Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve gereği yerine getirilerek, iptali istenilen 27/07/2013 tarihli kat malikleri kurulu toplantısının 3. maddesinin yasanın aradığı yeterli nisap sağlanmaksızın karara bağlandığının tespiti ile yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 01/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
MUHALEFET ŞERHİ: Davacının tutuklu kaldığı toplam 14 günlük süre için mahkemenin hükmettiği 3000 lira manevi tazminatın çoğunluk görüşünde belirtildiği gibi çok değil, aksine az olduğunu düşündüğümden sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılmıyorum. Dosyaya yansıyan bilgi ve belgelere göre davacı yaptığı iş itibariyle çevresinde saygın olarak tanınan biri olup çoğunluk görüşünde belirtildiği gibi "üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı" nazara alındığında mahkemenin hükmettiği 3000 lira manevi tazminatın az olduğu, ancak davacının temyizi de bulunmadığından, sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyor ve hükmün onanması gerektiğini düşünüyorum....
Sayın çoğunluk ile aramızdaki ihtilaf davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı noktasından kaynaklanmaktadır. Bildirimsiz kalan sigortalı çalışmaların tespiti davalarının, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde açılabileceği öngörülmüştür. Bu sürenin hak düşürücü bir süre olduğu Yargıtay'ın yerleşmiş, oturmuş görüşlerindendir. 506 sayılı Kanunun 79/1 maddesinde açıkça, işveren tarafından sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiğinin yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nde, işveren tarafından Kuruma verilmesi gereken belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu vs. olarak belirtilmiştir. Bu belgelerden herhangi birinin Kuruma verilmesi veya Kurum tarafından fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir....
Sayın çoğunluk ile aramızdaki ihtilaf davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı noktasından kaynaklanmaktadır. Bildirimsiz kalan sigortalı çalışmaların tespiti davalarının, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde açılabileceği öngörülmüştür. Bu sürenin hak düşürücü bir süre olduğu Yargıtay'ın yerleşmiş, oturmuş görüşlerindendir. 506 sayılı Kanunun 79/1 maddesinde açıkça, işveren tarafından sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiğinin yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nde, işveren tarafından Kuruma verilmesi gereken belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu vs. olarak belirtilmiştir. Bu belgelerden herhangi birinin Kuruma verilmesi veya Kurum tarafından fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir....
Hukuk Dairesinin onama yönündeki çoğunluk görüşüne katılamamaktayım....
-İş Sendikasının üye sayısının 415 kişi olarak tespiti sonucu çoğunluk üyeye sahip olduğundan bahisle davalı sendikaya işletme bazında toplu iş sözleşmesi yetkisi verildiğini, ancak ... A.Ş'nin İstanbul, Bursa, Elazığ, Mersin, İzmir, Muğla, Tekirdağ 'da bulunan iş yerlerinden başka Ankara 'da kurulu 2 işyerinin işletme kapsamı dışında bırakılarak çoğunluk tespitinde nazara alınmadığını, bu iş yerlerinin de dikkate alınması durumunda üye çoğunluğunun davacı sendikada olup davalı sendikanın çoğunluğu sağlayamadığını iddia ederek bakanlığın olumlu yetki tespitinin iptalini istemiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı ... vekili; yetki ve hak düşürücü süre itirazları olduğunu, tespitte bir hata olmadığını, ......
İş Sendikası'nın sağladığı belirtilerek çoğunluk tespiti yapıldığını, davacı işyerinin aynı iş kolunda üç işyeri bulunması sebebiyle ancak işletme ünitesi olarak çoğunluk tespitinin yapılabileceğini, başvuru tarihi itibariyle işletmede çalışan sayısının daha yüksek olması, üye olarak hesaba alınan çalışanların Sendikalar Kanunu uyarınca tespit tarihinde üyeliklerinin geçerli olup olmadığının belli olmaması, davalı Sendikanın gerçekte çoğunluğunun olmaması sebepleriyle tespit kararının yasaya aykırı olduğunu, davaya konu edilen çoğunluk tespit yazısının işyerine ilişkin olduğunu, somut olayda aynı işkoluna giren bir işyeri olduğunu, ayrıca davalı işverenin işletme merkezinin İstanbul adresinde olduğunu, dolayısıyla davalı işverene ait davalı sendikanın girdiği iş kolunda iş yeri TİS ünitesi değil, işletme TİS ünitesi olduğunu, Bakanlığın tespitinin işyeri üzerinden olduğu için işletme TİS'i yapmaya elverişli olmadığını, tespitin öncelikle bu sebeple iptalinin gerektiğini, ayrıca işletmenin...
İş Mahkemesinin 2016/477 Esas sayılı dosyası ile iptal davası açıldığını, davalılardan Öz Sağlık İş Sendikasının 05.09.2016 tarihinde ÇSGB Çalışma Genel Müdürlüğüne başvuru yaparak 0001227.041 SGK sicil nolu işyerinde çoğunlukta olduklarının tespitini istediğini, ÇSGB Çalışma Genel Müdürlüğünün çoğunluk tespit yazısını Sendikalarına gönderdiğini ve bu çoğunluk tespitine karşı Kanunun belirlediği süre içinde itirazlarını sunduklarını, işkolu değişikliği tespiti ve bu tespite itirazlarını yetki süreci başlamadan önce yaptıklarından, davalılardan Öz Sağlık İş Sendikasının yetki tespiti başvurusunun 6356 sayılı Yasa’nın 5. maddesinin 2. fıkrasının “yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur.” düzenlenmesi kapsamında değerlendirilmemesi gerektiğini, işkolu tespitine itiraz davasının bekletici mesele yapılması gerekirken Öz Sağlık İş Sendikasına bu işyerleri yönünden olumlu çoğunluk tespiti verilmesinin hukuka ve...
Maddesinde yer alan yasal düzenleme gereğince, davacı şirket tarafından hizmet alım ihalesi yoluyla faaliyet yürütülen Eskişehir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü, Sağlık SGM ile Bağlı Depo ve Tepebaşı SGM işyerinde TİS imzalamak üzere çalışan işçi çoğunluğunun tespiti için 26.05.2017 tarihinde T6 yetki tespit başvurusu yapıldığını, T6 Çalışma Genel Müdürlüğünce 15/06/2017 tarih ve 20996690- 103.02- E.52694 sayılı yazı ile T1 A.Ş. tarafından hizmet alım ihalesi yoluyla faaliyet yürütülen 1107381.026 sicil numaralı işyerinde yetki tespit başvuru tarihi olan 26/05/2017 itibari ile 30 isçinin çalıştığı ve 23 işçinin müvekkili T4-Sen Sendikasına üye olduğu açıklanmak suretiyle, toplu iş sözleşmesi yapmak üzere, müvekkili T4-Sen Sendikasına çoğunluk tespiti verildiğini, davacı şirket tarafından T6 Çalışma Genel Müdürlüğünce müvekkili sendika lehine verilmiş olan 15/06/2017 tarih ve 20996690- 103.2- E.52694 sayılı çoğunluk tespitinin iptaline karar verilmesi istemiyle iş bu dava açılmış bulunduğunu...
Çoğunluk tespitine itiraz davaları kamu düzeni ile ilgili olduğundan mahkemece kendiliğinden başvuru tarihi itibarıyla işçi ve üye sayısının kesin olarak tespiti gerekir. Bunun içinde öncelikle tespite konu işyerinde çalışan işçilerle ilgili olarak işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu’na verilen Aylık Hizmet Prim Bordrolar ile işe giriş çıkış bildirimlerinin, yine işletmeye dahil işyerlerin bağlı bulunduğu bölge çalışma müdürlüklerinde bulunan işyerlerinin kuruluşlarından beri çalışan işçilerin davacı...-İş Sendikası ve davalı ...-İş Sendikası yahut gıda işkolunda kurulu diğer sendikalara üyelik durumlarını gösteren üye kayıt fişleri ile üyelikten çekilme bildirimlerinin incelenmesine gerek görülmüştür. Anılan belgelerin ilgili kurumlardan getirtilerek dosya içerisinde konulup gönderilmesi için dosyanın mahalli mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26.1.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.....