Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda borçluların, dava dilekçesinde takip dayanağı çekte tahrifat yapıldığı, çekin teminat senedi olduğu ve borcun bulunmadığı iddiası ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetini birlikte ileri sürmesi ve yerel mahkemece ilk verilen kararın istinaf incelemesinde Bölge Adliye Mahkemesi’nce usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verilip, daha sonrasında diğer borca itirazlar hakkında karar verilmesi gerektiğinden bahisle ortadan kaldırılmasına rağmen kaldırma kararı sonrası gerek İlk Derece Mahkemesince gerek Bölge Adliye Mahkemesince, iş bu usulsüz tebligat şikayeti hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir....

    DAVA KONUSU : Çekte takip sonrasında zamanaşımı şikayeti KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Alacaklı firma tarafından davacı borçlu aleyhine 02.08.2006 tarihinde 10 örnek icra takibine geçildiğini, takip konusu kambiyo senetlerinin, çek olup 2006 yılı keşide ve ibraz tarihlerini taşıdığını, alacaklı tarafça sürdürülen işlemlerin en sonuncusunun 20.10.2019 tarihi olup bu tarihten sonra takip dosyasında herhangi bir işlem yapılmadığını, icra takibinin müdürlükçe, 25.12.2020 tarihinde takipsizlik sebebiyle kapatıldığını, çeklerin ibraz tarihi olan 2006 yılı itibarıyla 6 aylık zamanaşımına tabi olması sebebiyle alacaklının 6 aylık sürelerde zamanaşımını kesen işlem yapmasının zorunlu olduğunu, icra takip dosyasında görüleceği üzere en son alacaklı haciz istem tarihinin 20.10.2019 olup 6 aylık zamanaşımı süresinin, yasaklı pandemi...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, çeke dayalı olarak 28.12.2020 tarihinde takibe başlanmış olup, takibe dayanak çekin keşide tarihinin 23.02.2018 tarihi olduğu, 05.03.2018 tarihinde muhatap bankaya ibraz edildiği, çekin ibraz süresinin sona ermesinden itibaren zamanaşımını süresinin işlemeye başlayacağı, çekte zamanaşımı süresinin TTK 778. maddesinin göndermesiyle aynı Kanunun'un 749. maddesi gereğince 3 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı davacının zamanaşımı itirazı yerinde görülmediği, yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde davalı-alacaklı tarafça taşkın faiz talebinde bulunulmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davacının borca ve zamanaşımına yönelik itirazlarının ve çekin kambiyo vasfına yönelik şikayetinin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

      konu çekte bu olmadığı gibi takip alacaklısının ibraz öncesi ciro silsilesi içinde de yer almadığını, iptal edilen cironun yazılmamış sayıldığını, takip dosyasındaki hacizlerin dosya borcundan fazla olduğunu, taşkın haciz uygulandığını belirterek takibin ve taşkın hacizlerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

      nin icra mahkemesine başvurarak; takip dayanağı çekte ortak girişimin cirosu olduğundan dolayı hakkında takip yapıldığını, çekte ayrıca cirosunun bulunmadığını, borca ve imzaya itiraz nedeniyle ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/79 E. sayılı dosyasında tedbiren takibin durdurulmasına karar verildiğini, bunlara rağmen ortak girişimdeki tasfiye payına haciz konulduğunu, kesinleşmemiş bir icra takibinde haciz işlemi yapılamayacağını ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece; takibe dayanak çekte davacı şirket "... İnş. Tic. Turz. San. Ltd. Şti.'nin ayrı ve bağımsız bir cirosunun mevcut olduğu, ortaklığı oluşturan her iki şirket yönünden ayrı ayrı gösterilerek takip başlatıldığı gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği görülmektedir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 622-623. maddeleri gereğince adi ortaklıkta her ortak, şirketin kârına iştirak hakkına sahip olduğundan ortağın kişisel alacaklıları, borçlu ortağın şirketteki kâr payını haczettirebilirler....

        Borçlu şirketin keşideci sıfatı ile iki farklı temsilinin çift imzası ile yetkilendirilme yapıldığı ve takip konusu çekte yalnızca bir temsilcinin imzasının bulunmasının yeterli olmayacağından, takibin şirkete yöneltilemeyeceği iddiası İİK'nun 168/5 ve 169. maddeleri kapsamından borca itiraz olup, borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesi uyarınca 31.12.2014 tarihinde takip durdurulduğuna göre, borca itirazın kabulü halinde, borçlu aleyhine icra inkar tazminatı verilmesi gerekir. O halde mahkemece; borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile alacaklının tazminat talebinin reddine karar verilmesi isabetsizdir....

          Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2009/304 Esas-2010/327 Karar sayılı ilamı ile çek aslının 2.500,00 TL olduğu ve çekte yapılan oynama ile rakamın değiştirildiğinin tespit edildiğini, ancak müvekkili ...'ın üzerine atılı suçlamalardan beraat ettiğini, çekin sahih olan 2.500,00 TL'lik kısmının davalı tarafça ödenmediğini, zamanaşımına uğradığı iddia edilen takip dayanağı çekin TTK'nın 732 inci maddesi gereğince borcun varlığının kesin bir ispat aracı olduğunu belirterek itirazın iptali ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir temel ilişki bulunmadığını, takip dayanağı çekin yasal süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmediğini, bu sebeple davacının müracaat hakkının olmadığını, ayrıca takip dayanağı çekin zamanaşımına uğradığını, bu çek nedeniyle açılan davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ......

            Mahkemece, toplanan delillere göre, takibe konu çekle ilgili adi takip yapıldığı, çek hamilinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunduğu, takip tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin geçmediği, bu nedenle davalıların zamanaşımı itirazının ara kararla reddine karar verildiği, 25/01/2009 keşide tarihli çekteki keşide tarihinin üzerinin çizilerek paraf edilmiş olduğu. herhangi imza itirazı bulunmadığı için davalı tarafın tahrifat iddiasının yerinde olmadığı, çekin davalı ... İtaatli tarafından davacıya ciro edildiği, temel ilişki yönünden davalı ... İtaatli ve......

              Somut olayda takip dayanağı çekte keşideci imzası dışında ikinci bir imza bulunmadığı, keşideci ünvanının altında el yazısı ile T1 adının ve TC. kimlik numarasının elle yazılı olduğu, alacaklı tarafça keşideci şirket ile birlikte davacı T1 hakkında da kambiyo senetlerine mahsus yolla takip talebinde bulunulması ve ödeme emrinin 08/11/2018 tarihinde borçlu T1’e tebliği üzerine borçlunun Rize İcra Hukuk Mahkemesini aracı kılarak 12/11/2018 tarihinde 5 günlük yasal süre içerisinde itiraz başvurusunda bulunduğu, takibin durdurulması ve iptalini istediği, ayrıca tazminat talebinde bulunduğu, takip dayanağı çekin kambiyo senedi vasfını haiz olduğu, yasal süresi içerisinde bankaya ibraz edildiği, İlk Derece Mahkemesince istem İİK.nun 170/a maddesine dayalı takibin iptali şikayeti olarak kabul edilerek takibin iptaline karar verildiği, davacının tazminat isteğine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır....

              Mahkemece, borçlunun zamanaşımı itirazının kabulü halinde İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olmakla birlikte, takibi yapan ...'nun takip konusu çekte cirosu ve dolayısı ile yetkili hamil sıfatı bulunmadığı görülmektedir. O halde mahkemece alacaklının yetkili hamil sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle, takibin İİK'nun 170/a-2. maddesi uyarınca iptaline karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı itirazının kabulü nedeniyle takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz ise de, sonuçta takip iptal edildiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Öte yandan İİK'nun 169/a-6. maddesinde; “Borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde kötüniyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir” hükmüne yer verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu