- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında 21.09.2005 tarihinde aracı ihracatçılık sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin bu sözleşme uyarınca davalı üzerinden yurt dışına mal ihracatı yaptığını, yapılan ihracatlar neticesinde oluşan ve Dış Ticaret Vergi Dairesi tarafından iadesine karar verilen KDV alacaklarının davalı tarafından müvekkiline ödenmesi gerektiğini, bu bağlamda davacının Eylül 2005 ve Ocak 2006 aylarına ilişkin KDV tutarlarını iade almasına rağmen müvekkiline ödemediğini, bu konuda davalıya çektikleri ihtarnameden sonuç alamadıklarını, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin 6/14. maddesi uyarınca dava konusu alacağın ödenebilir durumda olmadığını bildirerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Şöyle ki; Dairenin 14.11.2006 ve 01.07.2008 tarihli bozma ilamlarında; 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetler Personel Yasasının 113. maddesinin (a) bendi uyarınca; Subay ve astsubay naspedildikten sonra yabancı memleketlere 6 ay veya daha fazla süre ile öğrenim, staj, kurs, ihtisas veya görgü ve bilgilerini artırmak maksadıyla gidenlerin yükümlülüklerinin, masrafların ödenme şekline bakılmaksızın gidiş ve dönüş tarihleri arasında geçen sürenin iki katı kadar uzatılacağı, davalının yurt dışına 1 yıl 8 ay süre ile eğitim amacı ile gönderildiğinin tespit edildiği, mecburi hizmeti ile orantılı olarak sorumlu olduğu tazminatının hesabında bu sürenin iki katının aynı yasanın 112. maddesinde belirtilen süreye dahil edilmesi gerektiği, böylece belirlenen süre dikkate alınarak yükümlülük süresinin eksik kalan kısmı ile orantılı olarak ödenmesi gereken borcun tespiti gerektiği belirtilmiştir....
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; müvekkilinin, davalı işyerinde 03.11.2008-04.11.2009 tarihleri arasında aralıksız olarak çalıştığını, müvekkilinin kıdem ihbar tazminatı alacaklarının ödenmediğini, müvekkilinin çalıştığı bir yıl boyunca üç kez yurt dışına sefer yaptığını, kalan sürelerde yurt içinde çalıştığını, haftanın her günü gece gündüz demeden, resmi ve dini bayramlarda ve yıllık izin kullanmadan çalıştığını, en son net 1.200,00 TL ücret aldığını, ayrıca düzenli olarak yurt içi seferlerinde günlük 40,00 TL yurt dışı seferlerinde ise günlük 70 AURO harcırah aldığını belirterek, 50,00 TL kıdem tazminatı alacağı, 100,00 TL ihbar tazminatı alacağı, 100,00 TL fazla mesai ücreti alacağı, 100,00 TL yıllık izin alacağı, 50,00...
Davalı T9 vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yurt dışında bulunduğu sürece yapılan harcamaların tamamının geri istenebilir harcamalar olmadığını ve davalı idarece müvekkilinin yurt dışında bulunduğu süre içinde yapılan harcamaların tamamının talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin sözleşme ilişkisi olarak kabul edilerek taahhütnameye göre uyuşmazlığın çözümünün mümkün olmadığını, davacı idarece müvekkili aleyhine açılan davada temel dayanağın müvekkili tarafından yurt dışına gitmeden önce imzalamış olduğu taahhütname olup 657 sayılı Yasanın ek 34 maddesinin uygulanması gerektiğini, yurt dışına gidebilmek için davacı idare ile müzakere şansı olmayan ve taahhütname koşullarını da değiştirebilme şansı bulunmayan müvekkili tarafından bu taahhütnamenin imzalandığını, davacı idare ile hizmet ilişkisi olan müvekkilinin kamu gücüne sahip idare karşısında yurt dışı eğitim olanağını elde edebilmek için tek taraflı olarak imzalaması zorunlu tutulan bu...
Maddi olayda, eşyanın akıbetinin dosya kapsamı bilgi ve belgelerle ortaya konulamadığı dikkate alındığında, 238/1-d hükmünün uygulanması mümkün olmadığından, geçici ithal edilen eşyanın yasal süresi içerisinde yurt dışına çıkarılmaması suretiyle rejim ihlali gerçekleşen olayda, lehe hükmün uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Bu itibarla, kararın onanması gerektiği düşünülmektedir....
Maddi olayda, eşyanın akıbetinin dosya kapsamı bilgi ve belgelerle ortaya konulamadığı dikkate alındığında, 238/1-d hükmünün uygulanması mümkün olmadığından, geçici ithal edilen eşyanın yasal süresi içerisinde yurt dışına çıkarılmaması suretiyle rejim ihlali gerçekleşen olayda, lehe hükmün uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Bu itibarla, kararın onanması gerektiği düşünülmektedir....
getirip baba ve annesine bakıcılık yapması için bıraktığı, bir ay sonrada müvekkili aşağıekecik köyündeki annesinin yanına getirip bırakarak çocugun ve müvekkilin vize kartlarınıda yanına alarak kendisi yurt dışına gittiği, müvekkili gel benide götür demesine rağmen , davalı sen artık türkiyede kalacan yaşlı anneme ve babama bakacan yurt dışında işin yok şeklinde cevap verdiği, müvekkil buna rağmen kendi imkanları ile Ankara'dan konsolosluktan kendine ve çocuguna evrak çıkarttırıp yurt dışına gittiği, davalı türkiyeye kesin dönüş yapacağız dediği müvekkili ve çocugu türkiyeye getirdiği, müvekkilin anne evi olan aşağı ekecik köyüne bıraktığı, ziynet eşyalarını müvekkilden alarak davalı bozdurduğu, müvekkile iade etmediği, davalı boşanması şartıyla bu bilezikleri hemen yapacağı yönünde de watsap mesajları attığı, müvekkili ve küçük oğlu abdurrahman müvekkilin annesinin evine sığındığı, davalı müvekkile ve çocuguna sahip çıkmadığı, davalının şarkışla ilçesinde adına iki adet daire olmasına...
Somut olayda; doğru sonuca varılabilmesi için davacının görüştüğü bildirilen Rahman isimli şahsın tanık olarak çağrılıp dinlenmesi ve ayrıca davacının yurt dışına çıktığı ve çalışmaya başladığı ... sürüldüğüne göre bu yön üzerinde duyarlılıkla durularak davacının yurt dışına çıkış için vize işlemi yaptığı ve yurt dışına çıktığı tarihlerin saptanması ve ayrıca davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapılıp yapılmadığı saptanması gerekirken sadece inandırıcılığı tespit edilmeyen tanıkların anlatımlarına dayanılarak eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bu husus bozmayı gerektirmiştir SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.09.2012 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
İLGİLİ MEVZUAT: 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun "Yükseköğretim Kurulunun görevleri" başlıklı 7. maddesinde; "Yükseköğretim Kurulunun görevleri; a) Yükseköğretim kurumlarının bu Kanunda belirlenen amaç, hedef ve ilkeler doğrultusunda kurulması, geliştirilmesi, eğitim - öğretim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi ve yükseköğretim alanlarının ihtiyaç duyduğu öğretim elemanlarının yurt içinde ve yurt dışında yetiştirilmesi için kısa ve uzun vadeli planlar hazırlamak, üniversitelere tahsis edilen kaynakların, bu plan ve programlar çerçevesinde etkili bir biçimde kullanılmasını gözetim ve denetim altında bulundurmak, b) Yükseköğretim kurumları arasında bu Kanunda belirlenen amaç, ilke ve hedefler doğrultusunda birleştirici, bütünleştirici, sürekli, ahenkli ve geliştirici işbirliği ve koordinasyonu sağlamak,(...) h) Üniversitelerin her eğitim - öğretim programına kabul edeceği öğrenci sayısı önerilerini inceleyerek kapasitelerini tespit etmek; insangücü planlaması, kurumların kapasiteleri...
Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 98/A. maddesinde, "Ticari amaçla yük taşımacılığı yapan ve azami ağırlığı 3,5 tonu geçen araçların şoförleri ile ticari amaçla yolcu taşımacılığı yapan ve taşıma kapasitesi şoförü dahil 9 kişiyi geçen araçların şoförlerinin 24 saatlik herhangi bir süre içinde toplam olarak 9 saatten ve devamlı olarak 4,5 saatten fazla araç sürmelerinin yasak olduğu,” belirlenmiştir. Davacının hem yurt dışı hem de yurt dışı tır şoförü olarak çalıştığı sabit olup, yurt dışında geçen süreler bakımından fazla çalışma alacağının reddi isabetlidir. Dosya içerisinde davacının kullandığı araca ait takograf kayıtları bulunmamaktadır. Dosya kapsamına göre davacının çalışma saatlerinin tanık anlatımları ve karayolları trafik mevzuatına göre belirlenmesi gereklidir....