Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

önce açmış olduğu menfi tespit davasının haklı olduğu kanısına varırsa borçlunun göstereceği teminat karşılığında menfi tespit davası sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebileceğini, görüleceği üzere davanın henüz açılmış olup herhangi bir tarafla ilgili haklı olduğu kanısına ulaşma durumunun söz konusu olmadığını, Hakimin menfi tespit davasının reddi haksız olduğu kanısına ulaşma gibi bir durumun olmadığını, üstelik hakimin takdir yetkisini kullanırken kanunun daha önceden belirlemiş olduğu sınırları doğru tespit etmesi gerektiğini ve bu sınırların dışına çıkmaması gerektğini, iİlgili hükmün hangi alanlarda ne tür bir takdir yetkisi tanıdığının tespiti üzerine normun konuluş amacına uygun olarak, bu amacı aşmayacak şeklide adalet ve hakkaniyete uygun bir hüküm kurulması gerektiğini, her hukuk davasında olduğu gibi, olumsuz tespit davalarında da , davacı- borçlunun bu davayı açmakta ''hukuki yararının'' bulunması gerektiğini, mahkemece davanın...

    Bu tür bir yararının bulunması hâlinde de borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. İİK'nın 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir....

    Eş söyleyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Öte yandan, Menfi tespit davasında genel hükümlere tabi dava olduğundan, borçlu tarafından dava açması için hukuki yararının olması gerekli olmakla birlikte, hukuki yararın bulunup bulunmadığı dava tarihine göre değerlendirilmelidir....

      ın eli ürünü olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. Dava; kambiyo senedine dayalı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, yasal dayanağını İİK'nun 72. maddesi oluşturmaktadır. Uyuşmazlık kambiyo senedinin iradeyi sakatlayan sebeplerle düzenlendiği iddiasına dayanmaktadır. Davacı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. 6098 sayılı TBK.nun 39 maddesinde; irade bozukluğuna dayalı olarak açılan menfi tespit davalarında 1 yıllık hak düşürücü süre öngörülmüştür....

        TL tutarlı borçlu cari hesap kredisi ve 5.222,47 TL tutarlı Business kredi kartı borcundan kaynaklandığının anlaşıldığı, bu durumda davaya konu borcun davalı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan ve davacının kefaletinin bulunmadığı 09/01/2013 tarihli kredi sözleşmesinden doğmuş olduğu, ayrıca davacının imzalamış olduğu sözleşme ve bonoya istinaden kullandırılan kredinin ise tamamen geri ödenmiş olduğu dikkate alındığında dava konusu borçtan davacının sorumlu tutulamayacağı'' kanaatiyle rapor tanzim etmiştir....

          Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, Beykoz İcra Müdürlüğü’nün 2006/2259 sayılı dosyasında borçlu davacının 4.800 YTL’lik (temerrüt faizi uygulanmak suretiyle) kısmına yönelik olarak davalı ...’a borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince ve katılma yolu ile davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Davalı vekilinin temyiz dilekçesi, temyiz defterine kaydedilmediği gibi, harcı da yatırılmadığından, temyiz isteminin reddi gerekmiştir. 2-Dava, İİK’nun 72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davalarında davacının borçlu olmadığı miktar saptanarak, bu miktar yönünden borçlu bulunulmadığının tespitine biçiminde hükmün oluşturulması gerekir. Mahkemece, bu yönler gözetilmeden olumlu tespit şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

            Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre davacının kullandığı sayacın camının çatlak ve aralıklı, aynı zamanda kulak mühürleriyle oynanmış olması nedeniyle kullandığı elektriğin usulsüz ve kaçak olduğu, davacı borcunun 347.76 TL.olup, davalı kurum talebinin 4.648.92.-TL.olduğu, bundan 347.76.-TL.düşüldüğünde toplam fazla talep edilen miktarın 4.301.16.-TL. olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, kaçak elektrik kullanıldığı gerekçesiyle davalı idare tarafından tahakkuk ettirilen borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece elektrik mühendisi Hakkı Tezcan'dan alınan asıl ve ek rapora davalının itiraz etmesi üzerine ikinci bir bilirkişiden asıl ve ek raporlar alınmıştır. Raporlar arasında çelişki bulunmaktadır....

              Mahkemece, davacının icra hukuk mahkemesinde açmış olduğu davayı kazandığı ve bonolardaki imzaların davacıya ait olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline karar verildiği, davalının bonoların lehdarı olup, senetlerdeki sahteliği bilebilecek durumda olduğu, davacıyı menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin kötü niyetle yapıldığı, istirdat talebinden yargılama sırasında feragat edildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 4.000,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 2011/11208 E., 2012/3068 K. sayılı ve 29.02.2012 tarihli bozma ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davacı borçlunun icra hakimliğinde açtığı davada dava konusu bonolardaki imzaların borçlu eli ürünü olmadığının kesinlik kazandığı, bu nedenle menfi tespit davasına konu edilen 5 adet bonodan dolayı İİK'nun 72. maddesi gereğince davacı tarafın davalı tarafa...

                Salt 6183 sayılı Kanun'da açık bir düzenleme bulunmadığı gerekçesi ile hak düşürücü süreyi kaçıran 3. şahıs için menfi tespit davası imkânını kabul etmemek büyük hak kayıplarına neden olabilecektir. Uyuşmazlığın çözümü yönünden üzerinde durulması gereken diğer bir nokta ise, hak arama hürriyetinin kısıtlanmamasıdır. Anayasa'nın 36. maddesinde hak arama hürriyeti düzenlenmiş olup kişilerin borçlu olmadığı bir miktarı sırf takip hukuku yönünden belli bir sürenin geçirilmesi sonucu kesinleşmesi nedeniyle ödemek zorunda bırakılması Anayasa'nın belirtilen hükmüne aykırılık teşkil eder. Kaldı ki, menfi tespit istemi hukuk sistemi içerisinde her zaman başvurulabilecek bir dava yolu olup kanunda açıkça bu hakkın tanınmadığı yönünde bir ifade yoksa menfi tespit davası açılabilmelidir (Özdemir, s. 101-102)....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Davacılar, Kurumca gönderilen ödeme emri nedeniyle Kuruma karşı borçlu olunmadığının tespiti ile ödeme emrinin iptalini istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne, Davanın KABULÜ ile, davalı Kurumun davacılar hakkında başlatmış olduğu 2015/11717 ve 2015/11718 sayılı takip dosyalarından dolayı gönderilen ödeme emirlerinin iptaline, ödeme emirlerinden dolayı davacıların davalı kuruma borçlu olmadıklarının tespitine, aksine kurum işleminin iptaline, karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu