Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı ..., borçlu olmadığının tespiti için ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/231 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtığını, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/231 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını istemiş, davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 1808 parsel, B blok, 19 No'lu bağımsız bölüm üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacılar vekili, davalı tarafından davacılar aleyhine ... . İcra Müdürlüğü’nün 2011/5602 E. sayılı dosyası ile başlatılan takip dayanağı sözleşmeden kaynaklanan asıl alacağın ferileri niteliğindeki faiz ve cezai şarta ilişkin yapılmış ödemelerin haksız şart niteliğinde olması nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti ile faiz ve cezai şarta ilişkin yapılmış olan ödemelerden, şimdilik 1.000.-TL'nin faizi ile birlikte davalıdan istirdatı ile davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      İcra takibinden önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borçlu olmadığının hemen tespit edilmesinde korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması gerekir. Taraflar arasındaki hukuki ilişki belirsizlik içeriyorsa ve bu belirsizlik nedeniyle borçlunun durumu tehlikede ise veya borçlunun durumu tereddüt içindeyse menfi tespit davası sonucunda varılacak kararla belirsizlik veya tehlike ortadan kalkacaksa hukuki yararın mevcut olduğu kabul edilmelidir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında hukuki yarar bakımından çeşitli ihtimaller ortaya çıkabilir. -Borçlu icra takibinden sonra fakat ödeme emrine henüz itiraz edebileceği dönemde, ödeme emrine itiraz edebilir. -Menfi tespit davası açabilir veya, -her iki yola birlikte başvurabilir. Alacaklı bir belgeye dayanmadan ilamsız icra takibi yapmışsa borçlu itirazla bu takibi durdurabilir....

        Mahkeme tespit davalarında bu arada menfi tespit davasın-da hukuki yararı kendiliğinden araştır ve yarar yoksa menfi tespit davasını bu nedenle reddeder. Menfi tespit davasında davacı dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerektiğini de ispat etmelidir. Menfi tespit davası borçlu hakkında bir takip yapılmadan önce açılabileceği gibi sonrada açılabilir. Takipten önce açılan menfi tespit davasında borçlunun hukuki durumu tehlikede ise veya belirsizlik içeriyorsa hukuki yararın bulunduğu kabul edilmelidir. Takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin seyrine göre hukuki yararın varlığı farklılık arz eder . İlamsız icra takibine itiraz etmeyen veya edemeyen borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu varsayılır. Genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine itiraz üzerine takip durduğu için borçlunun takip konusu alacakla ilgili menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığını tespit etmek zordur....

          İİK'nun 72/1. maddesi hükmüne göre borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit açabilir.Aynı maddenin 7. fıkrası hükmüne göre borçlu olmadığı bir parayı temamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak pararın geriye alınmasını isteyebilir. Somut olayda davacı borçlu 08.02.2008 tarihde borcu ödemiş, aynı tarihte menfi tespit davası açmıştır. Bu durumda davacı borçlu olmadığı halde ödemek mecburiyetinde kaldığı paranın geriye alınması için İİK'nun 72/7. maddesi gereğince istirdat davası açması gerekirken, menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı ve hukuki yararın dava koşulu olduğu gözetilmeksizin işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Eldeki dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takibe karşı menfi tespit istemine ilişkin olmakla, menfi tespit davaları ve kötüniyet tazminatına ilişkin yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır: Borçlu, aslında borçlu olmadığı veya borçlu olmadığına inandığı bir borcu ödememek için, alacaklının takip yapmasını veya dava açmasını bekleyebilir. Bu durumda aleyhine başlatılan takibe itiraz edebilir. İtiraz üzerine takip duracağından, alacaklı bu itirazı bertaraf ettirmek için harekete geçtiğinde, alacaklının itirazın iptali veya kaldırılması talebi üzerine, borçlu bu konudaki savunmalarını genel mahkemede veya icra mahkemesinde ileri sürebilecektir. Diğer halde borçlu, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir....

              Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Hakan Pencanıtez, Oğuz Atalay, Meral Sungurtekin Özkan, Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164). Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde (m. 68- 68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def’ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ölüm aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin ve menfi tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

                Ancak hukuki yararın bir davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için gerekli olduğu doktrin ve uygulamada kabul edilmelidir. Tespit davalarında hukuki yararın bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Mahkeme tespit davalarında bu arada menfi tespit davasın-da hukuki yararı kendiliğinden araştır ve yarar yoksa menfi tespit davasını bu nedenle reddeder. Menfi tespit davasında davacı dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerektiğini de ispat etmelidir. Menfi tespit davası borçlu hakkında bir takip yapılmadan önce açılabileceği gibi sonrada açılabilir. Takipten önce açılan menfi tespit davasında borçlunun hukuki durumu tehlikede ise veya belirsizlik içeriyorsa hukuki yararın bulunduğu kabul edilmelidir. Takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin seyrine göre hukuki yararın varlığı farklılık arz eder . İlamsız icra takibine itiraz etmeyen veya edemeyen borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu varsayılır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.......ile davalı vek.Av....'ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                    UYAP Entegrasyonu