emri tebligatının kanuna ve yönetmeliklere aykırı olduğunu, davacının iddia ettiğinin aksine icra dosyasından müvekkili şirkete gönderilen 27.08.2020 tarihli tebligatın usulsüz bir ödeme emri tebligatı olup hukuk aleminde herhangi sonuç doğurmadığını, keza tebliğe yetkili kişilerin durumu ve onlara tebliğ edilememe nedenleri ayrıntılı olarak tebligat zarfı üzerine şerh edilmeksizin doğrudan şirket yetkilisinin bulunmadığı bahsi ile Elif Dikmen isimli şahsa tebligat yapılmasının usulsüz olduğunu, davaya konu icra dosyasından "bu zarfta ödeme icra emri vardır" şerhi ile gönderilen içinde ödeme emri ihtiva eden tebligatın müvekkili şirkete 31.08.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, taraflarınca süresi içinde 07.09.2020...
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur....
Somut olayda borçlu şirket adına çıkartılan ödeme emri tebligatı, 03/10/2014 günü 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebliğ edilmek istenmiştir. Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. Mahkemece, her somut olayın özelliği, cereyan şekli, gerçekleşen maddi olgular en ufak ayrıntılarına kadar göz önünde bulundurup iddia tahkik edilmelidir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik iddia, mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) anılan konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan dosya üzerinden karar verilmesi usule aykırıdır (HGK.nun 2003/12-600 E. - 2003/606 K.)....
Şirketi adına düzenlenen ve şirket müdürü olduğundan bahisle davacıya tebliğ edilen ödeme emrinin iptali isteğiyle açılmıştır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu'nun 55. maddesinde; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içerisinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları hususunda bir ödeme emri tebliğ olunacağı, 58. maddesinde; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği ya da zaman aşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde dava açabileceği hükme bağlanmış, mükerrer 35. maddede ise, tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından tahsil edileceği kurala bağlanmıştır. Uyuşmazlıkta, … Giyim San. ve Tic. Ltd....
Borçluya gönderilen ilk ödeme emri tebliğ mazbatası elde edilemediğinden tebligatın yapılıp yapılmadığı, iade edilmiş ise yeni bir adresin tespit edilip edilemediği gibi hususların tespit edilemediği dolayısıyla TK'nın 21/2 maddesine göre tebligat çıkarma şartlarının oluşup oluşmadığı denetlenememiş, PTT Müdürlüğü'nün yazı cevabından da tebliğ işlemlerinin ne şekilde yapıldığına, Tebligat Kanunu ve ilgili Yönetmeliğe uygun prosedürün yerine getirilip getirilmediğine dair yeterli bilgi bulunmadığından ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olarak yapıldığından kesin olarak bahsedilemeyecektir. (Benzer karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 01/03/2017 tarih 2016/25092 esas 2017/2941 karar) Mahkemece, ödeme emrinin tebliğine ilişkin ilk iade edilen tebligat parçası bulunmadığından TK'nın 21/2 maddesi uyarınca tebligat çıkartılma şartları oluşmadığından yapılan tebligatın usulsüz olduğu kabul edilerek, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi isabetlidir....
İcra Müdürlüğünün 2014/4737 Esas sayılı dosyasına haciz konulmuş olmasının (haciz nedeniyle davacıya 103 davetiyesi tebliğ edilmediğinden), usulsüzlüğü iddia edilen ödeme emri tebliği işlemini öğrendiği sonucunu doğurmayacağı, davacı borçlunun takipten beyan ettiği tarihten öncesinde haberdar olduğuna ilişkin bir delil de bulunmadığı, bu nedenlerle borçlunun usulsüz tebliğ işlemini öğrendiğini beyan ettiği 09/11/2021 tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü gerekeceğinden, mahkemece, ödeme emri tebliğ işlemine yönelik şikayetin kabulü ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ tarihinin 09/11/2021 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Eskişehir 4....
Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, ödeme emrinin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince; şikayetin reddine karar verildiği, borçlunun istinaf yoluna başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına; şikayetin kabulüne , icra dosyasında Marina Gemi Acenteliği'ne yapılan 16/02/2018 tarihli tebliğin usulsüz olduğunun tespitine, ödeme emri tebliğ tarihinin 18/06/2018 olarak belirlenmesine...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin kiralananın tahliyesi için yapılan ilamsız takip olduğunu, taşınmazın borçlu tarafından lokanta olarak kullanıldığını, ödeme emrinin tahliyesi istenilen taşınmaza gönderildiğini, tebliğ adresinin mesken olmayıp işyeri olduğunu, bu durumda çalışana yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu, ayrıca takipten itibaren 4 aydan fazla süre geçtiğini, borçlunun takipten haberdar olmamasının mümkün olmadığını, Savcılık Soruşturması ve İcra Hukuk Mahkemesinde açılan dava ile davacının takipten haberdar olduğunu, tebliğ işleminin TK'nın 17, 20 ve 26. maddeleri uyarınca usulüne uygun gerçekleştiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi; icra dosyasında ödeme emri tebligatının "Cumruriyet Mah....