Maddesine göre ise “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan sigortalıların işverenleri tarafından geçici görevle yurt dışına gönderilmeleri, (c) bendinde sayılan sigortalıların mevzuatlarında belirtilen usûle uygun olarak yurt dışına gönderilmeleri veya (b) bendinde sayılanların sigortalılığa esas çalışması nedeniyle yurt dışında bulunmaları halinde, bu görevleri yaptıkları sürece, sigortalıların ve işverenlerin sosyal sigortaya ilişkin hak ve yükümlülükleri devam eder”. Bu hükmün 5/g ile ilgisi bulunmamaktadır. Tamamen 4. Madde kapsamında zaten işyeri Türkiye içinde olan ve sigortalılığı devam edenleri ifade etmektedir. Burada zaten yabancılık unsuru içeren sözleşmeden de sözedilemez. Oysa yurt dışındaki işyerinde çalışmak üzere sözleşme imzalandığında, bir yabancılık unsuru vardır ve ... kuralları geçerlidir. Temel ve vazgeçilmez hak olan sosyal güvenlik hakkı, kamu düzenindendir. ....’un 5....
Yurt dışına sefer yapan tır şoförlerinin fazla çalışma yaptıklarını ve hafta tatillerinde çalıştıklarını yazılı delille ispatlamaları gerekir. Tır şoförünün yurt dışında olduğu sırada bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığının yazılı delil veya tanık beyanları ile ispatı mümkündür. Tanık beyanları ile kanıtlanan bu tür çalışmalarda pasaport ve benzeri yurda giriş çıkış kayıtları üzerinden inceleme yapılmalı ve işçinin yurt dışında olduğu süreye rastlayan bayram ve genel tatil günleri için hesaplamaya gidilmelidir (Yargıtay 9.H.D. 11.04.2013 gün, 2011/ 5273 E, 2013/ 11883 K.; Yargıtay 9.H.D. 24.01.2013 gün, 2010/ 39272 E, 2013/ 2778 K.). Somut olayda; uluslararası tır şoförü olarak çalışan davacının, yurtdışı çalışma koşulları ve usulü itibariyle fazla çalışma yapamayacağı gerçeği karşısında, fazla çalışma ücreti talebinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır....
Yurt dışına sefer yapan tır şoförlerinin fazla çalışma yaptıklarını ve hafta tatillerinde çalıştıklarını yazılı delille ispatlamaları gerekir. Tır şoförünün yurt dışında olduğu sırada bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığının yazılı delil veya tanık beyanları ile ispatı mümkündür. Tanık beyanları ile kanıtlanan bu tür çalışmalarda pasaport ve benzeri yurda giriş çıkış kayıtları üzerinden inceleme yapılmalı ve işçinin yurt dışında olduğu süreye rastlayan bayram ve genel tatil günleri için hesaplamaya gidilmelidir (Yargıtay 9.H.D. 11.04.2013 gün, 2011/ 5273 E, 2013/ 11883 K.; Yargıtay 9.H.D. 24.01.2013 gün, 2010/ 39272 E, 2013/ 2778 K.). Somut olayda; uluslararası tır şoförü olarak çalışan davacının, yurtdışı çalışma koşulları ve usulü itibariyle fazla çalışma yapamayacağı gerçeği karşısında, fazla çalışma ücreti talebinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır....
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere, davalıların paraflarının bulunduğu 08/02/2011 tarihli makam onayının 20/07/2007 tarihli makam oluru ile başlanılan doktora programına ilişkin üç aylık süre uzatım onayı olduğu ve doğrudan dört yıl süreli bir görevlendirme onayı olmadığı, davalıların paraflarının bulunduğu yurt dışı görevlendirmesine ilişkin süre uzatımının tek başına hukuki sonuç doğuran bir işlem mahiyetinde olmadığı, anılan süre uzatım kararının davalılar yanında genel müdür yardımcısının parafı, müsteşarın arzı, T1 imzası ve İçişleri Bakanı'nın oluru ile vücut bulmuş olduğu, ödemelerin fiilen yurt dışında bulunulan günler ve harcamalar için ödendiği, ifa edilen eğitim/çalışma karşılığı olduğu, yurt dışına giden personel tarafından yurt dışında fiilen bulunulduğu/eğitim alındığı, eğitim faaliyetinin sürdürüldüğü hususları bir arada değerlendirildiğinde kamu zararının gerçekleşmediği, bilirkişi mütalaasına Dairemizce de iştirak...
Davalı vekili; davalı ve kızının görüşme günlerinde sürekli olarak anne tarafından güçlük çıkarıldığını, bu konuda okul psikoloğu ile irtibat kurularak annenin uyarıldığını, çocuğun yurt dışına çıkışında güvenceler talep edilmesinin de annenin yurt dışına yerleşme planları olduğundan kızından kopmak istememesi olduğunu, olayda manevi tazminat koşullarının bulunmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının boşanma ilamında yerine getirmeyi üstlendiği müşterek çocuğun yurt dışı seyahati için muvafakat verme sorumluluğunu yerine getirmediği, bunu davacıya üzüntü verme kastıyla yaptığı için ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı anne yönünden davanın kısmen kabulüne, davacı küçük yönünden ise tazminat koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir....
Mahkemece yapılacak araştırma sonucu davalının yurt dışında sürekli olarak ikamet ettiği anlaşıldığı takdirde yurt dışındaki açık adresi resmi ve özel kurum, kuruluş ve dairelerden, ayrıca zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit edilerek, 7201 sayılı Yasa ile bu yasayı değiştiren 6099 sayılı Yasa ve ilgili Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak usulüne uygun bir şekilde mahkeme kararının ve temyiz dilekçesinin tebliğinin yapılması sağlanıp temyiz ve cevap sürelerinin beklenmesinden ve bu hususların yerine getirildiğinin mahkeme hakimince bizzat denetlenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 18.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu “ortak çocuğun yurt dışına çıkarılmasına” ilişkin bölümünün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, bozma sebebine göre velayete yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.12.01.2017 (Prş.)...
, bunun üzerine davalının emniyetten koruma aldığını ve koruma süresince babanın akrabalarının çocuğu almasına izin vermediğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/76 esas ve 2015/1230 karar sayılı dava dosyasında davalı ...’ın hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararda olayın ayrıntılı bir şekilde açıklandığı, bu karara ve dosya kapsamına göre davacı şirketin yurt dışına sattığı mal nedeni ile tanzim ettiği fatura bedelinin davalı ...’ın hesabına virman yapıldığı, bu virmanda açıklama olduğu, davacının dava dışı yurt dışı şirkete düzenlediği fatura bilgilerinin yer aldığı, bu şekilde davalı ...’ın esasen davacı şirkete ait ödemeyi almasına rağmen, bu ödemeyi davacı şirkete vermediği, davacının davalı hakkında icra takibi başlatmakta haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Ceza davası sonucunda verilecek olan maddi vakıayı saptayan bir kararın hukuk hakimini bağlayacağı (818 sayılı BK’nun 53., 6098 sayılı TBK’nun 74. maddeleri) düşünülerek .......
Yine kişisel ilişki düzenlemesinde de esas olan çocuğun üstün yararı olup ana ve babalarıyla düzenli şekilde ve gözetim olmaksızın kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakları mevcuttur. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. (Yargıtay 2....