Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı, davalı tarafından ..... İcra Müdürlüğü'nün 2007/4511 sayılı dosyasından takip konusu yapılan faiz oranının haksız olduğu iddiasıyla menfi tespit isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı/borçlu vekilinin temyizi üzerine karar, Dairemizin 27.02.2012 gün ve 2011/12143 E. - 2012/2950 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur....
Dava, davalı ... şirketinin ödemek zorunda kaldığı tazminat bedelini, sigortalısı olan davacı aleyhine alkol nedeniyle rücu istemiyle başlattığı icra takibine ilişkin olarak davacının borçlu olmadığının tespiti (menfi tespit) ile davanın devamı sırasında ödenen bedellerin istirdatı istemine ilişkindir. Davacı taraf, menfi tespit ile birlikte alacağın tahsili halinde istirdadına ve icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiş; davanın devamı sırasında, davalının başlattığı icra takibi kapsamında, ödeme yaptığını belirterek bu bedel için istirdat kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davacı tarafın talebinin yerinde olduğu sonucuna varılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile davacının ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1330 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen takip konusu alacak sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır....
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan deliller doğrultusunda takibe konu bonoların yetkisiz temsilci tarafından tanzim edildiğinden geçersiz olduğu bu nedenle takibin iptali gerektiği, ancak davacının ticari defterlerini ibraz etmeyerek davalıya borçlu olmadığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle takibin iptaline, menfi tespit davasının ise reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, davalı tarafından takibe konulan bonolardan dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile bu bonolara ilişkin başlatılan takibin iptaline ilişkindir.Takip ve dava konusu bonoları imzalayan kişinin (... İşenç), kambiyo taahhüdünde bulunma ve kambiyo düzenleme yetkisinin bulunmadığı mahkemece yapılan araştırma sonucu tespit edilmiştir.Dolayısıyla ortada davacı şirketin sorumluluğunu doğuran, yetkili temsilcisi tarafından düzenlenen bono bulunmamaktadır....
Mahkemece davanın kabulü ile davacının icra dosyasına fazla ödediği 1.371,51 YTL’nın davalıdan istirdadına, davacının kötüniyet tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-İcra İflas Kanununun 72. maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasının kabulü halinde, talep eden borçlu lehine tazminata hükmedilebilmesi için icra takibinin haksızlığının yanında alacaklının ayrıca kötüniyetli olduğunun da ispatlanması gerekir. Davalının davacı aleyhine yaptığı icra takibinde kötüniyetli olduğu sübuta ermiş değildir....
Şti. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin asıl davadaki talebi; davalı yükleniciye fazla ödeme nedeni ile verilen iki ayrı çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti ve davalının haksız takibi nedeni ile kötü niyet tazminatı verilmesi olup, İİK'nın 72/V. maddesi hükmünce menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanırsa, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğunun anlaşılması durumunda talep üzerine borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar verilir...
Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir. Ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalının ödünç para verdiği iddiasıyla icra takibi başlattığını,ancak davalıdan borç para almadığını öne sürerek,borçlu olmadığının tespiti ile davalının % 40 tazminata mahkum edilmesini istemiştir. Davalı,davanın reddini dilemiştir....
Dava, ecrimisil alacağı ve menfi tespit isteğine ilişkindir. Davalı ... adına vasisi ... tarafından 30.04.2014 tarih, 13133 yevmiye numaralı noter ihtarı ile davacı ... ve dava dışı Aşır Sarıışık adına ihtarname gönderilmiş ve bu ihtarname üzerine muhataplardan davacı ... ihtarnameye istinaden eldeki menfi tespit davasını açmıştır. İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesi hükmüne göre; borçlu, icra takibi öncesinde ve icra takibi sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Somut olayımıza bakıldığında, davalı ...'ın davacı ... hakkında 30.04.2014 tarihli ve 13133 yevmiye numaralı ihtarı ile talep etmiş olduğu ecrimisil alacağına ilişkin icra takibinde bulunması ya da dava açması ihtimal dahilindedir. Menfi tespit davası açılabilmesi için çekişmeli alacakla ilgili mutlak olarak icra takibi veya dava açılması zorunlu olmayıp böyle bir tehlike veya tehdidin varlığı yeterlidir....
Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK'nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. .... Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarih ve 3568 E., 6425 K. ve 17.12.2015 tarih ve 7065 E., 17162 K., sayılı ilamları da bu yöndedir. Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde, borçluya borçlu olduğu gerekçesiyle çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle yedinde sayılan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istenmektedir. 01.10.2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK'nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir (...)....
Hukuk Dairesi tarafından verilen 06.11.2023 tarih 5228-6468 sayılı Bölge Adliye Mahkemelerinin Kesin Nitelikteki Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesi kararına göre; "2004 sayılı Kanun'un 89 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle ihbarnameye muhatap olan üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davasında görevli mahkemenin; davanın tarafları arasında doğrudan bir ilişki bulunmaması ve uyuşmazlığın takip hukukundan kaynaklanması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, tarafların tacir olmasının veya temel ilişkinin ticari nitelikte bulunmasının veyahut borcun temelini oluşturan senedin kambiyo senedi niteliğinde olmasının mahkemenin görevinin belirlenmesinde bir etkisinin bulunmadığına" karar verilmiş olup, bu yönüyle de İİK'nın 89/3. maddesi kapsamında açılacak menfi tespit davasında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır....